Kuzey Kürdleri Kadavra Bir Beden

0
Latest posts by Şükrü Gülmüş (see all)

Kadavra; bir tıbbi kavram. Daha çok TIP üniversitelerinde ölü insan cesedi, sanırım. Ve Tıp Öğrencileri bunun üzerinde ders görür. Ben öyle biliyorum. Bir yanlışlık varsa affola.

Ama ben bizim Kuzey dediğim –Türkiye- Kürdlerini aynen öyle görüyorum. Her açıdan bir laboratuvar kobayı olabilecek yapıdadır. Kürd adına hareket edenler Kürd değil. Olsalar bile Kürd ve Kürdistanlık adına en ufak bir talepleri yok. Onlar bunu açıkça söylüyor ama balık hafızalı Kuzey Kürd’ü bunu anlamıyor veya anlamak istemiyor. Kedi altında buzağı istiyor. Öyle görmek onu rahatlatıyor. Gerçeği görse, bilince çıkarsa çıldıracak. Çıldırmaktansa; uyuyor, umuyor gibi olma haliyle avunuyor.

Siz iki karşılaştırmalı yaşanmış olay sunacağım.

Bilinir. Çok detayına girmeyeceğim.

Yıl 1946.O tarihlerde dünya ve Ortadoğu şimdiki gibi hareketli. SSCB Kızıl Ordusu; Azerbaycan’da. O dönem Stalin; Kürdler ve Azerilerin ortak bir cumhuriyette yaşamalarını telkin ediyor.

Azeriler ve Kürdler anlaşamıyor.

Nihayetinde Azerbaycan ve Muhabat merkezli bir Muhabat Halk Cumhuriyeti kuruluyor. Kürdler sevinç içinde. Bu sevinç diğer parçalardaki Kürdlere de yansıyor. Çünkü Güney Kürdistanlı olan Mele Mistefa Barzani de Muhabbat’ta ve genel kurmay başkanı.

Buna en çok sinirlenen Türkler oluyor. Onun içinde 1946’da Muğlalı Paşa ‘’Herhangi bir bahaneyle’’ kurşuna diziyor. Aslında bu Doğu Kürdistanlı ve Kuzeyli Kürdler arasında çekilen bir HAD ve HAT BİLDİRİMİ’dir.

‘’Sakın ha sakın İran’a bakıp burada da böyle şeylere kalkışmayın!’’ 

Peki bu olaydan sonra ne oldu?

Doğu Kürdistan’da Çarçıra Meydanı’nda Kürdler zılgıt atarken, Kuzeyliler yas tutmuyor muydu?

İŞTE BURDA KOCAMAN YÜREKLİ ŞAİR : Ahmed Arif devreye girer. İçindeki biriken 33 köylünün acısını şiire döker. Şimdiki Jina Emin’i gibi Kuzey Bozkırını tutuşturur.

Bir şair, şiiriyel hem 33 Köylünün sorunu TBMM’ne, taşıdı hem de onları ölümsüzleştirdi.

Van-Özalp’ta katledilen 33 sırt hamalı hala yaşıyor.

Yaşıyorsa, Ahmed Arif’ten ve onun şiirinin etkisindendir.

X

Şimdi burada duralım

Ve tarih yapraklarını hazan mevsimi gibi dökerken; biz Roboski denen köye bakalım.

Aslında bu olayın özeti şudur.

Türk MİT’i ve TSK’si arasındaki bir bilgi eksikliği veya birbirlerini boşa düşürmedir.

MİT: İçinde Bahoz Erdal’ında olduğu bir önemli gerilla grubunun geçiş bilgisini TSK’ye verir. TSK da bunu kullanıp şanlarına şan katmak maksadıyla; bu bilgiye balıklama atlar.

Atlarlar ama bilgi yanlış.

Sınırı geçenler var. Bu doğru ama gerilla değil, kolber, dediğimiz sırt hamalları ve bu sefer 1 fazlasıyla 34 suçsuz masum insan katledilir.

MİT aradan sıyrılır.

İhale TSK’ya ve hükümete kalır.

RTE hükümeti asker yüklenir. Asker de kem küm eder, siyasi iradeye işi havale eder.

Olan olur. Dün 33 köylü Van-Özalp’ta bugün Roboski’de 34 insan ölmüştür.

Peki bir de bunun temsili güçlerine bakalım.

Yani 46’da bir şair vardı. Bugün şair yerine BİR PARTİ var.

Ne yaptı PARTİ?

Hura gurra, dediler. 

Oraya bura koşup teneke çaldılar.

Dava edeceklerini ‘’Adalet adalet’’ diye bağırdılar.

Gerçekten burada şu ifade ve belirlemem hayata geçti.

PARTİ; Devletle anlaştı. Hükümetle savaştı.

Ve bilinçli olarak uluslararası bir olay olmaması için bu PARTİ’nin dönek, satılık ve paragöz avukatları olayı bir teknik nedenle rahatlıkla engellediler.

Roboski davasının SORUMLULARI ORTAYA ÇIKARILMADAN.

Ne devletle ne kimseyle uğraşmanın anlamı yok.

Hırsız evin ta içinde.

Bu evin içindeki gerçek hırsızdan kim hesap soracak.

Amerika’ya, İngiltere’ye İsrail’e ve Türkiye’ye kafa tutanlar; niye kendi içindeki gerçek hain ve satılmışlardan hesap sormuyor.

Bunu yapmadığınız, yapamadığınız sürece bu belalardan kurtulamazsınız.

Sizin derdiniz ve dermanınızda elinizde.

Benden sadece söylemek.

Gören gözleriniz kör, kulaklarınız sağır.

Benim elimden ne gelir.

Haydi size uğurlar olsun.

29 Aralık 2022

Almanya-Essen

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz