Hükümet seçim yasaları ile oynamaya başlamışsa sonunun geldiğini anlamış demektir..

0

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası basın toplantısı düzenledi. “Geçtiğimiz ay Rusya, Ukrayna’yı işgal etti. Karadeniz’de tansiyon, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana, hiç olmadığı kadar arttı.” diyen Öztrak, şunları söyledi:

“Türkiye savaşı bir kenara bıraktı, Rusya’dan, Ukrayna’dan ithal ettiğimiz, ayçiçek yağlarını taşıyan gemileri, ülkeye getirebilmek için uğraştı. Bağıra çağıra gelen bu savaş çıktığında ise sarayın kibirlisi Afrika gezisindeydi. Hiçbir önlem almadığı, bu krize de hazırlıksız olduğumuz ortaya çıktı. Çinlilere atfedilen bir başka meşhur söz daha var. ‘Kriz, aynı zamanda fırsattır’ ancak krizlerin fırsat olabilmesi için, belli bir hazırlık da şart… Çünkü ‘talih, ancak hazırlıklı zihinlere güler.’ Bunu yaşadığımız her krizle ve ardından kaçan fırsatlarla zaten gördük.

Damat, ‘bu ülkede her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız’ sözüne inanmış. ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ sözüne fazlaca itimat etmiş. Kitap yazmış. Milletle alay eder gibi adını da ‘Burası Çok Önemli’ koymuş. Bu kitabın adı ‘kasada no papel’ olmalıydı.  Madem adını ‘Burası Çok Önemli’ koymuş, umarım Merkez Bankası’nın arka kapısından çıkarıp, kendisine bağlı kamu bankaları eliyle sattığı, ‘128 milyar dolar nerede’ hikâyesini de kitabında yazmıştır. Kayınpeder ve damadın buharlaştırdığı 128 milyar dolar yüzünden, ülkemizin döviz kasası 70 sente muhtaç. 10 Mart itibariyle, TCMB’nin döviz kasası 55 milyar dolar açık veriyor. Kuzeyimizdeki savaşa bomboş kasayla yakalandık. Yine bu savaşa rekor üstüne rekor kıran bir enflasyonla yakalandık. Türkiye, şubatta yüzde 50’yi aşan enflasyonla, Arjantin’i solladı, G-20’nin ve OECD’nin enflasyon şampiyonu oldu. Şu an, dünyada en yüksek enflasyona sahip 8. ülkeyiz.

Yıl başında asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam, daha ilk iki ayda açlık sınırının altına düştü. Her zaman söylüyoruz, ‘mühim olan cebinizde kaç para olduğundan çok, o parayla ne alabildiğinizdir.’  Şu anda en büyük banknotumuz 200 lira. 200 liralık banknot, Ocak 2009’da tedavüle çıktı. İlk çıktığında bu 200 lirayla; 40 litre ayçiçeği yağı alınıyordu, şimdi 6 litre bile alınamıyor. İlk çıktığında bu 200 lirayla; 90 paket makarna alınıyordu, şimdi ancak 20 paket alınabiliyor. İlk çıktığında bu 200 lirayla; 12 kilo dana eti alınıyordu, bugün 2 kilo alınamıyor. İlk çıktığında bu 200 lirayla; mutfağa 5 tane 12 kiloluk tüp gaz alınabilirken, şimdi tek bir tane bile alınamıyor.

12 kilogramlık mutfak tüpünün fiyatı 300 liraya dayandı. Ama en beteri benzinde, mazotta. İlk çıktığında bu 200 lirayla; 1,5 depo benzin, 2 depoya yakın mazot alabiliyorduk, bugün aynı 200 lirayla, 10 litre bile yakıt alınmıyor, 200 liralık yakıt koyuyorsunuz, deponun ışığı zor sönüyor. İşe iki kez gidip gelince, akaryakıt ışığı yine yanıyor. Benzin mazot fiyatları yakar top oldu, kimse elinde tutmak istemiyor. EPDK Başkanı televizyonlarda fiyatları duyuran EPGİS’i vatandaşı yanıltmakla suçluyor. Suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyor. EPGİS de ‘buyurun başvurun, kimin doğru kimin yanlış söylediği belli olsun’ diye rest çekiyor. O mu yaptı, bu mu dedi, önemli değil. Sonuç: Pompada mazot 23 lira benzin 20 liranın üstünde.

Yeni Tarım Bakanı da eskisi gibi çıktı. Bakanlık kariyerine kendinden öncekini aratmayan açıklamalarla giriş yaptı. Yerli ve milli üretimi ve üreticiyi desteklemek, bu bakanın da aklında yok. Afrika’nın ‘kuzeyinde olmasa bile güneyindeki bakir alanlarda’ tarımsal üretim planlarını anlatıyor. Sanki bu ülkenin toprağı bitti. Çiftçisi yok. Bu ülkenin toprağı da var, çiftçisi de var ama belli ki onları düşünen bir hükümeti bir tarım bakanı yok. Beyler Antalya’dan İstanbul’a, meyve sebzeyi ucuza taşımayı beceremiyor, Afrika’da mal ürettirip Türkiye’ye taşımaya kalkıyor. Taze Bakan’ın anlaşılan haberi yok, akaryakıt fiyatlarındaki günlük artışlara, üretici de nakliyeci de yetişemiyor. Artık ürünün fiyatı Hal’den çıkıp pazara giderken yolda değişiyor.

Biz Talan İstanbul’un parasını ödemeyeceğimizi söylediğimizde, ‘söke söke sizden bu paraları, uluslararası tahkim yoluyla alırlar’ diyen Erdoğan, Telekom’da kulağının üstüne yatmış. Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ya? Hiç mi devlet terbiyesi görmediniz? Başka bir ülkede olsa hem ulusal hem uluslararası mahkemelerde, bunu yapanın burnundan fitil fitil getirilirdi, ama bıraktık hesap sormayı, Erdoğan temettüleri alıp kaçanı sarayında ağırladı. Allah Aşkına Türk Telekom’un geçmişten bugüne, yönetim kurulu üyelerine bir bakın.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı mı dersiniz, Cumhurbaşkanı Genel Sekreterleri mi dersiniz, Cumhurbaşkanı danışmanları mı dersiniz, bakan yardımcıları mı dersiniz, hatta Nebati Bakanın bile yolu, Türk Telekom’dan geçmiş… Şimdi 2026’ya az bir süre kalmışken, Erdoğan şahsım hükümeti için de artık yolun sonu görünmüşken, Varlık Fonu Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini, 1 milyar 650 milyon dolar kredi kullanarak bankalardan devraldı. Neden şimdi? Devlete iadesine 4 yıl kalmışken, Varlık Fonu paraya sıkışmışken, fon borçlandırılarak bankalar mı kurtarıldı? Yoksa suç mahallinde delil mi karartılacak? Ya da seçimlerden hemen önce Türk Telekom apar topar, birileri için kılçıksız balığa mı dönüştürülüyor? Kime, neyin sözü verildi? ‘Miri malı balık kılçığıdır’. Yutulmaz. Yutmaya kalkanın boğazına takılır. Türk Telekom özelleştirmesi, iktidara geldiğimizde hesabı sorulacak ilk işlerden biri olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Eğer iş başında bir hükümet seçim yasaları ile oynamaya başlamışsa sonunun geldiğini anlamış demektir. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimiz bunların ne yaptığını gördü, notlarını verdi, bir an evvel evlerine göndermek için de sandığı dört gözle bekliyor. Gidiyor gitmekte olan, geliyor gelmekte olan.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz