Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın adaylığını tartışmaya açmayacağız

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP muhabirleri ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığını tartışmaya açmayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Yüksek Seçim Kurulu kimin emrinde? Erdoğan’ın emrinde. Ne dersek diyelim Erdoğan’ın ettiği telefona göre onlar karar verecekler. Biz bu iradeyi biliyoruz zaten. Yargının iradesinin sarayın ipoteği altında olduğunu gayet iyi biliyoruz.” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile yaptığı görüşme ve Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı konusunda ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Hiç endişe etmeyin. Altılı masa kararlılıkla yoluna devam edecek. Elbette gündeminde farklı konular var. Ama her bir gündemi toplandığımızda uygar insanlar gibi oturarak, konuşarak, artısını ve eksisini düşünerek bir karar vereceğiz. Karar, altılı masanın kararı olacak. Belki bizim siyasetimizde hiç karşılaşılmayan bir süreci yaşıyoruz. Bir araya gelip konuştuğumuz zaman sürekli ‘Aman masa dağıldı, aman şöyle oldu, aman böyle oldu.’

Bir dönem hatırlarsınız, HDP masanın altında, yok masanın üstünde, yok masanın yanında. Bunların tamamı asparagas haberler. Elbette ki farklı düşünebiliriz ama oturuyoruz, uzlaşıyoruz. Ekiplerimiz şu anda hükümet programı üzerinde çalışıyorlar, altı partinin kadroları çalışıyor. Altı partinin kadroları, üzerinde uzlaşma sağlanamayan bölümleri kırmızı ile yazıyorlar. Altı liderin önüne koyacaklar. Altı lider oturacağız ve uzlaşacağız.

Uzlaşma kültürü, demokrasinin olmazsa olmazı uzlaşmadır. Demokrasilerde dayatma olmaz. Uzlaşma olur. Siz, 85 milyon insan var, uzlaşacaksınız ve onları temsil eden siyasetçilerle uzlaşacaksınız. Farklı düşündü diye yok masa bölündü, dağıldı. Yok böyle bir şey. Bunlar dediğim gibi belli bir çevrenin ya da belli bir gücün domine ettiği, toplumu yönlendirmek istediği, kafaları bulandırmak istediği bir süreç. Bunu büyük bir dikkat ile izliyoruz.

Sayın Akşener ile bir kırgınlık yok. Ne kırgınlık var, ne şu var, ne bu var. Biz daha önce de görüşüyorduk. Ben bir gün önce de Temel Bey’e gittim. Görüşüyoruz arkadaşlar. Görüşmeyi de gayet doğal karşılamamız lazım.

Birincisi, biz beraber bir araya geliyoruz. İkili, üçlü görüşmelerimiz olur. Telefonla olur. Önemli olay olduğu zaman liderler birbirlerini telefonla arıyorlar. Düşüncelerimizi aktarırız yani. Bu bir bölüm medyanın yadırgadığı bir tavır oluyor ama demokrasilerde olması gereken tavır budur. Bir olay olduğunda ve siz eğer bir ittifak oluşturmuşsanız, ittifakın bileşenlerinin o olay konusunda ortak bir söylem geliştirmeleri gerekiyor. Biz de buna özen gösteriyoruz. Ortak söylem geliştirmeye çalışıyoruz.

Ekrem Bey 16 milyon insan tarafından seçildi. İstanbullulara hizmet ediyor. Türkiye’nin iki temel gündemi var. Bir, adalet. Adaletin olmadığını en çok hukukçular söylüyor, ben değil. Türkiye’nin hangi bölgesine, iline, ilçesine gitseniz. Şu soruyu sorun, bu ülkede adalet var mıdır diye. Yüzde 99,9 samimiyse adalet yoktur der. Aslında yüzde 100 de pay da bırakalım. Adaletin olmadığını ben de biliyorum. Sizler de tanığısınız bunun.

16 milyon insan Ekrem Beyi seçti. Gayet güzel. Seçimi iptal ettirdiniz. Bir daha seçim yapıldı. Fark 800 bine çıktı. Şimdi hazmedemiyorlar. Nasıl onu görevden alacağız diye, İstanbul’u talan ettiler. Talan ettikleri İstanbul’a, ‘Biz İstanbul’a ihanet ettik’ diye itiraf ettiler. İhanet edilen İstanbul’un sırtına saplanan hançeri çıkarmaya çalıştı Ekrem Bey. Vay efendim sen nasıl hançeri çıkarırsın. Nasıl 10 metro inşaatını aynı anda başlatırsın, nasıl İstanbullulara hizmet edersin.

Biz uzun süredir İstanbullulara hizmet ediyoruz diyorduk ama sen geldin iki, üç yılda bizim 20 yılda yapamadıklarımızı yapmaya başladınız dediler. Tahammül edemiyorlar. Adalet duygusu bir toplumda yok olursa o toplum gelecek açısından büyük endişe içine girer. Bugün geldiğimiz noktalardan birisi budur. Adaletin olmadığı, yargının bir kişinin kontrolünde olduğu bir süreci yaşıyoruz. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir süreci yaşıyoruz.

Çoklu aday olur mu? Biz hiç konuşmadık, altılı masada konuşulmadı. Gelirse konuşulur. Şu ana kadar altılı masada cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu konuşulmadı, sadece cumhurbaşkanı ile ilgili nitelikleri konuşuldu ve o nitelikle kamuoyu ile paylaşıldı.

Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, boğazınıza takılır. Sıradan bir olay değildir. Umarım olayı o kadar kirli boyutlara taşımazlar. Seçimle gelenin seçimle gitmesi lazım. Atanmış yargıçlar aracılığı ile gidecekse onun adı demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere, İstanbullulara, 16 milyon seçmenin iradesine darbedir. Biz bütün darbelere ve darbe hukukuna karşıyız. Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, onların boğazına takılır, bunu bilmelerini isterim.

FETÖ’nün yanında duran bir numaralı adam sarayda, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Onun yaptığı övgüler zaten duruyor, herkesin gündeminde duruyor. Olay bir kişinin ötesinde, beğenmediğimiz bir insanı, farklı düşünceye sahip olan insanı suçlamak için FETÖ bir araç olarak kullanılmaktadır. Şu an birisine mi kızıyorsunuz, hemen FETÖ’cü diyorsunuz. Eskiden birisine kızdıkları zaman komünist derlerdi, şimdi gayet basit. Aykırı bir ses mi geldi, siz FETÖ’cüsünüz diye. Daha önce söylemiştim. Bir ipte iki cambaz oynamaz diye. Bir ipte iki cambaz oynuyordu, bir cambaz düştü, ikincisi ipte. Onu da altılı masa indirecek.

Ben siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulmuyorum. Defalarca bunu ifade ettim. Tarihimize baktığınızda da siyasi partilerin kapatılmasını ülkeye hiçbir yarar getirmediğini yine farklı isimlerle aynı politikanın sürdürüldüğünü hepimiz görüyoruz ve bunu en iyi sizler biliyorsunuz gazeteci olarak. HDP’yi kendilerine destek olmaları için ikna etmeye çalışıyorlar. İşte gidiyorlar, konuşuyorlar, ikna etmeye çalışıyorlar, bize destek verin diye. Cumhur İttifakı’nın içinde yer alın diye. Buna yanaşmadığı için HDP’yi de bir şekliyle acaba bir formül bulup kapatabilir miyiz diyorlar.

Ama kapatılması dediğim gibi bir demokrasi ayıbıdır. İnsan hakları ayrıdır ve siyaset ayrıdır. Dolayısıyla 6 milyon insanın oy verdiği bir siyasi parti. Dolayısıyla herkesin bir şekliyle saygı duyması lazım. Görüşlerine katılırsınız, katılmazsınız. O ayrı bir şey. Görüşlerini beğenmeyebilirsiniz, özgürce eleştirebilir.  Ama beğenmediğim bir parti bana oy vermediği için ben onu kapatacağım dediğiniz andan itibaren Türkiye zaten olmayan demokrasi kırıntılarını da tamamen yok etmiş olacak. Kimin aracılığıyla yapıyor bunu, kendi yargısı aracılığıyla yani siyasallaşmış yargı aracılığıyla bunlar yapılıyor maalesef. Böyle bir tablo var.

Erdoğan’ın adaylığını tartışmaya açmayacağız. Onu hukukçular açacak. Yani biz partiler açsak ne olacak yani? Yüksek Seçim Kurulu kimin emrinde? Erdoğan’ın emrinde. Ne dersek diyelim Erdoğan’ın ettiği telefona göre onlar karar verecekler. Biz bu iradeyi biliyoruz zaten. Yargının iradesinin sarayın ipoteği altında olduğunu gayet iyi biliyoruz. Yani orada görev yapan ve saraydan talimat alan, karar veren hakimlerimiz hakim demiyoruz yani.

Onlar malum onlara seçilmiş hakimler, seyyar hakimler ve seyyar mahkemede üç seçilmiş hakimler daha önce yargı kararlarını uygulamadığı için Erdoğan’ın talebi üzerine ondan daha üste terk ediyorlar. Bunlar seçilmiş hakimler. Bir de seyyar hakimler var. Onlar üçlü mahkeme. Üç hakim bir arada. Bakıyorlar. Eğer beğenmiyorsa Erdoğan bunların namusu ve düzgün insanlar olduğunu biliyorsa o zaman onları görevden alıyorlar.

Oraya seyyar mahkeme taşıyorlar, onların üçü geliyor, oturuyor. Sarayın verdiği kararın aynısını bunlarda kararı mahkeme ilamı olarak belirliyorlar. Böyle bakıyoruz yani. Gerçek de bu. Ya zaten bunu da kimse inkar etmiyor yani. Yargı dünyası da bunu inkar etmiyor. Hepinize görüyorum zaten bunu. Dolayısıyla onu bir tarafa bırakıyor. Biz yargının bu cephesini, bu cephesini biliyoruz. Yargı eliyle toplumu dizayn etmek istediğini gayet iyi biliyoruz. Yargı eliyle insanları cezalandırmak istediğini biliyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz