- Mezhepçi(!) Siyasetin Sonu - 11 Mart 2023
- Meşruiyet Listesi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni - 1 Şubat 2023
- “O Gidenler de Hep Senin Gibiydiler” - 11 Aralık 2022
Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı kim sorusunu merak edenler, Cumhur İttifakının adayının kim olacağını neden merak etmiyorlar hala?
Aslında edenler ediyor da, sesleri cılız kalıyor.
Şimdi bazıları diyecek ki, Devlet Bahçeli; “adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi ya!
Eee, dedi de ne oldu? Aday mı oldu?
Henüz seçim kararı bile alınmadı ki?
Ayrıca bu seçim kararını kim ve nasıl alacak?
Henüz bu bile belli değil..!
Sadece medya demeçleri ile seçim süreci başlatılmış da, aday başvuruları yapılmış gibi yapılıyor!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yaptığımız kapsamlı değerlendirmeler sonunda 14 Mayıs 2023 Pazar gününün her bakımdan seçim için en uygun tarih olduğunu gördük… 14 Mayıs’ta seçim yapılması için meclisten gerekli çoğunlukla karar alınmasını memnuniyetle karşılayacaklarını, aksi durumda yetkisini kullanarak süreci başlatacağını, Anayasa’da belirtilen usullere mütenasip şekilde, ülkemizi bu tarihte seçime götürmek istiyoruz” dedi sadece.
Ben bu beyanlarında, yeniden Cumhurbaşkanlığı makamına aday olacağım diye bir anlam çıkaramadım!
Sonuçta YSK mazbatalı olarak, 12. ve 13. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, anayasamızın 101.maddesi gereğince ikinci ve son dönemini bitirmek üzere.
Ve normal süresi içinde yapılacak seçimlerde ve Cumhurbaşkanı sıfatı ile seçimlerin yenilenmesine(!) karar vermesi halinde, yeniden seçilmeyi bırakalım, aday olma hakkı dahi yok.
İstisnası var elbette!
Anayasanın 116.Maddesi.
TBMM erken seçim kararı alırsa, yeniden aday olabilirler kendileri.
Onun için de beyanlarında; “meclisten gerekli çoğunlukla karar alınmasını memnuniyetle karşılayacaklarını” ifade diyorlar.
Benim anlayamadığım, “meşru” ve “anayasal” gerçekliğe rağmen, sanki böyle değilmiş de, 2023 Haziran ayında veya biraz daha tarihin öne alınmasıyla yapılacak 13.Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçimlere katılabilecekmiş gibi, “Cumhur İttifakı” da bu aday ilanını veya başka bir ismi aday göstermiş gibi, “Millet İttifakı” adayı merak ediliyor.
En son İYİ Parti ev sahipliğinde bir araya gelen Millet İttifakı’nın 11. Toplantısı sonrasında yapılan açıklamada; “AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis kararı olmadan aday olmasının mümkün olmadığı” vurgulanan bir açıklama yapılmıştı.
Aksi takdirde Anayasa’yı yok sayan bu kararın kabul edilmeyeceği de bildirildi.
Ya 3. kez aday olmak ister de, YSK’na başvuru yapar ve YSK bu başvuruyu uygun görür de Cumhurbaşkanı Adayı olursa? Bu durumda ne gibi bir tavır, önlem düşünüyorlar hala merak ediyorum!
Anlaşılan satranç hamleleri gibi her iki ittifak da, karşılıklı olarak belli bir süreyi, belli bir eylemi, siyasi adımları bekliyorlar..!
Dün de bilindiği üzere, Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni açıklandı.
9 ana başlık ve 2 binin üzerinde, madde madde sıralanmış çözüm önerileri ve vaatleri hakkında taze eleştiriler, eksik ve de fazla/gereksiz görülen hususlar hakkında da değişik yorumları dünden itibaren okuyoruz, dinliyoruz.
Malumunuz henüz resmi seçim süreci başlamadı ve halen seçimlerin yenilenmesi, erkene alınmasına dair resmi adımlar da atılmadı.
Aday isimlerin açıklanması, seçim sürecinin başlatılması öncesinde, benim naçizane önerilerim olacak aslında.
Hatta Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni ne eksiklikleri ile muhalefet edenlere de bir ilave ben yapmak isterim.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konusu ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni içeriklerindeki anlaştıkları hususlara, seçildikten sonra yapacaklarından önce, seçim sürecinden itibaren “Meşru Görülmeyecek ve Kabul Edilmeyecekler Listesi” de yapmalılar ve topluma açıklamalılar.
Mesela;
- Anayasanın 101. Maddesine aykırı olarak 3.defa aday olmak istenmesi durumunda asla “meşru görülmeyeceği”. (Millet İttifakının 11. toplantısı sonrasında deklare etmiş oldular..)
- Seçim kanunlarına, seçim sürecinde yayınlanan genelgelere aykırı şekilde verilebilecek, İl, İlçe Seçim Kurulları ile Yüksek Seçim Kurulu ve Yargı kararlarının “meşru görülmeyeceği”. (Mühürsüz zarf ve pusulaların, oy kullanma süresi devam ederken, kabul edileceğine dair verilen kararları gibi)
- Kanunların açık hükümlerine aykırı, adaletsiz, hukuksuz, kıyassız, ölçüsüz, geriye dönük verilen örnek kararlarla, verilen ve verilecek olan yargı kararlarının(!) “meşru görülmeyeceği”.
- Seçim yarışında anayasaya, kanunlara, seçim kanunlarına, adaletli ve demokratik seçim sürecine, hukuk ve teamüllere aykırı karar, uygulama ve her türlü eylemlerin “meşru görülmeyeceği”.
- Seçimleri ve seçim sonuçlarını, değiştirmeye, engellemeye yönelik olası, keyfi ve siyasi kanun(!) değişikliği, fiili yürütme uygulama, genelge ve talimatları vb. “meşru görülmeyeceği”.
- Bu beş maddeye aykırı eylem, söylem, uygulama ile karşılaşılması halinde atılacak adımlar, verilecek siyasi kararların da seçim öncesi seçmen ile paylaşılması.
Benim kısaca özetleyebileceğim, göz göre göre yapılan ‘siyasi müdahale’, ‘sivil vesayetçi anlayış’ ile şimdiye kadar yaşanan ve yaşatılanları özetleyebildiğim hususlar bunlar.
İllaki listeye ilave edilmesi gerekenler vardır, olacaktır ve “Meşru Görülmeyecek ve Kabul Edilmeyecekler Listesi”uzayabilecektir…
Mevcut anayasamız gereğince de, halen “Laik, Demokratik, Sosyal bir Hukuk Devleti” isek, siyasi partiler arasında yer alanlar, devletimizin bu anayasal özelliklerini daha da ileri bir seviyeye çıkarma iddiası ile siyaset yapıyorsa, bir vatandaş ve seçmen olarak beklentim, şimdiden meşruiyet listesini de görmek…