- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Depremi’nde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek, “Hiçbir zaman unutmayacağımız bu felaketin sebep olduğu kayıpların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter hesabından 17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depremi’ne ilişkin paylaşımda bulundu. Erdoğan, şunları kaydetti:
“17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hiçbir zaman unutmayacağımız bu felaketin sebep olduğu kayıpların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise twitter hesabından şu paylaşımda bulundu: “Milletlerin hayatında felaketler dönüm noktalarıdır. Her felaket fikri dirençle, faziletli dayanışmayla, maddi ve manevi direnişle aşılır. Büyük milletler felaketlere teslim olmaz. Türk milleti de her felaketten vakarını ve varlığını koruyarak çıkmasını bilmiştir. Hiç şüphesiz 17 Ağustos 1999 Marmara depremi büyük bir doğal felaketti. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan deprem üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala unutulmamış, elbette unutulmayacaktır.
17 Ağustos depreminde 17 bin 480 insanımız hayatını kaybetti. 48 bin 901 insanımız da yaralandı. Felaketin boyutu öylesine yüksekti ki, 96 bin 808 ev yıkıldı, 231 bin 364 konut hasar gördü. 45 saniye süren ve 7,4 şiddetinde olan deprem pek çok umudu enkaz altında bıraktı. Deprem hayatın bir gerçeğidir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Öncelikle bunun kabulü, depremle yaşanılmasını öğrenmek lazımdır. Aslında insan canına kast eden deprem değil ihmaldir, tedbirsizliktir. Bahse konu insan hayatıdır ve her şeyden mühimdir.
Depreme dayanıklı konutların yapılması, depreme karşı bilinçlendirmenin sağlanması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu kapsamda 2012 yılında başlatılan “Kentsel Dönüşüm Çalışmaları”nın depreme karşı önleyici ve ön alıcı bir mücadelenin önemli yollarından birisi olduğu açıktır. Önümüzdeki Eylül ayı içerisinde açıklanması beklenen ‘Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nın deprem riskine karşı müessir bir hazırlık olması başlıca ümit ve beklentimdir. Bugün tedbir almazsak, yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmezsek, gelecekte enkaz altında kalırız.
Özellikle muhtemel İstanbul depremi hususunda sorumluluk mevkiinde bulunan herkesi uyarıyor, geniş kapsamlı ve teferruatlı zincirleme tedbirlerin şimdiden hayata geçirilmesini tavsiye ediyorum. Acılara gömülmeyelim, yarım kalmış hayatların sızısına, bina ve toprak altında çırpınan hayallere şahit olmayalım.”
Depreminin üzerinden yıllar geçse de gereken dersi hala almadık
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de “17Ağustos1999 depreminde kaybettiğimiz binlerce canımızı rahmet ve dua ile anıyorum. Hükûmetin yol verdiği kural tanımaz rantçılara ve onları kollayanlara, İYİ Parti iktidarında biz dur diyeceğiz!” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Kalbimizde ve hatıramızda acısı her zaman taze olan 17 Ağustos1999 depreminin yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kere daha Allah’tan rahmet diliyorum. 17 Ağustos1999 depreminin üzerinden yıllar geçse de gereken dersi hala almadığımız kanaatindeyim. Eğer bu acılardan ders alınsaydı, bugün deprem toplama alanları binalar ile doldurulmazdı. Umuyorum ki bundan sonraki süreçte ülke olarak gereken tedbirleri alırız ve böyle büyük bir dramla bir daha karşı karşıya kalmayız.”
Depremi durdurmaya değil ama zararlarını azaltmaya gücümüz yetiyor
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Sakarya İl Müftülüğünce Marmara Depremi’nin 20. yılında hayatını kaybedenler için Adapazarı ilçesindeki Yeni Cami’de düzenlenen mevlit programına katıldı.
Birçok kişinin yakınlarını kaybettiği depremin üzerinden 20 yıl geçtiğini anımsatan Erbaş, deprem, sel, yangın gibi afetlerde hayatlarını kaybedenlere “şehit” muamelesi yapıldığını söyledi. Yaşamın ve ölümün, insanların imtihanı olduğuna işaret eden Erbaş, “Deprem bir kıyamettir. Toplumların yaşadığı çeşitli huzursuzluklar bir kıyamettir, kavga gürültü ve huzursuzluk anlamında. O yüzden hem dünya hem de ukba için üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmek zorundayız. Sorumluluklarımızın bilincinde olmak zorundayız.” diye konuştu.
Afetlerin Allah’ın takdiri olduğunu, bunların önüne geçmenin mümkün olmadığını dile getiren Erbaş, bilinçli Müslümanlar olarak afetlerin olacağını dikkate alarak maddi ve manevi tedbirlerin alınmasını gerektiğini vurguladı. Erbaş, gençlerin maddi ve manevi olarak iyi yetiştirilmesi tavsiyesinde bulunarak, “Mümin, dünyası için ahiretini, ahireti için de dünyasını terk etmeyen insandır. İki kanatlı, birini ihmal ettiğiniz zaman zararda olursunuz.” dedi.
İslam’ın, denge dini olduğunu, Hazreti Adem’den itibaren dünyanın dengesi bozulmasın diye gönderilen bir sistem olduğunu anlatan Erbaş, “Dünyanın dengesini bozacak ameller işlerseniz, dünyada huzursuzluklar olur. Dünyanın dengesini bozan kötülükleri, haramları ortadan kaldırmazsanız dünyanın dengesi bozulur. Bizden sonrakiler daha kötü duruma düşerler. İşte bu bilinç içerisinde bizim hareket etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İyi ve ahlaklı bireyler yetiştirmenin önemine dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti: “Depremi durdurmaya gücümüz yetmiyor ama zararlarını azaltmaya gücümüz yetiyor. Bunu bizim yapmamız gerekiyor. Bu da işi ehline vererek, işini sağlam yaparak, iş ahlakına sahip çıkarak olacak şeylerdir. Bu da bizim manevi dünyamızla alakalıdır. Onun için diyorum ya maddi ve manevi sorumluluklarımızın bilincinde olmak zorundayız. İşini sağlam yapmamak bir kötülüktür. Bu kötülüğe hepimiz engel olacağız.”