İsrail’in ablukası, dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü..

0

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu’na hitap eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu toplantının düzenlenmesine öncülük eden Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır’a teşekkür etti.

Çavuşoğlu, İsrail’in saldırıları sonucu hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce yaralıya da acil şifalar diledi.

Filistin’de uzun yıllardır bir dram yaşandığını ve yürekleri burkan bu trajedinin gözler önünde devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Bu trajedinin failleri aynı suçları tekrar tekrar işleyerek bizleri bu ağır suçlara, Filistin halkının zulmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlallerine karşı kayıtsız kılmaya çalışıyor.” dedi.

Çavuşoğlu, bu mezalim ve vahşet karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak, “Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” ifadesini kullandı.

Bugün gelinen noktayı iyi anlayabilmek için her şeyden önce mevcut durumun altında yatan sebeplerin doğru şekilde teşhis edilmesi gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, “Mevcut kriz, İsrail’in Kudüs’te devam eden provokasyonları, Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine yapılan saldırılar, Filistinlilerin ibadet özgürlüklerinin engellenmesi ve Filistinlilerin Şeyh Cerrah’taki evlerinden zorla tahliye edilmeleri nedeniyle yaşandı.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, bu saldırıların Müslümanlar için ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayında gerçekleştiğini, Gazze’de sadece sivillerin kullandığı yüksek katlı binaların değil, aynı zamanda okullar ve hastanelerin de hedef alındığını ifade etti.

İsrail’in, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı, Kızılay ve medya kuruluşlarının kullandığı binaları bile bombalamaktan geri durmadığını belirten Çavuşoğlu, Gazze’nin en önemli doktorlarının İsrail’in hava saldırılarıyla öldürüldüğünü söyledi.

Çavuşoğlu, “Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de yaşananların tek sorumlusu İsrail’dir.” dedi.

“Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması için çalışmalıyız”

Bakan Çavuşoğlu, İsrail işlediği suçlardan sorumlu tutulmadıkça ve hesap vermeyeceğine dair inancı ortadan kaldırılmadıkça bu tür trajedilerin tekrarlanmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrarın ancak yasa dışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabileceğine dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, ”İsrail’in son saldırıları, Filistinlilere yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. Nitekim, İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü.” ifadelerini kullandı.

Burada, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı 365 kilometrekarelik bir toprak parçasından bahsedildiğini aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bakın şu haritalar gerçekleri ortaya koyuyor, 1947 yılından bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasbedildiğini, nasıl işgal edildiğini gösteren bir haritadır. Elbette bugün burada bulunan tüm temsilciler, bu haritayı her gün görebiliyorlar çünkü bu BM çatısı altında, Filistinli kardeşlerimiz sürekli bu haritaları sergiliyor. Ama bu haritayı dünya iyi görsün ve 1947’den bugüne İsrail’in Filistin topraklarını nasıl çaldığını, nasıl gasbettiğini iyi görsün ve hatırlasın. İşte 1947’den beri süren işgalin ve çekilen acıların özetidir biraz önce gösterdiğim harita.”

İsrail’in bu eylemleriyle iki devletli çözüme ilişkin yerleşik parametreleri daha da aşındırmayı ve yeni bir oldu bitti yaratmayı hedeflediğini kaydeden Çavuşoğlu, ”Bu nedenle, şu anda yapılması gereken şey, sadece ateşkesin sağlanması değil, aynı zamanda İsrail’in Filistin toprakları üzerindeki işgal ve ablukasını sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesidir.” şeklinde konuştu.

BM Güvenlik Konseyi’nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olmasının ise talihsiz ve üzücü olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

”Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda, Konsey bir kez daha eylemsiz ve işlevsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dünya Beşten Büyüktür’ çağrısının sebebi de işte budur. Konsey ve üyeleri gerçekten ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsalardı, İsrail’in masum sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarını kati suretle kınar, etnik temizlik kampanyasını durdurmak için harekete geçerlerdi.”

İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için uluslararası toplum tarafından etkili yasal ve ahlaki tedbirler almanın vaktinin geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, yerlerinden edilmiş binlerce Filistinli için Gazze’ye insani yardımların önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, geçmişte, Güvenlik Konseyi’nin işlevsiz kaldığı durumlarda, BM Genel Kurulu’nun Kudüs’ün statüsü ve Filistinlilerin korunmasına yönelik tarihi kararlar almayı başardığını hatırlatarak, bu iki konunun bugün de İsrail-Filistin ihtilafının merkezinde yer aldığını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu,” Uluslararası toplumun Filistin halkını koruma sorumluluğu var. Genel Kurul 13 Haziran 2018 tarihinde kabul ettiği kararda, Filistinli sivil halkın güvenliğini ve korunmasını teminat altına alacak tedbirlerin ele alınması çağrısında bulunmuş, ayrıca İsrail’in Gazze Şeridi’ne giriş-çıkışlara yönelik yasak ve kısıtlamalarının sona erdirilmesini istemiş ve Gazze’deki Filistinlilere derhal ve engelleme olmadan insani yardım sağlanmasını talep etmişti. Bu karar doğrultusunda, Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar, gönüllü ülkelerin askeri ve mali katkılarıyla oluşturulacak uluslararası bir güç yoluyla fiziki korumayı da içermelidir.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in işlediği suçların hesabını vermesinin bu saldırıların tekrarının önlenmesi bakımından hayati olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Bu noktada, Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmaları ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne önemli görevler düşüyor.” dedi.

Filistinliler ve İsraillilerin barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için barış süreci ve iki devletli vizyonun yeniden canlandırılması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, üç semavi dinin merkezi Kudüs’ün statüsünün korunmasının kalıcı bir çözümün en önemli unsuru olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, ”Burada şunu da vurgulamak isterim: İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen antisemitizmle suçlanıp, susturulmaya çalışılıyor. Oysa, bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de bir insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. İsrail’in bugünkü saldırganlığını eleştiren çok sayıda Musevi var dünyanın her yerinde, benim ülkemde, Amerika’da, burada, İsrail’in içinde. Bu Yahudiler de mi antisemitik ya da Yahudi düşmanı. O yüzden işlediğiniz suçları örtbas etmek için veya bunu eleştirenleri susturmak için hemen antisemitik suçlamasına tevessül etmeyin. Biz hiçbir şekilde bu zülüm karşısında susmayacağız.” şeklinde konuştu.

Filistinlilerin aralarındaki fikir ayrılıklarını gidermeleri ve uzlaşıya varmalarının da zamanı geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, ”Ancak birleşik bir Filistin, bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir.” dedi.

Filistin’deki seçimlerin daha fazla gecikmeden yapılması gerektiğini, Kudüs’te seçimlerin yapılmasını engelleyenin ise İsrail olduğunu belirten Çavuşoğlu, Filistin halkının özgürlük ve haysiyetli bir yaşam yolundaki meşru taleplerinin artık daha fazla engellenemeyeceğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ”İsrail-Filistin ihtilafının adil, kapsamlı ve kalıcı çözümü de daha fazla ertelenemez. Türkiye, meşru taleplerinin karşılanması ve hak ve özgürlüklerinin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz