- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Sıcak, kuru ve çorak.. Afrika’nın güneyindeki Namib Çölü’nü en iyi bu üç kelime betimliyor. Yine de tüm zorlu doğa koşullarına rağmen bu bölgede var olmayı sürdürebilmiş canlılar mevcut. Peki bu nasıl oluyor?
ltın kuralı hepimiz biliyoruz: Su yaşamdır. Ancak su çeşitli formlara bürünebilir, yani mutlak suretle yağmur ya da nehir formunda olması gerekmez. Örneğin Namib Çölü’ndeki yaşamı mümkün kılan su, sis formunda bulunuyor.
Bu sisin kaynağıysa, Atlantik Okyanusu’nun derinliklerindeki soğuk suyu Güney Afrika ve Namibya’nın batı kıyılarına taşıyan Benguela akıntısı. Namibya’daki Namib Çölü’nün ortasında bulunan Gobabeb Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde araştırmacı olarak görev yapan Roland Mushi, bunu “Benguela akıntısı suyun üst yüzeyindeki sıcak nemle etkileşime giriyor” diyerek açıklıyor. “Nem soğutulduğunda önce çiy, ardından da sis oluşuyor.” Ve güneybatı rüzgarları sisi çölün içine taşıyor.
Sisin böylesine önemli bir rol oynadığı çöllere ekseriyetle kıtasal batı kıyılarında rastlanıyor. Buna bir örnek, Şili’deki Atacama Çölü.
Yılda 300 gün sis
Namibya’nın Atlantik kıyısında bulunan Swakopmund kenti çok güzel bir şehir. Kent bu güzelliğini kısmen Alman kolonyal mimarisine borçlu. Elbette kent üzerindeki kalıcı sis burada yaşayanları delirtebiliyor. Swakopmund yılın 300 günü sise gömülüyor.
Sis en çok sabahın erkek saatlerinde oluşuyor ve kent üzerinde nemli bir tabakaya dönüşüyor. Sabahları saat 10’a doğru, güneş havayı yeterince ısıtmış olduğundaysa yeniden çözülüyor. Swakopmundlular sisten şikayet etseler de, diğer Namibyalıların bu sise hayati bir biçimde ihtiyaçları var.
Nara bitkisi ve welwitschia gibi çöl bitkileri, sisi narin kökleri ve kök hücreleri vasıtasıyla toplama konusunda uzmanlaşmış canlılar. Her iki bitki türü de yalnızca Namib Çölü’nde yetişiyor.
İhtiyaç duydukları nemi sisten elde eden kın kanatlılar ve diğer böcekler, bunun için alışılmışın dışında yöntemler geliştirmişler. Örneğin sisten beslenen kın kanatlılar suyu hasat ediyor. Hayvanın arka tarafında sıvılaşan su damlaları ağız yönünde akıyor ve böylece içilebiliyor. Bir kın kanatlı türü olan Lepidochora porti ise çöl kumuna çukurlar kazarak sisin burada sıvılaşmasını sağlıyor.
Kertenkeleler, yılanlar, kuşlar ve birçok başka hayvan türü kın kanatlılarla besleniyorlar ve ihtiyaç duydukları suyu bunlar vasıtasıyla elde ediyorlar. Bu çerçevede mutlak suretle alışılmış biçimde su içmelerine de gerek kalmıyor.
Namib Çölü’nün kum tepelerinde toplam 300 hayvan türü yaşıyor. Bunların yarısından fazlasıysa endemik, yani dünyanın başka hiçbir yerinde bulunamayan türler. Namib Çölü, güzelliği ve sahip olduğu biyolojik değer nedeniyle bir UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir doğa harikası.
Kaynak: DW Türkçe