Kılıçdaroğlu: 128 milyar doları, 450 milyon doları kim aldı?

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV’de gündemi değerlendirdi. Sorunları vatandaşlarla birlikte, demokrasi kuralları içinde çözme konusunda kararlı ve inançlı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Taşkınlıklara yol açmadan, herkesi kucaklayarak, doğruları anlatarak ve sorunların nasıl çözüleceğini de anlatarak vatandaşla kucaklaşacağız.” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, soru üzerine Türkiye’de bazı mahallelerin nüfusunun bir ilden bile büyük olduğuna değindi. Kılıçdaroğlu, ilden daha fazla nüfusa sahip mahalledeki tüm işin sadece tek bir muhtar tarafından yürütüldüğünü söyledi.

Muhtarların yardımcı elemanı olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde muhtarların tamamına birer üniversite mezunu yardımcı eleman vereceklerini söyledi. Bu sayede hem muhtarlıkların sürekli açık kalmasını sağlayacaklarını hem de istihdam yaratacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, yardımcı elemanın da muhtarlık kadrosundan işe alınmasını sağlayacaklarını dile getirdi.

Bazı CHP’li belediyelerin muhtarlara yardımcı eleman verdiğini ancak kendilerinin bu kadronun muhtarlıklara ait olmasını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarlara kendi mahallelerinin sorunlarını çözmeleri için bütçe de vereceklerini bildirdi. Bu bütçenin denetime tabi olacağını belirten Kılıçdaroğlu, muhtarların kendi mahallesinde gerçekten söz ve karar sahibi olacağını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin sağa kaymaya başlandığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de CHP’nin halkın partisi olduğunu söyledi. “Halkın partisi” demenin halkın her kesimiyle diyalog kurmak anlamına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin sorunlarını ilk kendilerinin gündeme getirdiklerini, şimdi de apartman görevlilerinin sorunlarıyla ilgilendiklerini anlattı.

Toplumun her kesimine ulaşıp sorunlarıyla ilgili çözüm önerileri üretmeyi hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Yok sağa kaydı, yok sola kaydı, yok ortaya kaydı… Bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi geniş kitlelere açılıp, bütün sosyal kimliklerle ilişki kurduğu andan itibaren rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.” dedi.

“21. yüzyılın Türkiye’si 18. yüzyılın kavramlarıyla yönetilemez.” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aradan geçti kaç yüzyıl. Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim ve bu ülkenin aydınları, 21. yüzyılın sorunlarını çözmek için yeni kavramlar üretmek zorundalar. Yeni bir bakış açısıyla bütün dünyaya bakmak zorundalar. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir. Çünkü dünya şu anda demokrasiyle otoriter rejimler arasında gidip gelen ikili bir yapıya büründü. Sağ-sol kavramları yok burada bakın. Çünkü sağcı için de demokrasi geçerli, solcu için de demokrasi geçerli. Ben insansam, düşüncem varsa aklım varsa Allah’ın verdiği en değerli organ beyinse o zaman ben düşüncelerimi özgürce ifade edebilmeliyim. Bunun sağla solla ilgisi yok. Dolayısıyla demokrasi ve otoriter rejimler arasında bir ayrışma var bütün dünyada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter rejimi.”

Kemal Kılıçdaroğlu, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığından alınması sonrasında dolarda yaşanan yükselişin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: “Naci Ağbal görevden alındı. Dolar nereden nereye çıktı? 450 milyon dolar para el değiştirdi. Aradaki milyonları kim vurdu? Açıklıyorlar mı? Açıklamıyorlar. Niye açıklamıyorlar? Bu para kimin parası? Manipülasyondur. Daha önce 128 milyar dolar da aynı şekilde satıldı. Merkez Bankası parayı satarken ihale açıyor, ‘Ben doları satacağım.’ diyor. Kuruluşlar, bankalar ihaleye giriyorlar ve Merkez Bankası da alıyor bunu yayınlıyor. Kendi internet sitesinde, kendi sayfasında yayınlıyor. ‘Şu kadar doları sattım.’ diyor. 128 milyar doları kime sattın? Yayınlamıyorlar, niye yayınlamıyorlar? Kaçtan sattın? Kimin parasıydı 128 milyar dolar? O manipülasyon değil, doğrudan doğruya birilerine kaynak aktarılıyor. Burada da cuma günü bir günde 450 milyon doları kim aldı açıklasınlar. Ben belki yanlış biliyorum. Açıklarlar biz de öğreniriz.”

“Pandemi döneminde alınan kredilerin faizlerini sileceğim”

Gezilerinde çiftçi ve esnafı ziyaretlerinde sorunları dinlediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, kira üzerindeki stopaj vergisinin kaldırılmasını istediklerini belirterek ayrıca zincir mağazalardan büyük şikayet geldiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçilerin bankalardan aldıkları borcu ödeyemediğini belirterek, şöyle konuştu:

“Esnaflar, ister Halk Bankasından ister başka bankadan isterse Esnaf Kefalet Kooperatifinden kredi alsınlar, bütün faizlerini sileceğim. Çiftçiler ister Ziraat Bankasından ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç alsınlar bütün faizlerini sileceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Eğer birisi ödemişse faizi o faizini de onlara iade edeceğim. Pandemi dolayısıyla zaten adam perişan vaziyette, zaten sıkıntılı vaziyette.”

Esnafın eşyalarını satmak zorunda olduğunu, çok sayıda çek mağduru bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böyle devlet yönetilmez. Bunların dünyadan haberi yok. Gezdiğim yerlere bir tek AK Parti milletvekili gidemiyor. Nasıl gidecek? Çiftçinin derdini mi dinleyecek, esnafın derdini mi dinleyecek, sanayicinin derdini mi dinleyecek? Dinleyemiyor. Zaten biliyorlar, tepki geleceğini de biliyorlar. Biz gidiyoruz, dinliyoruz. Ama dinlerken şunu yapıyoruz, çözüm önerisini söylüyoruz. Bunaldın mı kardeşim hiç meraklanma sandık gelecek önüne hesap soracaksın, demokratik yollardan soracaksın. Ben senin pandemi döneminde kullandığın kredilerin faizlerini sıfırlayacağım arkadaşım. Sosyal devlet budur zaten.”

Hiç kimseyi mağdur etmeyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Toplumda mağdur yarattığınız zaman siz sosyal devlet olmazsınız, baskıcı, otoriter devlet olursunuz.” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin daha önce yaptığı kongreler nedeniyle Karadeniz’deki illerin kırmızı renge döndüğünü öne sürerek, şunları söyledi:

“Bu tabloyla Türkiye’nin tamamını kırmızıya dönüştürecekler öyle anlaşılıyor. ‘Herkes elini taşın altına koysun.’ Esnaf, çiftçi bırak elini, gövdesini taşın altına koymuş. Adamın dayanacak gücü kalmamış zaten. İntihar eden oldu iki gün önce kahveci. Aradım ben ailesiyle konuştum. Geçinememiş, onuruna yedirememiş intihar etmiş adam. Bu adama ne diyeceksiniz şimdi siz. Bu tabloyu yaratan kim? Bu devleti yönetenler. Nerede sosyal devlet? Kendileri için var, bir elleri yağda, bir elleri balda. Saraydan bunlar görünmüyor tabi. Saraydan baktığı zaman mutfak dolu, etrafındaki insanlar ayrı ayrı maaşlar alıyorlar. Her birisi için söylüyorum 10 bin liradan fazla. 10 milyonu aşkın işsiz var.”

Seçim sonbaharda olabilir

Türkiye’nin 2023’den önce seçime gitmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu,, “Devlet böyle mi yönetilir? Seçime gitmek zorundalar. Halkın hali ortada. Bunlar Türkiye’yi artık yönetemezler. Seçim sonbaharda olabilir.” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Adamların dünyadan haberi yok, muhtar dünyasından haberi yok. Bazı mahallelerin nüfusu ilden büyük. Bayburt merkezinden büyük mahalle var. Oradan çok daha büyük olan bir muhtarlık tek başına mahalleyi yönetiyor, bu muhtarın bir yardımcısı bile yok ama vekillerin danışmanları var. Erdoğan ne derse desin, muhtara hem bütçeyi hem de yardım vereceğim.

Parti adı üstünde Cumhuriyet Halk Partisi, benim değil halkın partisi. Yok sağa kaydı yok sola kaydı bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi, geniş kitlelere açılıp bütün sosyal kimliklerle ilişki kurduğu anda rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. 21. yüzyılın Türkiye’si 18. yüzyılın kavramlarıyla yönetilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nde 21. yüzyılın sorunlarını çözmek için yeni kavramlar bulmak zorundayız. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir, sağ sol kavramları yok burada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter meseleleri.

En büyük voliyi vuranlar dolarcılar ve tefeciler. Faiz yükseliyor bunlar kazanıyor, dolar bunlar kazanıyor. Bu işin mağdurları esnaf, köylü, işçi. Naci Ağbal görevden alındı. 450 milyon dolar el değiştirdi. Aradaki milyonları kim vurdu? Açıklıyorlar mı, açıklamıyorlar. Bu para kimin parası? 128 milyar dolar da aynı şekilde satıldı. Merkez Bankası parayı satarken ihale açıyor. Yayınlama yapıyor. Şu kadar doları sattım diyor. 128 milyar doları kime sattı, kaçtan sattı? Yayınlamıyorlar. Doğrudan doğruya birilerine kaynak aktarılıyor.

Nereye dokunsanız dert var. Borç almışlar, ödeyemedik yeniden yapılandırdılar dünyanın faizi bindi ben nasıl ödeyeceğim diyorlar. Ben onlara şunu söyledim; bütün faizlerini sileceğim. Hiç kimse endişe etmesin eğer biri ödemişse faizi ona da o faizleri iade edeceğim. Adam eşyaları sattım borcumu ödemek için diyor. Çek mağdurları var. Böyle devlet yönetilmez. Gezdiğim yerlere bir tek AK Parti bile gidemiyor. Nasıl gidecek? Sanayicinin, esnafın derdini mi dinleyecek. Tepki geleceğini biliyorlar.

Toplumda mağdur yarattığınız zaman sosyal devlet değil baskıcı devlet olursunuz. Bu anlayış zulmeden anlayıştır. Bunu değiştireceğiz. Bu tablo kendi daha önce yaptıkları mitingler, biliyorsunuz Karadeniz baştan sona kıpkırmızı oldu. Bu tabloyla Türkiye’nin tamamını kırmızıya döndürecekler. Daha yeni bir kahvesi intihar etti. Bu tabloyu yaratan kim? Devleti yönetenler. Sosyal devlet nerede?

Ne yaparlarsa yapsınlar bu saatten sonra. Hiç kimse bunların kongreleriyle ilgilenmedi. Bu bakanların işlevi var mı? Bir bakan ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatla’ diye cümleye başlıyor. Peki sen nesin? Bakan değil bunlar. Cumhurbaşkanı talimat veriyor, gereğini yapıyor. Bakanlarda kusur aramanın da bir mantığı yok zaten. Bakan talimatı yapmazsa o gün görevden alınıyor. Dolayısıyla tek adam hükûmeti var. Her şeye kararı zaten bir kişi veriyor. Devlette istişare kalmadı. Devlette işi ehline verecek kişi kalmadı.

Bay Kemal’i duyunca sadece gülümsüyorum. Keşke her gün söylese, reklamımı yapıyor. Cesaret edip karşıma çıkamıyor. Dünyaya meydan okuyorsan kardeşim gel bir de bana meydan oku. Senin televizyonların var, çağır a haber2i yanına da istediğin adamları al vallahi tek başına çıkacağım. İstediğin soruyu sor diyeceğim. Memleketi bu hale niye getirdin diye soracağım. 128 milyar doları ne yaptın diye soracağım. 15 Temmuz şehitlerinin parasını niye ödemiyorsun? KYK2dan para alan çocuklara niye icra uyguluyorsun? Sıradan sade vatandaşın derdini sorarım. Bir de eğer istiyorsa S-400’leri sorarım. Niye aldık da depoya kilitleyeceğiz?

Bu sosyal yardımları yaparken onların yaptığı gibi yapmıyoruz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Pandemi sürecinde kampanyalar açıldı belediyelere insanlar yardım yaptılar insanlara yardım yapın diye. Yasakladılar. Dedim hiç şikâyet yok. Askıda fatura yaptık. Biz aştık onları. Onlar engellemek istediler. Şimdi Erdoğan bütün yardımları kaymakamlık yapacak. Kaymakam hangi araçla yapacak? Belediye başkanı arkadaşların tamamına bir yoksulluk envanteri çıkaracaksınız dedim. Hatta bazı yerlerde kart verdiler banka kartı gibi. O kartla gidip alışveriş yapıyorsunuz. Sistem gayet iyi çalışıyor. Biz bunu büyüteceğiz. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Şimdi bunu engellemeye çalışıyorlar. Bu Yapacağız ama bu memlekette herkes yatağa tok girecek.

Niye dokundurayım? Muhalefet partisi. İyi Parti’ye neden dokundurayım muhalefet partisi. SAADET Partisi’ne neden dokundurayım? Hiç kimsenin şüphesi olmasın yanlış bir şey olursa eleştiririz. Muhalefet partisi. Muhalefet muhalefetle niye uğraşsın. Demokrasiden de haberi yok bunların. HDP ayrı parti biz ayrı partiyiz. Yanlışı olursa söyleriz. Meclis genel kurulunda gerekli eleştirileri yeri geldiğinde yaparım. Onlar istiyor ki bizim aramız bozulsun, ittifakımız bozulsun. HDP, ittifakımızda yok. Biz dört partiyiz. Biz sadece HSP değil diğer partilerin de kapatılmasını istemeyiz. Zorla partiyi kapatmak istiyorsunuz niye? Bahçeli2nin hoşuna gitsin diye. Bahçeli teslim almış onları.

Bunlar kadına şiddeti savunuyorlar. Belli çevrelerden nasıl oy alabilirim hesabıyla yapılmış bir harekettir bu. Sen ne yaparsan yap, senin yolun göründü. 19 yıldır devleti yönetiyorsun, 10 milyonu aşkın işsiz yaratıyorsun. İstanbul Sözleşmesi’nin hangi maddesinden rahatsız olmuş? Neyinden rahatsız olmuş?”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz