Millet İttifakında Seçim Önlemleri!

1
Latest posts by Mustafa Kalabalık (see all)

Toplumun çok geniş bir kesimindeki siyasal ve tarihsel ömrünü doldurulduğuna dair inanış ve söylemleriyle AK Parti iktidarından kurtulup kurtulamayacağımız(!) merak ediliyor. 

Günümüzün en önemli tartışması bu. 

Yanıtı aranan soru ise:  “AKP seçimle gider mi?”

AK Parti, en başta %49,5 oy oranı ile Genel Seçim kazanan Genel Başkan olmak üzere, seçimleri kendi partisinden kazanan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları başta olmak üzere, bazı belediye başkanlarını da istifaya zorlamıştı hatırlarsanız…

Her ne kadar “seçmen iradesine aykırı” bir tutum ise de, ne iktidar destekçisi seçmen/milli irade taraftarları ne de muhalefet, bu dayatmayı(!) fazla dert edinmemiş ve meşru görmüştü(!). 

AKP iktidarının, kendi iradesini seçmen iradesinin üstünde gördüğü düşünüldüğü için, Doğu ve Güneydoğu’da belediye başkanlıklarını kazanmış HDP’lilerin görevden alınması ve yerlerine belediye meclisleri içinden başkan seçilmeksizin kayyumlar atanması da, seçmen/milli irade fazla dert edinmemiş ve meşru görülmüştü(!). 

AK Parti + MHP iktidarı, “gitmemek için elinden geleni yapacaktır” düşüncesi toplumun bir kesimine hâkim olsun isteniyor uzun zamandır.

Bunun örneğini de 7 Haziran 2015 seçimlerinden, tekrarlatılan 1 Kasım seçimlerine kadar olan dönemde yaşadık… 

Eski AK Parti’li Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, 23 Ağustos’ta Sakarya’daki konuşmasında, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır” demişti.

İktidarın gitmemek için yeni bir kaos planını uygulamaya çalışacağını, güçlü bir olasılık olarak öngören düşüncelerin varlığı ve de bu planların içerikleri, kullanılacaklar, kullandırılacaklar da malumunuz… 

Bir kaos ortamı yaratılarak, olağanüstü hal (OHAL) ya da sıkıyönetim ilan edilip ya seçimleri ertelemek ya da kontrollü bir seçimle iktidara yeniden el koymak planlanıyor olabilir diye düşünenler de var malumunuz…

Sedat Peker’in ısrarla “sokağa çıkmayın” çağrısı yapmasını da anımsamak, önemsemek ve hatırlamak gerekiyor… 

Sonuç!

CHP ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu SADAT kapısına giderek, tüm “paramiliter yapılara” da “her şeyin farkındayız, gözümüz üzerinizde” dedi.

Üniversite sınavlarından, KPSS sınavlarına kadar yaşanan güvensizlik, adam kayırma, liyakatsizlik, yüksek puan almalarına rağmen mülakatlarda aldıkları düşük puan nedeniyle atanamayanların şikayetleri malumunuz.

Ana muhalefet partisi ve Millet İttifakının birleştirici bileşeni CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; “Bir haksızlık bir hukuksuzluk varsa, bir kişinin hakkı gasp ediliyorsa, bu gasp edilme sarayın talimatıyla yapılıyorsa buna karşı çıkmak benim en öncelikli görevimdir. Adam kayırmacılık oluyorsa buna karşı çıkmak benim boynumun borcudur.” diyerek sesini yükseltti.

Sonuç!

CHP ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu MEB kapısına giderek, “her şeyin farkındayız, gözümüz üzerinizde” dedi.

*

TÜİK, cumhuriyetin önemli kurumlarından birisi. 

TÜİK’ in açıkladığı rakamlar, 84 milyon vatandaşımızı ilgilendirmektedir. 

Bu rakamlar üzerine siyasal partiler, ekonomik çevreler, sosyal çevreler, iş dünyası, yatırımcılar politikalar oluştururlar, düşüncelerini kamuoyuyla paylaşırlar, geleceklerini bu rakamları dikkate alarak da, yatırım planlamalarında yararlanırlar.

En başta, devler kadrolarında çalışan ve emekliler ile, tüm iş dünyasındaki çalışanların ücretleri, yani yaşam standartlarına katkı verecek ücret artışları TÜİK rakamlarına göre belirlenir.

Türkiye İstatistik Kurumunu (TÜİK) ziyaret ederek enflasyon hesaplamalarının güven vermediğini ve hesaplamaların nasıl yapıldığını görüşmek, ifşa etmek(!) isteyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “İşçinin, memurun, emeklinin hakkını korumak benim görevimdir. Eğer TÜİK rakamları küçültüyorsa, bu, memura, işçiye, emekliye daha az vereceğim demektir” dedi.

TÜİK ve AK Parti + MHP iktidarı mecburi olarak (kötünün iyisi, doğruya daha yakın) en başta enflasyon rakamları olmak üzere “gerçek” rakamlara daha yakın(!) oranları açıklamak durumunda kaldı. 

Sonuç!

CHP ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu TÜİK kapısına giderek, “her şeyin farkındayız, gözümüz üzerinizde” dedikten sonra…

*

31 Mart Yerel Seçimleriydi. 

AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Binali Yıldırım’ı önde gösteren Anadolu Ajansı (AA), veri girişini durdurdu. 

AA buna gerekçe olarak ise YSK’dan veri girişinin kesilmesini gösterdi. 

Ancak YSK Başkanı Sadi Güven açık sözlerle AA’yı yalanladı; Anadolu Ajansı benim müşterim değil. Benden veri almıyor. Nereden alıyor bilmiyorum. Anadolu Ajansı akşam 90’ları gösterdiğinde ben sisteme yeni daha tarayıp girmeye başlamıştım. Dolayısıyla ben Anadolu Ajansına herhangi bir bilgi servisi yapmıyorum” dedi.

(Peki o zaman, yıllardır yayınlanan seçim sonuçlarını nereden alıyordu AA ve tüm televizyon kanalları..!)

Malumunuz seçim iptal edilmek ve tekrarlanmak zorunda kalınarak, yenilenen seçimde, İBB Başkanlığı koltuğuna Ekrem İmamoğlu oturdu.

İBB Başkanlığı, çeyrek yüzyıl sonra el değiştirerek CHP ve Millet İttifakına geçti.

Sonuç!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şimdi de “bizdeki seçmen bilgileri YSK’nin elinde yok” diyerek, seçmen listeleri üzerindeki oyunları gördüklerini ifşa etti..!

*

CHP yönetimi, Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde etkin ve etkili eylemleri, söylemleri ve politikalarıyla belirleyici olmaya, gündem belirlemeye, yanlışları ifşa etmeye devam ediyor.

Millet İttifakı bileşenlerinin hala birlikte olması ile de, bakalım önümüzdeki seçimlerde yeterli önlem alınmış mı, iktidarı değiştirebilecek seçmen desteği sağlanabilecek mi, halkın güveni kazanılmış mı göreceğiz…

Gerçekler de nerede ve nasıl gizlenirse gizlensin, her tartışmadan, gizemden, sırdan, mutlak şekilde ortaya çıkarılmalıdır…

Önceki İçerikAşkın Anatomisi
Sonraki İçerikEyvah!.. HDP, Sol Partilerle 7’li İttifak Kuruyor!..
16 Ağustos 1970 Kocaeli-Gölcük-Değirmendere’de doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü ve Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün, “Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi” dalında Yüksek Lisans’ını tamamladı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, “Siyaset ve Sosyal Bilimler” Doktora (Ö) Öğrencisi olarak dersler aldı. 2010 yılında “Öteki Siyaset”, 2013 yılında da “9. Köy’den Sonra” isimli kitapları Vadi Yayınlarından yayınlandı. 2011 yılında, Kocaeli’ndeki yerel gazete ve dergilerde yazarlığı başladı. Aynı zamanda “Kocaeli TV” televizyon kanalında, “Öteki Siyaset” isimli TV program hazırlayıp sundu. 2016 yılından itibaren de Ocak Medya’da yazarlık yapmaktadır. Özel sektörde, aynı zamanda halen yöneticilik yapmakta olan Kalabalık, Demokraside Birlik Vakfı, İnsani Değerler Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği ve Gazeteciler Cemiyeti üyesidir.

1 Yorum

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz