Orta Doğu Ülkesi mi oluyoruz? 

2
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Orta Doğu’yu kötülediğimi düşünmeyin. Derdim Orta Doğu’yu kötülemek değil sadece sosyolojik bir tespitimi sesli düşünüyorum. 

Cezaevinde görev yapmaya başladığımdan beri Orta Doğu halklarının kolektif davranış şekillerini gözlemliyorum. Hayata bakış açıları, din ve ahlak anlayışları, Batı ve ABD’ye karşı tutumları ve kendi hayatlarında eleştirdiklerini ne kadar yapıp-yapmadıkları… 

KPSS sınavında tekrar ve yeniden soru çalınması gibi bir olay yaşadık. Ama bu seferki daha farklı ve bir derece işin üzerine çıkılarak farklı bir taktik denendi. 

Ama konu ve amaç aynı. 

Devletin yaptığı bir sınav ve bu sınavda ayrıcalık kazanmaya çalışan bir zümre. 

Daha önce de bunları çok duymuştuk. 

Devleti ele geçirmiş yapı dediğimiz eskinin cemaati bugünün fetösü de kadrolaşma için soruları kendi insanlarına vererek konumunu sağlamlaştırıyordu. 

KPSS sınavında bu olay tekrar yaşandı ve akıllara gelen soru hep aynı: ‘Bu sefer kimler?’

İsimlerin önemi yok aslında. 

İsimler dün cemaat, bugün bilmiyoruz kimler, yarın tarikat, öbürüsü gün devletçi statükocu solcular, bir başka gün devletçi statükocu bilmem kimler. 

Zihniyet ve yaklaşım aynı olduğu sürece değişen sadece isimler olacak ama davranış ve üç kağıtçılık baki kalacak. 

Bunun sebebini de Orta Doğu’ya bağlamamın sebebi şu aslında. 

Her toplumda iyi-kötü, ahlaklı-ahlaksız, adaletli-zalim insanlar var. Olması da çok normal çünkü insan her yerde ve her zamanda aynı insan. 

İnsanların kötülük temayülleri sistem ve kolektif anlayışla orantılı. 

Eğer sistem sizi ‘iyi ve dürüst insan’ olmaya zorluyorsa içinizde kötülük ve adaletsizlik olsa da yapamıyorsunuz. 

Bir de kolektif yani sosyal yapının dayattığı bir kültür var. Bu kültür yazılı değil ama toplum bu kültürle idare ediliyorsa sizin iyi olmanız sadece ve sadece ‘enayi’ olarak anlaşılır ve kabul edilir. 

Ama aynı toplum adalet ve iyilik üzerine söylemlerine devam eder ve hatta çok daha şiddetli şekilde. 

Bu özelliklere has insanların sayılarının yüksek olduğu coğrafi mevkii de Orta Doğu. 

Orta Doğu’da dinden, adaletten, iyilikten ve güzellikten yani cennetten o kadar çok bahsedilir ki şaşar kalırsınız. Ama aynı coğrafyada insan kayırma, adaletsizlik, eşitsizlik, tembellik ve üç kağıtçılık da o kadar fazladır. 

Hatta üç kağıtçılık zekilikle bütünleştirilir ve üç kağıtçı olan zekidir, işini halleder ama adaletli olan salak olarak algılanır. 

KPSS sınavındaki yaşanan da bu. 

Devlet dediğimiz aygıt ele geçirilmesi gereken bir güç olarak anlaşıldığı sürece ve Orta Doğu insanı olma özelliği olan ‘işini halletme’ bu kadar meşhur olduğu sürece biz bu olayları yaşamaya devam edeceğiz. 

Bu konunun üzerine daha fazla eğilmemiz gerektiği kanaatindeyim. 

Orta Doğu insan özellikleri gibi mi olacağız ya da olduysak bunda devam mı edeceğiz, yoksa sığınmacıların akın akın gitmek istedikleri Avrupa’daki hukuk (Kanunların işletilmesi desem daha doğru olur sanırım) ve insan haklarının hakim olduğu ülkeler gibi mi olacağız? 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

Önceki İçerikKerbela Faciası (2) Gerçekte Kerbela’da neler oldu?
Sonraki İçerikHayretler içerisindeyim: Hazine ve maliye bakanı Nureddin Nebati’nin kıymetini bilmeyenler var… 
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

2 YORUMLAR

  1. Yetenek savaşları, kuralsız rekabet gibi konularda dindar kesim daima dezavantajlıdır, kısa vadede daima kaybeder. Çünkü dindarlar rahatça kural ihlali yapamazlar da o yüzden.

    • Suçlamalar genel olarak dindar bilinen kesimlere yönelik. Cemaat dindar bir yapı, yedi iklim dindar bilinen insanların çıkardığı bir dergi. Peki yedi iklim eğitim yayınları uyarılara rağmen neden Yİ edebiyat dergisiyle aynı ismi kullanmakta israrlı. Üstelik ticari patent tescilini de kendi adlarına yaptırmışlar. Yedi İklim Edebiyat Dergisi ile yedi iklim eğitim yayınlarının bir ilgisi olmadığı söyleniyor.

      Yani büyün hırsızlıkları dindar bilinenler yapıyor da dindar olmayanlar melek mi?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz