Kadınları Akşam Dövdüler, Ertesi Gün de Sövdüler

1

Kabataş’tan İstiklal’e 6 yılda Gelebilenlere Dair…

Kabataş-Beyoğlu: Füniküler ile 5, yürüyerek 15 dakika. Kimileri aynı yolu 6 senede alıyor.
Camide içki içen, camiye ayakkabı ile giren, başörtülü bacımıza afedersin teşarşür edip kaçan deri ceketlileri 6 senedir arıyoruz. Henüz bulamadık. Şimdi yeni bir arama nesnemiz var: Ezan-ı Muhammedi okunurken ıslık çalıp protesto eden kadınlar.

Yoksa bu kadınlar gaz ve plastik mermi yiyip bunu protesto etmeye çalıştıkları sırada yatsı ezanı okunan kadınlar olmasın?
O zaman soruyu ben size sorayım: Ezan okunurken siz gazı-mermiyi kestiğinize dair duyuru yaptınız mı ki, kadınlardan farklı algı bekliyorsunuz ?

2017 yılında Misbah Demircan mübalağasız 1 sene İstiklal’i karnıyarık misali oymuştu. İşyerine tahta köprüler kurduk da gittik. Kaç işletme bu sonu gelmez kepaze inşaat vaveylasında telef oldu. İstiklal’de bırakın alışverişi, keyfi yürümek bile mesele idi.

İşte İstiklal bu halde iken dahi 8 Mart ellenmemişti.

Ne oldu da 8 Mart 2019’da siz insanların en temel haklarını elinden aldınız?

Çok iyi biliyorum ne olduğunu. 7 Mart’ta biri yazısını yazdı, 8 Mart’ta Türk polisi yakaladı. Aynısını Cumartesi Anneleri’ne yaptınız. İnsanlar sizin ruh haliniz, demokrasiden ne anladığınız konusunda istihareye yatacak değiller ya.

8 Mart gecesi siz İstiklal’i Beyrut’a çevirdiniz. İnsanlara müsaade etseydiniz, protestoya yol açmasaydınız, o bir müezzinin dahi, minareye çıkmaya tenezzül etmeden Çin malı mikrofondan Çin malı hoparlörle yayılan ezanına halel gelmezdi.

9 Mart günü Edirne’nin İpsala’sından, Hakkari’nin Çukurca’sına, Artvin’in Hopa’sından Muğla’nın Datça’sına; Sinop’un Gerze’sinden Mersin’in Mut’una, Ağrı Doğubeyazıt’tan İzmir Karaburun’a bu ülkenin 780 bin km2’sinde bir ezanın eksik okunduğunu söyleyin, İstiklal Caddesi’ne ne yapılacaksa ben yapacağım.

İnsanları kendini ifade etme hakkından keyfi biçimde men edip, üzerine kaliteli zeytin yağı misali tepeye çıkma hürriyeti nereden geliyor?

Bu ülkede yandaş medya olarak kimsenin izlemediği televizyonlarınızı, kimsenin okumadığı gazetelerinizi ilgisiz insanlara finanse ettiriyorsunuz, ama ezanın sesinin sizin yandaşlığınıza ihtiyaç duymadan da bu ülke semalarında ebedi inleyeceğini hepimiz biliyoruz.

İsmet Yılmaz’ın verdiği berat belgelerine, Kasım Gülpınar’ın vizeleyip cennete yaptığı rezervasyon listesine girmeyeyim; aksi halde Allah’ın benim 10 yaşımdan beri kıldığım 45.000 küsur vakit namazımı, 900 küsür gün orucumu amel defterimden silmesinden endişe ederim.

Beni o deftere yazmayın. Ben namazımı sizin “evet istismar ediyoruz, ama siz de edebilirsiniz” diyerek tarif ettiğiniz dinin adına kılmıyorum, orucumu da sizin için tutmuyorum. Ben Allah için oruç tutuyorum, namaz kılıyorum. Birileri iktidarını ilelebet sürdürsün diye değil.

İstiklal Caddesi’nde gözüne gaz sıkılan, kafasına plastik mermi gelen kadınlara bunu reva görmek için yazılar döşenenler, güzelim bir Cuma akşamını demokratik bir talebe dar edenler, kendi yarattıkları kargaşanın faturasını başkalarına ödetecek kadar da nasıl geniş olabildiler.

Anadolu’da kadına sizin reva gördüğünüz gerçek anlamda zilleti hiçbir çağ görmedi. Siz “Bacıyan-ı Rumu” okuyun, Nilüfer Hatun’u dinleyin, Oğuz töresinde kadın ne manadadır, hatmedin. Cengiz neden önünde kadın Sultan ile peyda olmuş inceleyin.

21.yüzyılın kadınlarının bedeni size ait değil.
Kimseye ait değil.
Başörtüsüne dokunamadığınız kadının saçına hiç dokunamazsınız.

İnsan Hakları evrensel beyannamesini tekrar okuyun, ama ondan önce Kuran’ı okuyun. Kadınların giysisine, tavrına müdahaleyi hak görenler için Nur Süresi 30. Ayet diyor ki :
“Kul lil mu’minine yaguddu min ebsarihim ve yahfezu furucehum, zalike ezka lehum, innellahe habirun bima yasneun.” Mealen:
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.”

Allah herkesin yaptığından haberdar.
Haydi şimdi işinize…

Son Not: İşyerimiz Beyoğlu’nda ve neredeyse hayatımız Beyoğlu’nda geçiyor. Gecenin birinci elden tanıkları yaşananları aynen şu şekilde anlattı: Protestolar devam ederken ezan başladı, tamamen kesilmese de insanlar o anda dahi duyarlılık gösterip protestoyu kestiler ya da azalttılar. Onca vaveylanın içinde bu duyarlılığı bekleme hakkımız olmasa dahi bu duyarlığı göstermiş insanlar. (Allah onlardan razı olsun VD).

Son Not : Yazıyı tamamlayıp sinemaya gittim. Uzun süredir gitmemiştim. Çıktığımda Beyoğlu’nun sokaklarını hiç hak etmediği bir halde gördüm. Ezanı sözde korumak için sokağa çıkan tektip insanların varlığı hiç de hayırlı işler değil. Buna yol açan provakatif söylemlerin ne kadar tehlike içerdiği anlaşılıyor. Aman dikkat diyorum.
Binlerce kere aman dikkat…

1 Yorum

  1. Veysi bey! Yüreğinize sağılık!
    Bunlarin hepsi seçimleri kazanip saltanatlarini sürdürebilmek için millete kurulmuş bir tuzak.

    Koltuklarini sağlamlaştırmak için, Turkiyeyi ateşe veriyorlar.
    Abdüllatif Şener 11 sene önce bunu söyledi fakat biz ona inanmadık.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz