Kaplumbağaların tehlikeli yolculuğu!..

0

Geçmişi 110 milyon yıl öncesine uzanan, izledikleri yolla insanlara da kılavuz olan deniz kaplumbağalarının türleri, tüm koruma çalışmalarına karşın artan çevresel kirlilik nedeniyle hala tehlike altında.

Anadolu Ajansı foto muhabirleri, denizlerin kadim canlıları deniz kaplumbağalarının, çevresel kirlilikle giderek daha tehlikeli bir yolculuğa dönüşen yaşamlarını görüntüledi. Çalışma, Muğla, Hatay, Adana, Antalya, İstanbul ve Rize’deki kumsallardan 2 yıllık sürede toplanan verilerle oluşturuldu.

Projenin görselleri ise deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olan Türkiye’nin en batı kıyısı İztuzu ve en doğu noktası Samandağ Sahili arasında 4 ay süren çekimlerle kayıt altına alındı.

Dünyada 7 tür deniz kaplumbağası bulunurken, bunlardan sadece caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağaları yuva yapmak için Türkiye’de Akdeniz kıyılarındaki kumsalları kullanıyor.

İztuzu’ndaki deniz kaplumbağalarının tedavi ve rehabilitasyonları, Deniz Kaplumbağası Araştırma Kurtarma Rehabilitasyon Merkezi’nde (DEKAMER) gerçekleştiriliyor. Ayrıca Samandağ Deniz Kaplumbağalarını Araştırma, Koruma ve İzleme Merkezi (SACEVKO) tarafından da koruma çalışmaları yürütülüyor. 

Nesillerinin devamı için sürekli koruma ve gözetim altında tutulan deniz kaplumbağaları, hayatta kalmak için en büyük mücadeleyi artan çevresel kirliliğe karşı veriyor. Deniz ve karadaki plastik kirliliği, petrol sızıntıları, yıkıcı balıkçılık faaliyetleri, bilinçsiz insan davranışları ve iklim değişikliği, deniz kaplumbağalarının popülasyonunu olumsuz etkileyen tehlikelerin başında geliyor.

Deniz kaplumbağalarının nesillerinin korunması, deniz ve kıyı ekosisteminin dengesi açısından da büyük önem taşıyor.

Yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren DEKAMER Başkanı Prof. Dr. Yakup Kaska, kaplumbağaların 4,5 kilometre uzunluğundaki İztuzu sahilinde 1988’ten bu yana izlendiğini anlattı.

O dönemlerde gelen 40-50 civarındaki anne deniz kaplumbağasının takip edildiğini ve 150 yuvanın olduğunu dile getiren Kaska, “Bugün İztuzu’nda deniz kaplumbağalarının yuva sayısı 700-750 rakamlarına ulaştı. Yani bu sahile gelen anne deniz kaplumbağa sayısı neredeyse 3-4 kat arttı. Bu da kaplumbağaların doğdukları kumsalı tekrar yuva yapmak için geldiklerinin en önemli göstergelerinden.” dedi.

Kaska, merkeze son yıllarda yaralı getirilen deniz kaplumbağalarının sayısının 40-50 civarında olduğunu ve bu kaplumbağaların yüzde 55-60’ının kurtarılabildiğini söyledi.

Deniz kaplumbağalarının ne gibi tehlikelerle karşı karşıya kaldığı ve yaralanma sebeplerine ilişkin bilgi veren Kaska, şunları kaydetti:

“Örneğin, deniz kaplumbağaları, denize atılan plastik poşeti besin zannederek yiyor. Bu, sindirim sistemlerinin tıkanmasına neden oluyor. İçlerinde biriken gaz nedeniyle ya suyun yüzeyinde kalıyorlar ya da baygın bir şekilde sahile vuruyorlar. Bunun yanı sıra bir sürat motoru kaplumbağaya çarpıp kabuğunu kırabiliyor, pervanesi kabuğunu kesebiliyor. Balıkçılıkla kullanılan 1 metrelik misina, deniz kaplumbağalarının kolunun kopmasına sebep olabiliyor. Dolayısıyla, insanların dikkatsiz davranışı, bir hayvanın bir kolunun kopmasına, kabuğunun parçalanmasına ya da sindirim sisteminin tıkanmasına neden oluyor.

Merkezimize şu ana kadar bu şekilde yaklaşık 450 deniz kaplumbağası yaralı olarak geldi. 240’ı başarılı bir şekilde tedavi edilip denize gönderildi.”

Ağırlıklı olarak yeşil deniz kaplumbağalarının yuvası olan Hatay’daki Samandağ sahilinde yürütülen çalışmaları anlatan SACEVKO proje yöneticisi Doç. Dr. Bektaş Sönmez ise bölgedeki yuvaların sayısının son yıllarda 1000’in üzerinde çıktığı bilgisini paylaştı.

Sönmez, yuva sayısındaki artışın kaplumbağa sayısına etki etmediğine yönelik bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğine işaret etti.

Türkiye’de son 2 yıllık (2020 ve 2021) verilere göre, İztuzu sahiline 1492 caretta caretta, Samandağ sahiline de 3 bin 243 yeşil deniz kaplumbağası yuva yaptı. Bu yuvalardan yılda ortalama 130 bin yavru deniz kaplumbağası denize ulaşıyor ancak sadece binde biri yetişkinliğe kadar hayatta kalabiliyor.

SACEVKO’dan alınan bilgilere göre, Samandağ sahili bölgesinde son iki yılda 55 bin 734 yavru deniz kaplumbağası petrol sızıntısı, çevre kirliliği ve plastik atıklar nedeniyle yaşamını yitirdi.

DEKAMER’in Akdeniz bölgesindeki çalışma alanlarından topladığı verilerine göre de son iki yılda 231 deniz kaplumbağası ölü olarak sahillere vurdu.

Ayrıca 2020’de çeşitli sebepler ile hayatını kaybeden 60 deniz kaplumbağasının yapılan nekropsileri sonucunda 32’inde plastik tespiti yapılırken, 2021’de hayatını kaybeden 87 deniz kaplumbağasının yüzde 20’sinde plastik bulgusuna ulaşıldı.

Geçmişi 110 milyon yıl öncesine dayanan kaplumbağaların izledikleri yollar, insanlar tarafından da tarih boyunca kılavuz olarak kabul edildi. “Dünyanın en eski denizcileri” olarak da bilinen kaplumbağaların yön bulma duyguları doğuştan geliyor.

Dünyanın manyetik alanından faydalanarak ve ayı takip ederek yönlerini bulan bu canlılar bilge, yol gösterici, barışın elçisi olarak da görülüyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz