Meclis’te Yusuf Kerim Sayın gerilimi!..

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Meclis Genel Kurulu’nda, annesi cezaevinde olan 6 yaşındaki Yusuf Kerim Sayın’ın yaşadıkları tartışıldı. Kanser tedavisi gören Yusuf Kerim Sayın hakkında konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevindeki annenin bir an önce Yusuf ile buluşturulmasını istedi.

Konuşmalar sırasında AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar yaşandı. AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Yusuf’un yaşadıkları anlatılırken “Bu partinin üyesi olmakla iftihar ediyoruz.” demekle yetindi. Ayrıca AK Parti sıralarından “Anladık.” sesi de yükseldi.

“Çok insani bir durum konusunda hepinizin hassasiyetini talep ediyorum.” diyen Gergerlioğlu, şunları söyledi: “6 yaşındaki bir çocuktan bahsedeceğim size, 6 yaşında ewing sarkom kanser hastası bir çocuk. Bu çocuğun annesi başında değil çünkü cezaevinde. Bu çocuk ewing sarkom hastası yani çok hızlı ilerleyen ve hızla öldürebilen bir kanser. Annesi başında niye değil?

Çünkü, efendim, Bank Asyaya 1.034 lira yatırmış zamanında, bir yurtta müdürelik yapmış, terör örgütü üyesi diye damgalanmış ve bu çocuk üç aydır hastanede yatıyor. Annesi onu bırakıp Sakarya Ferizli Cezaevine girdi, iki gözünde yaşlar cezaevine girdi.

Ben bunu duydum, bir aydır gündem ediyorum ve sağ olsun arkadaşlarımız, sanatçılar, siyasetçiler destek verdiler ama anne, çocuğun başına gelemiyor, çocuk bu gidişle annesine hasret ölecek arkadaşlar. Gayret ettik, annesi sonunda -ağır hastalara tanınan bir hakla mahpusun yakını- Sakarya Ferizli Cezaevinden geldi, çocuğuyla kısa bir süre buluştu ve fakat yine ayrıldı, gitti.

“Babası, annesinin cezaevinde olduğunu da söyleyemiyor”

Ben çocukla konuştum, ‘Yusuf Kerim nasılsın?’ dedim, ‘Hiç iyi değilim.’ dedi, ‘Anne gelecek hiç merak etme.’ dedim, o çocuk masumiyetiyle, safiyetiyle ‘Ama ben annemi çok özledim.’ dedi. Babası, annesinin cezaevinde olduğunu da söyleyemiyor. ‘Ya, yavrum, başka bir hastanede yatıyor annen, gelecek inşallah, gelecek.’ diyor. Annesiyle buluştuğu andaki şu fotoğrafa bakmanızı isterim, annenin ağlamaktan göz kapakları şişmiş, çocuğun yüzünde tatlı bir tebessüm ama bu geçici oldu ve bu çocuk şu anda muhtemelen annesine kavuşamadan ölecek.

Bakın, çok önemli bir şey söylüyorum: Eğer ki bu çocuk annesine kavuşamadan ölürse vicdanımıza hiçbir şekilde hesap veremeyiz, kesinlikle vicdana hesap verilmez çünkü bu çocuğun annesi başına gelebilirdi ama bunu kim önledi? AK Parti, MHP cumhur zulüm ittifakının 2020 Nisan ayındaki infaz indirim yasası çünkü orada siyasi ve adli mahpus ayrımı yaptılar. Zaten adil olmayan yargılamaların olduğu bir ülkede adli ve siyasi mahpusun eşi ve çocuğunu da ayırdılar.

Ya, şu çocuk siyasi bir mahpusun çocuğu diye annesine kavuşamıyor arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Adli bir mahpusun çocuğu olsaydı kavuşabilirdi. Şimdi, bakın, bunu önlemek bizim elimizde, bunu önleyemezseniz ne olur? Bu çocuk ölür, annesine hasret ölür ve hiçbir şekilde hesap veremezsiniz. Bakın, buna benzer vakalar oldu.

İyi bakın, Ahmet Burhan Ataç ağır hastaydı, kemik kanseriydi, babası mahpustu. O da siyasi bir mahpus olduğu için, KHK’li birisi olduğu için ona da infaz erteleme verilmedi. 1+1 yıl diğer mahpuslara veriliyor ve çocuk: ‘Baba, baba!’ diyerek öldü arkadaşlar.

Onlarca böyle örnek var. Selman Çalışkan, 6 yaşında bir çocuk, babası cezaevindeydi, çocuk beyin kanseri oldu. Sıradan bir mahpusun çocuğu olsaydı, babası 1+1 yıl infaz erteleme alabilecekti fakat babası KHK’li bir öğretmendi. İşte, bildiğimiz legal kriterlerin illegal kabul edilmesinden dolayı cezaevinde yatıyordu. Çocuk öldü, babası yetişemedi, Rasim Çalışkan Hoca yetişemedi çocuğuna; cenazesine de gelemedi.

Ya, arkadaşlar, şu çocuğa baksanıza, Ahmet Burhan Ataç’a baksanıza; bu çocuklar, babaları cezaevindeyken öldü, bir kısmının cenazelerine babaları bile gelemedi.

“Ben size vicdansız diyorum kızıyorsunuz”

Bakın, hepimiz bunu sağlayalım lütfen. Ben size vicdansız diyorum, bana kızıyorsunuz AK Parti-MHP’liler ama vicdansızlık bunlar. Çünkü sizin yaptığınız yasalar yüzünden bu çocuklar öldü, sizin yaptığınız yasalar yüzünden bu çocuklar öldü ve ölüyor; bunu durdurmanın bir yolu var.

Bunu durdurmanın yolu, yedinci yargı paketine hasta mahpuslarla ilgili maddeleri katmak. Temmuz ayında Sayın Bakan söz verdi, ‘Ekim ayında hasta mahpuslarla ilgili yasayı getireceğim.’ dedi. Hangi aydayız? Ocağın sonuna geliyoruz ya! 75 civarında hasta mahpus öldü ve yakınları ölüyor, neredesin? Sayın Bozdağ, sen de kanser hastasısın ya! Allah’tan korkmuyor musun? Kanser hastası insanlar ölüyor, kanser hastası çocuklar ölüyor, niye bir duyarlılık göstermiyorsunuz? Meclise bu yasa gelmeli, anne, çocuğunun başına gelmeli değerli arkadaşlar.”

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise şöyle konuştu: “Haftalardır kamuoyunda bir kampanya yürütülüyor ve burada Grup Başkan Vekili yerinde değil, bir yanıt istiyoruz ya. Altı yıl üç aylık cezayı infaz etmek için cezaevinde bir annenin kalması mı önemli, bu çocuğun adım adım ölüme giderken annesinin elini tutması mı önemli? Hangi kamu düzeni ya! Hangi devlet hukuku, hangi mantık, hangi kural böyle bir zulme, böyle bir vicdansızlığa izin verebilir? Yani burada vekillerin yüzde 80’i ebeveyn ya! Biraz elimizi vicdanımıza koyalım. Resmen duvara konuşuyoruz hasta mahpuslarla ilgili. Doğru söylüyor Ömer Vekil, burada paket çıktığında söyledik.

“Anlamamışsınız, anlasaydınız gereğini yapardınız”

Anlamamışsınız, anlasaydınız gereğini yapardınız. Orada bir pişkin pişkin konuşmuyor musunuz ya! Gerçekten insan utanır ya! Böyle bir partinin üyesi olarak insan utanır ya! İnsan önüne bakar ya! Ben 7 yaşında bir çocuktan söz ediyorum ya. Adalet ve Kalkınma Partisi adaletsizliğin temelini oluşturuyor artık. Cevap istiyoruz, Yusuf Kerim neden annesinin yanında değil? Burada cevap istiyoruz.

Eleştirilere cevap veren AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç da şunları ifade etti: “Gündeme getirilen hasta tutuklu ve mahkûmlarla ilgili burada birtakım örnekler verildi, konuşmalar yapıldı. Hasta tutuklu ve mahkûmlarla alakalı olarak özellikle 27’nci Yasama Döneminin birinci yargı paketinde hasta tutuklu ve mahkûmlar, yaşlılar, kadınlar, hamile kadınlarla ilgili lehe birçok düzenlemeler yapıldı ve bunların cezaevi şartlarındaki durumlarını kolaylaştırma adına önemli düzenlemeleri burada hayata geçirmiştik.

Sayın Adalet Bakanımız da 7’nci Yargı Paketi hazırlıkları çerçevesi içerisinde bu konuda bazı düzenlemelerin hazırlığı içerisinde olduğumuzu söylemişti. Yalnız şunu ifade edelim: Hasta olan ve cezaevlerinde bulunamayacak, barındırılamayacak, sağlık şartları nedeniyle cezaevinde bulunmaması gereken hükümlü ve tutuklularla ilgili olarak Adli Tıpın, verdiği raporlar çerçevesi içerisinde, eğer ‘Cezaevi şartlarında bulunmasında sakınca var.’ şeklinde bir rapor takdim ettiği takdirde zaten mevzuatımız onların cezaevlerinden -kendi evlerinde- infazın ertelenmesi hususu zaten bizim düzenlememizde var. Ama daha ileri bir düzenlemeyle ilgili olarak da Sayın Bakanımız bu konuda hazırlıklar olduğunu da söylemişti. Önümüzdeki günlerde bu konuda da gerekli çalışmaların ortaya konulacağını ifade etmek istiyorum.”

Yargıya talimat tartışması

Tekrar söz alan Beştaş, “Biz cezaevindeki bir hasta mahpustan söz etmiyoruz. Bugün sözünü ettiğimiz, dışarıda bulunan bu kanser hastası çocuk. Annesi de herhâlde Bank Asya’ya para yatırdığı için cezaevinde. Yargıyı istediği gibi kullanan, istediği talimatı veren, ‘tweet’ten ceza verdiren, çeteleri serbest bırakan bir iktidar partisi bu çocuğun annesini dışarı çıkaramıyor mu? Çıkaramıyor musunuz ya! Böyle bir şey olabilir mi!” dedi.

Tunç ise “Böyle bir şey olabilir mi? Yani yargıya iktidar partisi müdahale mi edecek? Yargıya talimat verilmesi söz konusu olamaz.” karşılığını verdi.

Beştaş da “İki ay çocuğunun yanında kalacak. Sakın ‘Yargıyla ilişkimiz yok.’ demeyin. Her gün, gece gündüz yargıya talimat veriyorsunuz, gidip Almanyalardan talimat veriyorsunuz, uluslararası alanda talimat veriyorsunuz ve yargının kararlarını uygulamıyorsunuz. Bu çocuk dışarıda -bizim anlattığımız konu- annesi cezaevinde ve hastaneye yanına gitmesini istiyoruz; bunu bile anlatamadık ya!” şeklinde konuştu.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz