İktidar Sözcüsü AP Raporu Konusunda Bize Ne Söylemek İstiyor?

0

Avrupa Parlamentosu 2018 Türkiye Raporu’nda “Avrupa Birliği’ne Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması” çağrısında bulundu.

Günlerdir Türkiye Dışişleri Bakanı memleketin envai noktasında “Zillet İttifakı”nı !!! halka anlatırken belli ki Avrupa Parlamentosu ile ilgilenecek vakti olmamış.

Karara cevap Ömer Çelik’ten geliyor: “Bu itibarsız karar, AP’nin artık aşırı sağın ideolojik güdümüne girdiğinin ilan edilmesidir. AP demokratik gelişmeye açık ve destekleyici kararlar almaktan uzaklaştı. Aşırı sağın dar penceresinden bakıyor dünyaya.”

Cumhur ortağı MHP ile birlikte Türkiye’de en sağ şeritte dolu dizgin giden AKP-MHP ittifakı nasıl oldu da bu sağ ideolojiden rahatsız oldu?

Bizim oportünist gurbetçi, Almanya’da Yeşillere/Sosyal Demokratlara, Türkiye’de AKP-MHP’ye oy verir.
Belli ki Ömer Çelik de aynısından istiyor.

Aslında Ömer Çelik daha 2 gün önce İstiklal Caddesinde protesto hakları ihlal edilen kadınlara dair söylediklerinin mürekkebi kurumamışken sağcılık eleştirisi yaparak kendisi ile çelişiyor.

Ne demişti Ömer Çelik: “Ezan-ı Muhammedi bu ülkenin semalarında ebediyen okunması için, ezan sesinin kalplerde yankılanması için bu sürecin karşısında büyük bir bedel ödenmiştir…. Ezanı protesto ettiklerine dair, sadece erkek egemen kültürle değil, ezanla dinle hesaplaşma içerisinde olduklarına dair yoğun şekilde açıklamalara devam ediyorlar.”

Türk sağının ölmez repliklerinden birini ertesi gün İstiklal Caddesi’ne bir grup “ezana uzanan eller kırılsın” protestocusunu da arz ettirmek pahasına sıralayan Ömer Çelik’in tezatlarla dolu bu dönüşen ruh halini anlamak için gerçekten çok çaba gerekiyor.

AKP’nin bırakın solcuyu/sosyalisti/komünisti/alt kültürü/feministi kendi gibi olmayan sağcıyı-İslamcıyı dahi verdiği oyla yargıladığı siyasal söyleminin Edirne il sınırını kuzeyden aştığında aldığı formu görünce suratının ekşimesini tabii ki anlıyoruz.

Zamanında Avrupa’lı vekillerin Türkçe “Evet” diyerek müzakereye davet ettikleri Türkiye-AB diyalogunda kazan doğurunca bayram edenler, kazanı duvarlara çarpa çarpa en sonunda öldürünce ne oluyor diye soruyor kendine…
Gülelim mi ağlayalım mı acaba?

Aynı suda iki kere yıkanmaktan sıkılmak bir yana, suyu bir havuza toplayıp içinde her türlü ihtiyacı karşılayınca olan tam da budur.

AKP’nin bir bilgisayar simülasyonuna benzeyen son 3-4 yıllık performansı eğer sanal alemde olsa idi eğlenceli gelebilirdi. Ancak bilgisayar oyununda bile bu kadar başarısız bir modeli savunmak mümkün değilken, gerçek hayatta bundan ilham almaya çalışmak dışarıdan gerçekten acayip görünüyor.

AKP-MHP ile birlikte neredeyse 4 yılı bulan ortaklığında, kurduğu sanal dünyada gayet mutlu, mesut ve başarılı hikayesini dinlediği havuz kanallarına inanmanın ağır faturasını ödememek için her şeyi yapmaya hazır görünüyor.

Civilization oyununda 13 yaşında çocuğun bile reva görmeyeceği kadar kötü bir modeli, en kaba şekilde insanlara tatbik ve ifadenin karşılığında ne bekleniyordu acaba?

MHP liderinin artık gerçekliğinden bile şüphe edilecek kadar tatsızlaşan söz oyunları, AKP liderinin son kullanma tarihi var gibi sürekli iptal ettiği söylevlerine karışıyor.
Bütün bu retorik ne kadar keyifsiz olsa da demokrasinin kazanana dayanan yapısında hoş görülebilir belki.
Ama bütün bu retoriğin gerçek hayata yansıyan müthiş bir ekonomik daralma ile kendini gösteren sonuçlarının tolere edilecek bir yönü kalmıyor.

AKP 17 yıldır trenine doldurduğu yolcularının bize anlattıkları hikayelere inanmamızı bekledi.
Trenden birer ikişer savurduğu yolculardan yola beraber çıktığı neredeyse kimse kalmadı.

Trenin bir dönem şimendifer vagonunda makinistlik mertebesini haiz olan Davutoğlu’nun; 3 aya vizelerin kalkacağını vaat ettiği Avrupa şimdi bizimle müzakereden imtina ediyor.

Ömer Çelik’e bakarsak bu aşırı sağcı oldukları içinmiş. Madem aşırı sağcılık kötü siz neden o yoldasınız?

Halkının yarısının yönelimini beğenmediğiniz ülkenin tamamını dışlayan Avrupa belli ki sizden sadece iki katı kadar kötü demektir.
Siz yarısını sevmiyorsunuz onlar iki katını.

AİHM kararlarını yok sayıp ondan sonra Avrupa’dan anlayış beklemek kadar manasız ne olabilir?

Ülkenin İçişleri Bakanının bir milletvekilini hedefe koyduğu, bununla da yetinmeyip turistleri dahi tutuklamaktan söz ettiği bir ortamda AB’nin bu politikaları teyit etmesi mi bekleniyor?

AKP, 7 Haziran 2015’de kaybettiği seçimi hiç bir zaman ortak idealleri paylaşmadığı MHP ile birleşerek kazanca dönüştürmüştü.

AKP belki sonraki seçimleri MHP ile kazandı.
Ama kaybettiği bir şey oldu: Ruhu…
Kendi ruhunuzu kaybettikten sonra kazandığınız da size ait değildir.

Ne demiş üstat Goethe :
“Sahip olduğum benden ne kadar uzak ve kaybettiğim ise asıl gerçek olan.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz