Hüda Par Bildiğiniz Gibi 

0
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

Hüda Par yer yer basın açıklamaları yapar ve o denli güçlü bir parti olmasa da yaptığı açıklamalar ses getirir; çünkü yaptığı açıklamalar genelde gündemdeki herhangi bir olaya dairdir çatlak sestir ve bilinenin -veya herhalde bu sefer böyle yapmazlar diye bekleyenlerin aksine yine beklendiği gibi ses vererek Kürtlerde kendilerine dönük küçükte olsa yeşeren “Bu da ‘herhalde’ artık bir bölge partisi” şeklindeki umutları yerle bir ederler. 

Yalnızca Kürtlerde diyorum, çünkü Hüda Par’ın Türkiye’nin değişik yerlerinde örgütlenmesi ve parti büroları olsa da diğer halklarda bir karşılığı yoktur, hatta kimsenin Hüda Par’ı bilmek veya anlamak gibi bir derdi de yoktur, tek takipçileri bir kısım Kürtlerdir ve onların da diğer Kürt çevrelerle sosyal anlamda bağları olsa da siyasal anlamda hiçbir bağları yoktur. Bu konuda arada keskin çizgiler var ve neredeyse hiçbir Hüda Par’lının diğer Kürt siyasi çevrelerle en ufak bir bağları yoktur. Bu konuda yer yer partiler arası umuda dönük nezaket ziyaretleri yaşansa da Hüda Par’ın bu ve buna benzer çıkışları yüzünden bu beklentinin boş bir beklenti olduğu zannı güç kazanmaktadır. Belli ki Hüda Par dün ne ise bugün de odur, milli olmak, Kürtlerin bir kısım milli sembolünü kullanmak yalnızca Kürtlerden oy toplamak için kullanılan siyasi bir hamledir. Ama şunu da teslim etmeliyim ki, görüştüğüm Hüda par yetkilileri bu sembolleri başkalarının değil, (burada ağırlıklı olarak kastedilen parti HDP’dir) kendilerinin kullanmaya haklarının olduğu yönündedir.   

Neden kendilerini Kürt sembollerini kullanmak zorunda görüyorlar? 

Kuşkusuz Hüda Par din referanslı bir partidir, Kürt sembollerini kullanmaları izledikleri siyasi çizginin bir karşılığı olmasa da Kürtlerin belirli bir kesiminde karşılık buluyor ve o çevreler de “Herhalde Hüda Par’da eski medrese geleneğinden gelen siyasi Kürt yapılarına doğru eviriliyor?” diye bir umut yaratıyor. Bilindiği gibi medrese geleneğinin Kürtlerde milli bir karşılığı var ve eski önemli tüm Kürt şahsiyetleri o gelenekten gelmedir. Hüda Par da bu yönlü açıklamalar yapınca o geleneğin milli olduğunu bilen Kürtlerde sempati toplamakta ve “Bunlar gerçekten böyle ise HDP tarafından muhatap alınmaları gerekmektedir” şeklinde ses vermektedirler. Hüda Par’dan şahsen görüştüğüm insanlarda bu sembolleri kendilerinin kullanmayı hakkı olduklarını, HDP ve türevi yapılanmaların sahtekar olduklarını ve o sembolleri onların kullanırken aslında suistimal ettiklerini söylediler.  

İşin doğrusu Hüda par’ın turnusol kağıdı olarak karşısına HDP’yi alması ve kullandığı Kürt milli sembolleri konusunda HDP’yi rakip görmesi hem bir ironi ve h de izaha muhtaç bir konudur; çünkü Hüda Par’ın İslami kimlik vurgusunda görüldüğü gibi HDP’de oylarını önemli oranda Kürtlerden almakla birlikte Türkiye partisi olduğunu söylemektedir. Bu durum pek tabi olarak HDP’nin de Hüda Par’ın da Kürt sembollerini yalnızca Kürtlerden oy toplamak için kullandıkları görüşünü onaylar niteliktedir. Ama özelde görüştüğüm iki partinin mensupları da o sembolleri kullanma haklarının kendilerinin olduğunu, çünkü en milli olanın kendileri olduğunu savundular. Siyasetlerinin merkezinde neden Tahran ve Ankara olduğunu sorduğum da ise; bunun inanç, fikir ve siyasetlerinin bir gereği olduğunu söylediler.  

Şahsen tatmin olmadım! 

Tabi burada cevaplandırılması gereken ciddi bir soru var; çünkü Hüda Par İslami bir parti olduğunu söylerken, HDP de açık bir şekilde Türkiye partisi olduğunu söylüyor ve Kürtlerden oy toplasalar da yüzleri Kürtlere dönük değil, biri Tahran’a ve diğeri de Ankara’ya bakıyor.  

Ankara anlaşılırdır da Tahran nereden çıktı? Diye sorabilirsiniz, çünkü buradaki nüfusun ekserisi suni iken, İran’daki nüfus şiidir. 

İran Şii olsa da, İslami bir devrim yapması belirli bazı İslami kesimlerce büyük bir sempati toplamıştı. Hüda Par’da o kesimlerden biridir. İlk başlarda Hizbullah adıyla ortaya çıkan Hüda Par zaten İran İslam devrimini referans alıyordu. Hizbullah örgütünün kurulduğu dönem ve o dönem yaşanan karanlık olayları bir kenara koysak da bu onu şaibeli bir örgüt olmaktan çıkarmıyor. Buda pek tabii olarak geçmişi unutmayan Kürt halkının Hüda Par’ı sorgulamasına neden oluyor.  

Hüda Par değişti mi, yoksa hala eski karanlık Hizbullah’ın bir devamı mıdır, bizzat Hüda Par’ın Kürtlere bu konuda tatmin edici bir açıklama yapması bekliyor.   

Bu konuda bir açıklama yok tabi ve İran’a dönük rejim yanlısı tutumları dün Kürtleri ortada bıraktığı gibi bugünde ortada bırakıyor. 

Ben Hüda Par’ı neden gündem konusu yaptım? 

Bildiğiniz gibi İran’da Mahsa Amini adında 22 yaşında bir kadın (ki bazı yazarlar Amini’nin Kürt kökenli olması ve ahlak polislerinin özellikle bu nedenle sert davranması sonucu kızın ölümüne sebebiyet verdiklerini söylüyorlar. Ancak durum şimdilik bu yönüyle net olmadığı için olayı bu vurguyla izah etmeyi erken buluyorum) yalnızca saçlarını ahlaka uygun örtmediği iddiasıyla ahlak polisleri tarafından gözaltına alındı ve gözaltında uğradığı işkence sonucu hayatını kaybetti. Konuyla ilgili neredeyse tüm ülke halkları ve bir kısım siyasi partiler insani açıdan tepki verirken, Hüda Par verilen tepkilerin İran rejimine dönük olduğunu ve Batı’nın verdiği bu tepkinin amacının İran’ı iç savaşa sürüklemek olduğunu söyledi. Batının İran’a dönük genel yaklaşımı bellidir, bu konuda bir şey yazmaya gerek yok, ama tüm insanlar bir cinayete dönük tepki verirken Hüda Par’ın cinayeti işleyenlerin yanında yer alır gibi İran rejiminin ağzıyla konuşması dikkatte değerdir. Dahası, Hüda Par’a sempatiyle yaklaşan bir kısım Kürtler için izaha muhtaç bir açıklamadır.  

Bildiğiniz gibi Hüda Par’ı kuşkuyla izleyen Kürt çevrelerde Hüda Par’ın bu açıklaması adeta bir infiale neden oldu. Sosyal medya Hüda Par merkezinin yaptığı bu basın açıklamasından sonra adeta yıkıldı. Hüda Par bu konuda başka bir açıklama yapar mı bilinmez ama bu çevrelerin Hüda Par’dan şiddetle bir açıklama bekledikleri ortadadır. 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz