Ana Sayfa Ocak Yazarları İnternet İyi ve Kötüyü Değiştiriyor

İnternet İyi ve Kötüyü Değiştiriyor

0
İnternet İyi ve Kötüyü Değiştiriyor

Gruplaşmalar değişiyor. 

Gruplaşmalar derken hemen aklınıza bloklardaki değişiklikler gelmesin. 

ABD ve Rusya karşılıklı olarak yarışa devam ediyorlar. Çin, Rusya’nın yanında olmaya kararlı. 

Gruplaşmalardan kastım yeni bir anlayışın yaklaştığı. 

Bazı tecrübeli kişiler, ‘dünyada eskiden de değişimler oluyordu, her yeni kuşakla bu denli köklü değişimler olmaz’diyebilirler. 
Haklılar da. 

Ancak toplumları okurken yaşadıkları dönemleri çok iyi tahlil etmek gerekiyor. 

Sanayi devrimi tarım toplumunu ortadan kaldırdı ve aynı zamanda krallık ve imparatorlukları da. 

Sanayi devrimi sonrası Avrupa’da çocuk işçiler de vardı, iş hayatında kadınlara yapılan bariz kötülükler de. 

Medeniyetin beşiği dediğimiz Avrupa’da da bir zamanlar insanlar köle gibi çalıştırılıyorlardı. 

Bu değişimi ve gelişimi gösteren bir kriter olan haftalık çalışma saatlerini ele alalım. Sanayinin ve Avrupa Birliğinin motoru ülke olan Almanya’da haftalık çalışma saatleri nasıl 39 saate düştü bir bakalım. 

1800’de haftalık 70 saat, 

1820’de haftalık 78 saat, 

1870’te haftalık 73 saat, 

1900’de haftalık 70 saat, 

1919’da haftalık 48 saat, 

2010’da haftalık 39 saat. 

Sanayi devrimiyle hayatımız hem kolaylaştı hem de yeni ürünler tanıdık. 

2010’lı yıllardan sonra akıllı telefonlarla insanlar tekrar değişime girdiler. 

Artık herkes internet vasıtasıyla dünyaya anında bağlanabiliyor. Dünyaya duyurmak istediklerini ya da öğrenmek istediklerini anında yapabiliyor. 

Bütün bunlar neden mi aklıma geldi? 

İkamet değişikliği sebebiyle bana ulaşan aylık Şalom Dergisi biraz geç geldi. Bugün elime geçince hemen göz attım ve bazı makaleleri de hemen okudum. 

Hakkında ayrı bir yazı kaleme alacağım Leyla Alaton kapak konuğu. 

Derginin içinde bir makale dikkatimi çekti: ‘Sabiha Sertel’i torunu Tia O’Brien anlatıyor’

Bu makaleyi okuyunca biraz geçmişe gittim. 

Kendi geçmişime. 

Hangi mahalledenseniz bakış açılarınız da o mahallenin yaklaşımlarıyla aynı oluyor. 

Eğer bilimsel İslamcı bir mahalleden gelmişseniz doğal olarak size aktarılan belli kalıplar ve doğrular var. 

Sabiha Sertel’in aslında bir Selanikli olduğunu okuyunca dergide yer alan Sabetayist ve dönme tabirlerine takıldım. 

Okuyunca da bu konuda toplumu sürekli tahrik eden, kaşıyan ve Selaniklileri şeytanlaştıran İslamcı yazarlar zihnime geldiler.

İsmini bulmak için arama yaptım, o kadar silinmiş gitmiş.

Mehmet Ş. Eygi. 

Oturur dönmeler, kalkar dönmeler yazardı. 

Ve de diğerleri. 

Onlar için sabitlenmiş doğru şuydu: ‘Biz Müslümanız, en doğrusu biziz. Selanikliler ve Yahudiler şeytan’. 

Zihinlerdeki bu yargı bir dogmaydı. 

Yani sorgulanamaz, irdelenemez ve kati doğru. 

Hem kendilerini hem de toplumu ve de gençleri bu dogmayla eğitmeye çalıştılar. 

En genel geçer tespit netti: ‘İyiler biziz, kötüler onlar’

İslamcı mahalle böyle olunca diğer bütün mahalleler de böyleydi. Bu keskin ayırım her yerde aynıydı. 

Solcular için tek doğru onlar, dinciler için tek doğru onlar, Dinci Yahudiler için tek doğru onlar, Irkçı faşistler için tek doğru onlar… 

Bu liste uzayıp gider. 

Tek doğru demek aslında ‘iyi olan’ da demekti. 

Yani düzlem çok açık: İyiler ve Kötüler.

2023 yılına geldiğimizde şunu gördük. 

Denenmemişi deneyin diye meydanlara çıkanların da aslında diğerlerinden farkı yoktu. 

Ortada kötü olan işler vardı ve bunu da gene biz yaparız dediler ve yaptılar. 

Eskiden de vardı. 

Eskiden yapıyorlardı ve suçu hep başkalarına atıyorlardı: 
Ermeniler tü kaka, Aleviler tü kaka, Yahudiler – Dönmeler tü kaka…. 

En iyisini biziz. 

Halbuki en iyisi ve doğrusu olmadıkları ortaya çıktı. 

Derisi yüzülerek öldürülen Nesimi’yi artık gençler internete girerek hemen okuyabiliyorlar. 

İnternet kötü ve iyinin yerini değiştirmeye başladı. 

İnternet artık şeytanlaştırılanları da sunuyor bizzat şeytanlık yapanları da çünkü bütün bilgiler internette. 

Dönmeler, Selanikliler diye şeytanlaştıranların aslında şeytanın en büyük yardımcıları olduğu ortaya çıkmaya başladı. 

Alevileri hakir gören ve ötekileştirenlerin aslında dini kullanan ve din adına zulüm yapan dindar zalimler olduklarını gençler internetten okuyabiliyorlar. 

İnternet, akıllı telefonlar ve sosyal medya artık ‘iyi’ ve ‘kötü’yü değiştiriyor. 

İnsanları kandıranların artık işi zor. 

Gençler sorguladıkça yeni gruplaşmalar iyice belirginleşecek. 

İyi Müslüman, kötü Müslüman. 

İyi Hristiyan, kötü Hristiyan, 

İyi Yahudi, kötü Yahudi. 

İyi Solcu, kötü Solcu. 

İyi Milliyetçi, kötü Milliyetçi. 

İyi İnsan, Kötü İnsan. 

Kemal Kılıçdaroğlu bir video yayınladı ve dokunulmaz olan konuya dokundu. Adeta pandoranın kutusunu açtı. 

Alevilik… 

Bunun gerisi gelecek. 

Geleceği kurmak isteyenler dokunulmayan konulara dokunurlar Kılıçdaroğlu da öyle yaptı. 

Gençler ve genç beyinlere sahip olanlar bunu anlarlar ama dinozorların işi zor. 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Not: Kemal Kılıçdaroğlu’nun Videosu, tavsiye ederim: 

https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1648755862905708551
Önceki İçerik Bizim Ermenilerimiz
Sonraki İçerik Seçime doğru: Bahçeli kadar hesap adamı sayılmam ama dayanamadım, bir hesap da ben yaptım…
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz