- Aslında Bu Bir Veda Yazısı Olacaktı! - 30 Nisan 2023
- Siz Bilinçli misiniz, Bilgili mi? - 26 Nisan 2023
- Her Dava Bir Palavradır - 22 Nisan 2023
Her kitap bir arayıcının hikâyesidir ve her hikaye bir insanın hayatı…
Anlatıcı eksik anlatsa da basite almayın, çünkü iyi anlatmak her insanın harcı değildir.
Ancak kesinlikle hiçbir hayat basit değildir, en azından her insanın hayatı kendisine göre zordur.
Kuşkusuz sorunumuz zoru göremiyor olmak değildir, zoru kendimize göre yoruyor olmaktır ve sanırım bu nedenle olsa gerek ki, başkaları için zor olan şey bize hep kolay gelmektedir.
Belli ki bir hayatın yaşadığı acıları görmek ile yaşamak aynı şey değildir.
Biz başkalarıyla aramızda en fazla kendimizce bir duygudaşlık kuruyor -özellikle kendimizce- ve kendimizi kurabildiğimiz o duygudaşlık oranında onların yerine koyuyoruz.
Kuşkusuz bu duygudaşlık oldukça zordur; zira bir insanın başka bir insanı anlaması için empati yapması yeterli değildir, onun hayatının da yaşaması gerekir.
Ötesi, yani daha iyi kavramak için daha suptil manada bir kavrayış gerektirir ki; doğrusu o kavrayış düzeyi pek az insanın sahip olduğu bir özelliktir.
O kavrayış elbette ulaşılmaz bir özellik değildir, ancak hemen öyle ulaşılabilir bir özellikte değildir, yani daha yalın bir ifadeyle anlatacak olursak sanırım o kavrayışa sahip olmak için bu biraz Şems ve birazda Mevlana olmayı gerektirmektedir.
Bundan öte her kavrayış muhtemelen tecrübeyi konuşturacaktır ve doğrusunu isterseniz her tecrübe sonuçlara dairdir.
İşte, “bekara karı boşamak kolaydır” dedikleri bu nedenledir.
Neden, derseniz.
Çünkü hiç kimse başka bir hayatın yaşadıklarının sahibi değildir ve zaten olmadığı için yaptığı başka hayatlara saf akılla yaklaşmaktan başka bir şey değildir.
Saf akıl ise, acı onun acısı olmadığından olaya genelde bir matematik problemini çözer gibi yaklaşmaktadır.
Peki, iyi bir okuyucu nasıldır?
İyi bir okuyucu yazılmamış olanı okuyandır.
Tabii bu arada iyi bir yazarın hakkını da teslim edecek olursak, oda yaşanmış olanı yaşatandır.
Bu farkın getirdiği sonuç ise bir felaket, dilsizin feryadını duyurmak için boğazını yırtmasından öte bir şeydir.
Diğer yandan, iyi bir okuyucu olmanın yolu ise öyle pek çoklarının sandığı gibi çok kitap okumak filan değildir; o bütünüyle bir kavrayış, olayı his ediştir.
Ve şu gerçeği teslim etmeme izin veriniz; normal okuyucunun olmadığı bir yerde o kavrayıştaki insana rastlamak oldukça az bir olasılıktır.
Çünkü okur beklediğimiz anlamda iyi bir kavrayışa sahip olmasa bile, o en azından bir arayıcıdır ve her arayıcının çabası kesinlikle hayatı, dünyayı veya evreni anlamak üzerinedir.
Dolayısıyla böyle biri sizi istediğiniz manada anlamasa bile, kendisini istekleriyle kuşatmış herhangi birinden daha iyi anlayacağı yüksek bir olasılıktır.
Kuşkusuz birinin sizi istediğiniz gibi anlamaması bir sorundur, ancak bu kesinlikle hiç anlamamasından daha iyidir.
Anlamak ise üst bir kavrayış, doğrusu bu herkeste olan bir özellik değildir.
İbrahim Yersiz