- Ocak Söndürmek!.. - 30 Nisan 2023
- Yarın duyduğunuzda utanacağınız cümleler kurmayın!.. - 28 Nisan 2023
- Adaletin ayak sesleri - 26 Nisan 2023
Üç yıldır Ocak Medya’nın Genel Yayın Yönetmenliğini yürüten Sinan Eskicioğlu’ndan “Önemli Duyuru!!!” başlığıyla bir e-posta aldım.
“Özgür, Bağımsız ve Çok Sesli” Ocak Medya’nın, yayınlarına, 1 Mayıs 2023 tarihi itibariyle en az bir yıl süreyle ara vereceği yazıyordu.
Gazetenin internet sayfası kapanmayacak ancak güncelleme de yapılmayacak.
Açık söyleyeyim, bu bilgi karşısında hem şoke oldum hem de çok üzüldüm.
Sayın Eskicioğlu, bu kararının gerekçesini şöyle açıklamış:
“Geçen üç yılda benim için çok önemli olan ‘Özgür, Bağımsız ve Çok Sesli’ olmanın Türkiye toplumu için önemli olmadığını gördüm. Ve bu özelliklerin devam edebilmesi için de herhangi bir destek görmedim. Aksine her kesimden eleştiri ve engellemeyle karşılaştım. Kendi doktora çalışmamı bile yavaşlatarak Ocak Medya’yı yürüttüm.”
Evet; kurucusu Usta Gazeteci Fehmi Koru olan Ocak Medya, maddi ve manevi hiçbir destek görmedi.
Aksine siber saldırılar başta olmak üzere defalarca yok edilmeye çalışıldı.
Hatta gazetenin sitesi çökertildi.
Bu ocağın sönmemesi için başta Fehmi Koru ve Sinan Eskicioğlu olmak üzere birçok kişi maddi ve manevi fedakarlıkta bulundu.
7 yılı aşkındır yayında olan Ocak Medya’nın askıya alınacak olması, azınlıkta olsalar dahi ‘Özgür, Bağımsız ve Çok Sesli’ olmayı sevenleri üzecektir.
Ocak Medya, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlikler karşısında ‘dilsiz şeytan’ kesilmedi.
Ne iktidar yalakalığına soyundu ne de muhalefet düşmanlığına.
Toplumu bilgilendirmeyi, farklı pencerelerden hadiselere bakabilmenin bir zenginlik olduğunu göstermeye çalıştı.
Mazlumun diline, dinine, ırkına, mahallesine, ideolojisine bakmadı.
Çevik Bir’in de hakkını savundu Yusuf Kerim’in de.
Şanlıurfa’da adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar’ın da hakkını savundu yüzde 98 engelli Gazi Bilal Konakçı’nın da.
85 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ı da yazdı, demans teşhisi konulan Aysel Tuğluk’u da.
KHK’lıları da yazdı, bebekleri ve çocuklarıyla cezaevine konulan kadınları da.
Bazıları, işte tüm bunlardan dolayı Ocak Medya’nın yayınlarına ara vermesine ‘zafer kazanmış’ gibi sevinecektir.
Ocak yakmak zor bir iştir.
Görüleceği üzere söndürmek de bir o kadar kolay.
Günümüz yönetiminin zaten yaptığı en iyi iş bu değil midir?
Baskılamak ve yok etmek.
Atatürk, “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” diyor.
“Basın hür’dür, sansür edilemez” diye ekliyor.
Şimdi koca bir yayın organı, maddi yetersizliklerden dolayı bir nevi sansüre uğruyor.
Yaşama hakkı tanınmıyor.
Reklam alamıyor.
Gece-gündüz ‘özgür basın’ hayali kurup bunu her ortamda dile getirenler dahi reklam vermiyor.
Anlayacağınız herkes kendi mahallesine çalışıyor, kendi mahallesini besliyor.
Reklam desteği olmadan yayınları sürdürebilmek bir noktaya kadar.
Eğer Ocak Medya gibi herhangi bir mahallenin herhangi bir ideolojinin herhangi bir siyasi partinin sesi, soluğu olmak yerine toplumun bütününü kuşatmak istediğinizde de işte böyle ocağınızı söndürüyorlar.
Canınızı almaya çalışıyorlar.
Ocak Medya’nın bugünlere gelmesinde emeği geçen Sayın Fehmi Koru ve Sinan Eskicioğlu başta olmak üzere herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Gönlümden veda etmek gelmiyor.
Yine de şu temennide bulunmadan edemeyeceğim:
Umarım 1 Mayıs’tan önce Ocak Medya’nın maddi sorunları çözülür ve yoluna kesintisiz devam eder.
Bu veda beni cok uzdu insAllah secimden sonra tekrar geri dønersiniz. Inan o degerli yazilarinizi øzleyecegim hemen hergun atlamadan fehmi beyi ve sinani ve sizleri okurum. Degerili yazilarinizi okumaktan büyük bir haz duyuyorum Simdi cok üzüldüm fakat sizlerde haklisiniz ortam boguyor adeta. Saygiyla selamlar tüm yazarlara. Temennim en kisa zamanda yine okuruz insAllah