OHAL Yeni Bir Darbe mi?

0
Latest posts by Dişhekimi Mehmet Eskicioğlu (see all)

Depremi çok acı şekilde yaşadık, yaşıyoruz ve bu şekilde giderse de yaşamaya devam edeceğiz. Yaşamaya devam edeceğimiz aslında ACI. 

Evet büyük acı yaşıyoruz. 

Oturduğumuz yerde sinir oluyoruz, üzülüyoruz ve ağlıyoruz. 

Kendi sağlık sorunlarım ya da en yakınlarımdaki kişilerin sağlık sorunları böyle acı yaşatmıyor çünkü depremde yaşananların acısı çaresizlikle beraber geliyor. 

Sadece çaresizlik mi? 

‘Siyaset yapıyorsunuz’ diye halkı ayrıştıranlar alenen siyaset yapıyorlar ve biz buna maruz kalmak zorundayız. 

OHAL nedir? 

Anayasa’nın 119. maddesine göre, Cumhurbaşkanı, savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, tabii afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere OHAL ilan edebiliyor.

Anayasa’nın 119. Maddesine göre tabi afetlerde OHAL ilan edilebilir. Yaşadığımız deprem de bu kategoriye giriyor, burada sorun yok. 

Sorun olan konu OHAL’in ilan edilmesinin hedefine ulaşacak durumların engellenmesi. 

OHAL’in ilan edilmesinin lafzi anlamı OHAL’in nasıl ve ne durumlarda ilan edileceği yönünde ama anlamı da tabii afet yaşanan yerlerdeki halka en hızlı ve kapsamlı şekilde yardımların ulaştırılması içindir. 

OHAL ilan edilecekse bunun sebebi halka ulaşabilmektir. 

Ama OHAL ile bunun olmadığını görüyoruz. Belediyelerin araçlarına ‘Valilik’ panklartlarının asılması ve afet bölgesine bu şekilde gönderilmesi ‘siyaset yapmak’ değildir de nedir… 

1999 Depremi’ni bu halk büyük acıyla yaşadı. 1999 depremini yaşayanlar o günlerin acılarını hala içlerinde yaşamaktalar. 

1999 depreminde devletin bittiğini, yardımların yerlerini ulaşmadığını haykıra haykıra bağıranlar bugün iktidarda olup ‘siyaset yapıyorsunuz’ diyerek halkı baskıyla sindirmeye çalışanlar. Bizler bunu unutmadık. 

Unutmadığımız diğer konu da 1999 Depremi’nde ekranların karşısına çıkan rahmetli Bülent Ecevit ağlamaklı bir halde duyduğu üzüntüyü halkıyla paylaşmıştı. 

Bugün ise ekranların karşısına geçen Yönetici ve bakanları bırakın bu üzüntüyü yaşamayı adeta halkı azarlar ve terbiye eder gibi kasıla kasıla konuşmakta. Bunu da unutmayacağız. 

1999 Depremi’nde halkın dinden uzaklaştığı söylenerek bu afetin geldiğini utanmadan, sıkılmadan söylemişlerdi. 

Peki bugün bu afet neden geldi? 
Onların düşünce tarzıyla cevap vereyim. 

Yaptığınız usulsüzlüklere, dolandırıcılığa ve halkı kandırmaya Allah’ın da sabrı kalmadı ve bu afeti sizi terbiye etmek için gönderdi. 

Akıllanasınız diye. 

Ama akıllanmıyorsunuz ve sanki devletin ebedi sahibi gibi davranıyorsunuz. 

Bu devleti yönetenler hepsi birer birer ölüp gittiler. 

Bu devlet size de kalamayacak. 

Süleyman Soylu’dan sonra Ak parti Kahramanmaraş milletvekili kadının ve diğer iktidar yöneticilerinin ‘Yunan yanlısı’ gibi cümleleri kardeş ülke Yunanistan’dan gelen yardımlarla ne kadar Show için söylendiği ortaya çıkmış oldu. 

Bu cümleler neyi anımsatıyor? 
Goebels’i ve Hitler’i… 

Çok kızgınız ve acı içinde ‘siyaset yapmayın’ diye siyasetin en büyüğünü yapanlar izliyoruz. 

Artık yeter. 

Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinde gitmeye devam edecek bizler sizin bu yalancılıklarınızı ortaya koymaya devam edeceğiz. 

Bunları yazıyor olmaktan utanıyorum. 

Ülkemin bakanları ve başkanı bu halde ve bu kadar olmamalıydı.

Çünkü aziz milletimizin asaletine yakışmıyorsunuz. 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz