Övünmek Gibi Olmasın, Ama Kayda Geçsin, “Cumhurbaşkanlığı 3 Nolu Kararname” Konusunu Türkiye’de Naçizane Gündeme İlk Ben Getirdim

0
Prof. Dr. Orhan Yılmaz

Gazeteci Muharrem Sarıkaya, Habertürk Gazetesi’nin 23 Haziran 2022 tarihli dünkü nüshasında, “Üst bürokrasinin görevdeki son yılı…” başlıklı bir köşe yazısı yayımladı. Bu yazısında, Resmi Gazete’nin 10 Temmuz 2018 tarih ve 30474 sayılı nüshasında yayımlanan  “Cumhurbaşkanlığının 3 Numaralı Kararname” konusunu dile getirdi.

3 Nolu Kararname konusunu ve önemini, Mart 2022 tarihinde, çeşitli platformlarda Türkiye’de gündeme ilk kez getiren naçizane şahsımdır. Yazıyı okuduktan sonra aksini düşünüyorsanız, lütfen bana bildiriniz. Sözümü geri almaya ve tekrar bir yazı ile düzeltme yapmaya ve özür dilemeye hazırım. 

Anlatayım;

İnternette bir konuyu araştırırken, 2022’nin Mart Ayı’nda bu kararnameyi tesadüfen gördüm.  

Bu kararname, Resmi Gazete’nin 10 Temmuz 2018 tarih ve 30474 sayılı nüshasında “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi: 3” olarak yayımlanan “Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” idi.

Kararnamenin sonuna I, II ve III no ile 3 adet cetvel eklenmiş. Bu cetvellerde üst düzey kamu görevlileri 3 bölüme ayrılmış. Bu kararnamenin “Görev Süresi” başlıklı 4. Maddesinde; 

Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez. Cumhurbaşkanının görevi sona erdiğinde, bunların görevi de sona erer. Ancak bunlar, yerlerine atama yapılıncaya kadar görevlerine devam eder. Görev süreleri sona erenler, yeniden atanabilir. Bunlar, görev süreleri sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir hükmü getiriliyor.

Ekli 1 sayılı cetvel valiler, rektörler, bakan yardımcıları, genel müdürler başta olmak üzere yaklaşık olarak 1.000 kişiyi kapsıyor. 

Kararnamenin önemini görünce, önce bunu yakın çevremle paylaştım ve böyle bir kararnameden haberlerinin olup, olmadığını sordum. Cevap olumsuz idi. Kimse duymamış idi.

Daha sonra, kararnamedeki 1 nolu cetvelde zikredilen bazı devlet kurumlarında çalışan bürokrat tanıdıklarımla bu kararname konusunu paylaşınca, onlar da çok şaşırdılar ve bundan haberlerinin olmadığını söylediler.

Yine Whatsapp ve Facebook gibi bazı sosyal medya gruplarında da bu kararnameyi yayınladım ve yine hiç kimsenin konudan haberinin olmadığını gördüm. 

Bunun üzerine, adları cumhurbaşkanı aday adayı olarak geçen bazı isimler ile bazı partilerin genel başkanlarına 5 Nisan 2022 tarihinde e-mail yollayarak, bu kararnameyi ve önemini zikrettim (Yazı içinde e-mail mesajımın ekran görüntüsünü paylaştım).  

Kararname, üst düzey bürokratlar açısından çok önemli. Örnek vermek gerekirse, bir üniversite rektörü her biri 4 yıl olmak üzere 2 sefer seçilebiliyor ve 8 yıl görev yapabiliyor. 

Önümüzdeki 1 yıl içinde yapılacak bir seçimde, bir cumhurbaşkanı değişimi olması durumunda, 2022 yılı içinde ilk defa atanan bir rektör, henüz 1 yılını bile doldurmadan rektörlük koltuğunu boşaltmak durumunda kalabilecektir. Hem de önünde 3+4=7 yıl daha görev yapma imkânı varken.

Ancak “Devlette devamlılık esastır”. 

Makam koltukları kimsenin tapulu malı değildir. 

Günü gelince her makam sahibi bürokrat, hizmet bayrağını peşinden gelene devredecektir.

Görev yaptığı makam ve uhdesinde bulunan yaptırım gücü nedeni ile her üst düzey bürokrat çevresinden izzet, ikram ve saygı görür. Eğer o bürokrat, o görevden ayrılınca aynı izzet, ikram ve saygıyı çevresinden yine görüyorsa, kendini başarılı saymalıdır. 

Aksi takdirde külahını önüne koyup, düşünmelidir. İlk aklına getireceği şey, “kime haksızlık yaptığı, kimlere adaletsiz davrandığı” olmalıdır. 

Eğer adil ve adaletli olduğu konusunda kendinden eminse ve içi rahatsa, endişeye mahal bir durum olmamalıdır.

Eğer görevi boyunca haksızlık yapmışsa, personeline ve hizmet ettiği vatandaşlara adaletsiz davranmış ise, ağzıyla kuş tutmuş olsa da, boştur.

Herkesin hesabının görüleceği ilahi adalet gününde hesabını verecektir.

Önceki İçerikÇevik Bir’e Uygulanan Adalet
Sonraki İçerikFelsefe Yazıları: Doğru İnsan
1962, Etimesgut doğumlu. Tokat’ın Zile İlçesi’nden Atatürkçü, milliyetçi, zooteknist, SP seveni, Alevî dostu, evcil hayvanların fahri avukatı, feminist ve motosikletçi bir köylü çocuğudur. 1984 yılında Ankara Ziraat F., Zootekni B.’nü bitirdi. 1997'de Birleşik Krallık, U. of Aberdeen’de yüksek lisans, 2007'de Ankara Ü., Fen Bil. Enst. (Zootekni B.)’nde doktora çalışmasını tamamladı. Mesleği ziraat dışında, Çerkez Kültürü ve Alevilik gibi sosyal alanlarda da amatörce akademik çalışmalar yapmaktadır. Kitap okumak ve motosiklet kullanmak özel ilgi alanlarıdır. “Hayvanları sevmeyen, insanları da sevmez” görüşünü savunan, hararetli bir hayvan sever ve hayvan hakları savunucusudur.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz