Kılıçdaroğlu: Türkiye’yi önce maddi açıdan batırdılar, manevi olarak batırma süreci başladı

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Entrepreneur First” ve “The Creator Fund” yetkilileri ile bir araya geldi. “Temiz paranın girdiği sokaktan, kirli para hemen kaçar. Ben bu parayı bulup getireceğim.” diyen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

“Bunun için Londra’dayım. Burada görüşeceğim bazı yatırım bankaları ve girişim sermayesi fonları dünyada 5 Trilyon Dolar parayı yönetiyor. Halkımdan ricam, sabırla Kasım sonunu bekleyin. Peki çözüm nerede. Çözüm temiz parayı, temiz yatırımcıyı ülkeye getirmektedir. O paralarla, o yatırımlarla gençleri sokaklardaki bu bataklıktan çekip alacağız.

Türkiye’yi önce maddi açıdan batırdılar. Sonra da kara paraya izin verdiler ve manevi olarak batırma süreci başladı. Erdoğan güya sigaraya karşı. Ama kara parada sorun yok. Ülkeyi gri listeye soktular. Kara para pisliğinin bulaştığı ülkeler listesi bu.”

KRT TV’ye de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “İngiltere’ye Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak; İçinde bulunduğu krizden Türkiye’yi nasıl çıkarırız, bilgi ekonomisini ülkemizde nasıl egemen hale getiririz, nasıl bu işi çözeriz, temiz parayı Türkiye’yi nasıl getiririz, Türkiye’yi kirli paradan nasıl arındırırız… Bunun için Londra’dayım. Görüşmelerimi de bu çerçevede yapıyorum.

Finans çevreleri ile teknoloji çevreleri ile bilgi ekonomisi konusunda yayın yapanlarla, toplumun değişik kesimleri ile… Yani ülkede, Türkiye’de; katma değeri yüksek ürün üretmek, işsizlik sorununu çözmek, Türkiye’ye temiz parayı getirmek, Türkiye’yi kara paradan nasıl arındırırız… Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Açık ve net şunu söyleyeyim: Önce maddi olarak batırdılar, evet mi evet. Ekonomi meydanda mı, meydanda. Sonra da kara paraya izin verdiler ve manevi batırma süreci başladı.

Erdoğan güya, sigaraya karşı. Ama, uyuşturucu parasında sorun yok, Erdoğan’a göre. Ülkeyi gri listeye soktular. Kara para pisliğinin bulaştığı ülkeler listesidir bu. Bu ne demek? İş yapmamak demek. Sürekli kontrol altında tutulmamız demek. Yani Türkiye’nin sürekli kontrol altında tutulması demek.

Ama daha büyük bir sorun var. Kara para ile gelen mafyalar… Yani baronlar at koşturuyorsa ülkede, burada sorunumuz var. Allah aşkına ben sormak isterim. Sırpların ne işi var İstanbul’da. Sorun kendinize: Sırplar İstanbul’da ne iş yapar? Uluslararası uyuşturucu pislikleri İstanbul’u doldurdu. Daha ağır bir şey söyleyeceğim ama dilim varmıyor. O pisliklere sesleniyorum. Hala hayattayken kaçın. Seçimi aldıktan sonra peşinize düşeceğim. Kafalarını koparacağım. Evlatlarımızı zehirleyenlere karşı asla ve asla acımayacağım.

Emniyet’in raporları bunları anlatıyor zaten. Emniyet’in raporlarını dahi okumaktan aciz insanlar bunlar. Bay Kemal’in verileri değil, söylediğim rakamlar benim rakamlarım değil. Bu rakamlar, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazdığı raporlardaki rakamlar. Yani devletin verileri. Bu işe göz yumanlar hapse girecek. Evet yine söylüyorum. Bu işe göz yumanların hapse gireceğini hepimiz biliyoruz. Bu konuda çok netim ve kararlıyım.

Çözüm nerede? Bir yalandan, ‘bacak kırma’ algısı; yok torbacı operasyonu algısı… Boş şeyler bunlar. Bunlar toplumu kandırmak. Gerçek çözüme odaklanacağız. Çözüm: Temiz parayı, temiz yatırımcıyı Türkiye’ye getirmektir. Temiz para, temiz yatırımcı. O paralarla, o yatırımlarla gençleri sokaklardan toplayacağız. Temiz paranın girdiği sokaktan; kirli para, uyuşturucu paraları kaçacak. Ben bu parayı bulup getireceğim. Bunun sözünü verdim. Bunun için Londra’dayım. Halkımızdan ricam, sabırla Bay Kemal’i beklesinler. Kasım sonunu beklesinler. Çok ama çok güzel şeyler açıklayacağım.

Erdoğan’ın aklı ermez. Katma değeri yüksek ürün ne demektir bilmez. Üstün yetenek inşası ne demektir, bilmez. Bilgi ekonomisi ne demektir, bilmez. Üniversitelerin özerkliği ne demektir onu bilmez. Bunları bırakalım. Erdoğan, benim muhatabım değil aslında. Erdoğan’a çağrı yaptım: Kendine güveniyorsan; vizyon konusunda, ekonomi konusunda, dış politika konusunda, iç politika konusunda, çiftçiler konusunda, esnaf konusunda… İstiyorsa gelsin, tartışalım. Cesaretli olsun, korkmasın. Ben adam yemem. Çıkar karşıma otururuz, mertçe tartışırız. Öyle uzaktan laf atmanın hiçbir mantığı yok.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz