- Seçimlere giderken İttifakların İslami Analizleri - 2 Şubat 2023
- Seçimlerde Millet İttifakı’nın Adayı… - 1 Şubat 2023
- Keyfilikten Hukuka Geçiş Metni - 31 Ocak 2023
İslamcılık kelimesini özellikle kullanmadım çünkü İslamcılık adına bağırış çağırış yapmadılar, bildiğiniz İslam adına yaptılar.
‘İslam geldiğinde şöyle..
İslam geldiğinde böyle… ‘
‘Ne olacak İslam geldiğinde?’ dediklerinde de ‘O zaman göreceksiniz huzuru, bolluğu, mutluluğu’ diyorlardı.
Seçim startı verildi ve kavga başladı. Öyle bir kavga ki, ‘şerefsizler, onursuzlar’ havada uçuşuyor.
Gençler, ‘İslam gelince…’ diye başlayan cümleleri bundan sonra dinlemeyecekler bile.
Neden mi?
Çünkü görünen resim her şeyi anlatıyor.
Türkiye’de, Katar’da, Suudi Arabistan’da…
Eskiden neler neler anlatılır, neler neler söylenirdi. İslam’ın geldiğinde olabilecek güzellikler potansiyel halde bir umut olarak vardı.
Ama artık yok.
Müslümanlar bu potansiyel umutları yok ettiler.
Hem de ne için biliyor musunuz?
Para için.
Demek ki İslam adına bu bağırıp çağıranlar parasal olarak o kadar açlarmış ki habituslarına yerleşmiş ve paraya ulaşınca her şey yok oldu.
Sadece siyasi olarak bir parti için bunu ifade etmiyorum. Cemaatler, tarikatlar ve İslami bütün örgütlenmeler için.
Eskiden sistemli bir çalışma önerileri ve tezler ortaya atıldığında cevap belliydi: ‘Paramız yok, imkanımız yok’.
Kaç yıldır sınırsız imkanlara sahip olan bu İslam söylemlerini yapanlara bakıyorum da zerre kadar sistemli bir çalışmanın içinde değiller.
Ne oldu sizin İslam çığırtkanlığınıza!!!
Söndü gitti.
Bu kadarmış yani…
Birisi ‘devleti ele geçireceğim’ diye bütün her şeyini yok etti, diğerleri onu örnek alıp devlette kadrolaşacağım diye birbirlerini yiyorlar. Bir başkası ‘aman gitmeyelim gidersek bütün yapılanlar havaya gider’ tehditlerinde…
Ya siz o zamanki gençleri bildiğiniz ‘kandırmışsınız’…
Bu kocaman bir yalanmış.
Peki çocuklarınıza, torunlarınıza ne bırakacaksınız?
Gençler size sorduklarında ne diyeceksiniz?
Mal, mülk para bıraktık mı diyeceksiniz.
Öyle diyecekseniz, size yaşadığım bir olayı anlatayım da tekrar düşünün.
Milli Görüş’ün camisinde göreve başladığım ilk hafta hastane ziyaretine katılmıştım. Uzun yıllar Almanya’da çalışmış bir amca kalp krizi geçirmiş.
Gittik, konuştuk.
40 yıl birikim yapmış apartmanlar almış.
Oğulları büyümüş ve o apartmanları satmış.
En son babasının oturduğu evi de satmışlar ve o amca buna dayanamamış kalp krizi geçirmiş.
Nasıl pişman olmuş.
Nasıl pişman olmuş.
Ama iş işten geçmiş…
Çocuklara, gençlere yatırım yapmamanın cezası bu.
Üzülmüyorum çünkü herkes kendi kaderini kendi çiziyor.
Hele İslam adına çığırtkanlık yapanlar adına zerre üzülmüyorum çünkü hakkettiniz.
Siyasete erdemi, sevgiyi, kaliteyi getireceğinize neler peşinde koşuyorsunuz.
Neden mi siyasete diye özellikle ifade ettim.
Çünkü siyaset en kirli alan da o yüzden.
Hadi hiçbir şey olmadı bari o alana biraz erdem getirseydiniz…
Sevgi ve Bilgiyle kalın
Sinan bey yazilarinnizi hep okurum gercekten cok haklisiniz ikibinli yillardi hikmet Cetin Kaya cumhuriyetten ve zaman g fehmi koru siyaset meydaninda tartisiyorlar fehmi bey gayet kibar ve nezaketli fakat rakibi akrasif fehmi beye islamcilarin dini imani hasa allahi dollar Mark demesinmi tabi fehmi bey biraz bozuldu ben dahada kizdim gelinen nokta onu hakli cikardi hem onu hem Aziz nesini