- “Sekspiyonaj” ya da “Bal Tuzağı” - 26 Nisan 2023
- Pentagon ve CİA’in İfşa Olmuş Gizli Belgeleri - 12 Nisan 2023
- St. Petersburg’daki Patlama ve İstihbarat Servisleri Bağları - 5 Nisan 2023
Geçtiğimiz ay (Şubat sonu – Mart başı), Discord – Telegram ve 4Chan gibi bazı sosyal medya platformlarında “Gizli”– “Çok Gizli” etiketleriyle bazı belgeler yayılmaya başlamıştı. Bu belgelerin CIA ve Pentagon’a ait belgeler olduğu iddia edildi o dönem. Bazılarını inceleme fırsatım oldu. Ancak biraz profesyonel bir gözle bakıldığında bunun “düşmana karşı diversion” operasyonu olarak ABD tarafından da hazırlanıp, servis edilmiş olunabileceğini de düşündüm.
Çünkü oldukça ilginç bilgiler vardı:
97 NATO Özel Harekât Birliği’nin Ukrayna içinde konuşlandığı, 71’i asker olmak üzere 100’ün üzerinde profesyonel ABD’linin Ukrayna’da “gerilla savaşı” için yerel halkı eğitmeye başladığı, New York Times’ın 2 Şubat’ta yayınladığı haberde, Ukrayna’da ölen Rus güçlerinin 2oo.ooo olmasının gerçek olmadığını gerçek sayının 35.ooo – 4o.ooo arasında olduğu gibi bilgilerdi. Hatta Rus Wagner Özel Güvenlik şirketinin Türkiye’den silah satın alacağı, almak için Şubat ayında Türkiye’ye geldiğini ve aldığı silahları da Mali’de kullanacağı için geçici Mali Devlet Başkanı Assimi Goita’nın da bunu doğruladığı yönünde da bazı ilginç veriler vardı.
Bir laboratuvar çalışması olabilirdi tüm bu veriler. İstihbarat dünyasında kolaylıkla ve sık başvurulan bir yöntem olduğu düşünülürse eminim birçok kişide benim gibi düşünmüştür o dönem.
Ve yine tüm bu bilgiler, ABD müttefiklerinin hiçbirinde olmadığından, sadece ABD’li yetkililerde olması da bunu düşünmeme başlıca sebepti. Bilgileri teyit edebileceğiniz farklı bir masa yoktu yani anlayacağınız.
Reuters ve CNN’e konuşan, Pentagon yetkilisi, Michael Mulroy’un beyanlarını görünce konuyu tekrar ele almak gerekli olmuştu. Mulroy, “…2013 yılında ki WikiLeaks skandalından sonra en büyük skandalın bu olduğunu…” ve “bu bilgilerin (yukarıda dediğim gibi) sadece ABD’li birim ve yetkililerde olduğundan bir sızıntı varsa da bunun altında kesinlikle bir ABD’li olduğunu” iddia ediyordu. Eski NATO ABD temsilcisi Kurt Volker ise bu olayın; “bir casusluk eylemi” olduğunu söylüyordu. Bir üst düzey Pentagon yetkilisi ise bu sızmanın “küskün ya da kızgın bir çalışan”tarafından yapıldığını da düşündüklerini açıklıyordu.
Ve geçtiğimiz Cuma günü New York Times bazı belgeleri yayınladı. Üzerlerinde “NOFORN” damgası olması oldukça dikkat çekiydi. NOFORN; “Yabancı uyruklu kişilere gösterilmez – açıklanmaz – servis edilmez” demekti. Pentagon yetkililerine uzatılan mikrofonlara yanıt ve yorum yapılmazken konu ABD Adalet Bakanlığına sevk edilmişti.
Başlarda büyük şüphelerle ve klasik bir gölge oyunu olarak düşündüğüm bu “sızıntı”nın gerçek olduğunu öğrenince belgelere bir kez daha bakmak için çalışmalara başladım. Doğal bir süreç olarak başlarda inanmadığınız “verilerin”gerçek olduklarını öğrenince ya da gerçeklik payı yükselince bakış açınızda inanılmaz değişiyor. Gülümseyerek okuduğunuz bilgileri bu sefer daha ciddi gözlerle okuyorsunuz.
Bu belgelerin birinde; (CIA’in 1 Mart tarihli güncelleme raporu) ABD’nin İsrail’deki Netahyahu karşıtı gösterilerde MOSSAD görevlilerinin illegal olarak alanda çalıştıklarını, halkı cesaretlendirdiklerini hatta kolluk güçlerine karşı sokak olaylarında eylemcilere taktik danışmanlık yaptıklarını yazıyordu. Peki, ABD bu veriye nasıl ulaşmıştı? Raporda “sinyal istihbaratı” ile bu bilgiye sahip olunduğu yazıyordu. Yani ABD, Ortadoğu’daki en büyük müttefiki İsrail’i aleni olarak “dinliyordu”. Bu benim için yeni bir bilgi değildi ancak bu kadar aleni ve ispatlanır bir halde ilk kez karşıma çıkıyordu.
Normal olarak insanın aklına şu soru geliyor? “Peki, ABD başka hangi müttefiklerini dinliyordur? İsrail’e bunu yapan, sana – bana neler yapıyordur?”
Aynı belgelerde ABD’nin Güney Kore yönetimine Ukrayna’ya silah yardımı için baskı yaptığı ancak Seul’un buna sıcak bakmadığı ve bu yüzden ABD’li uzmanların bazı psikolojik baskılar planladıklarını da yazıyordu. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’a bu olay sorulduğunda; “Belgelerin doğruluğunun üzerinde çalışıyoruz eğer bunlar gerçekse mutlaka ABD ile oturup konuşmamız gereken konular var.” diyordu.
Bir başka belgede ise NATO’nun Ukrayna savaşında ne kadar aktif olduğunu gösteriyordu. Mayıs 2022’de NATO Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, Rusya’nın Ukrayna ile arasındaki savaşta NATO’nun vekâletli olduğunu iddia etmesi sorulduğunda; “Rusya’nın bu konudaki söyleminin bu olduğunu biliyorum ama bu bir vekâlet savaşı değil. Bu Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş. NATO bu işin içinde değil” diyordu ancak belgelerde NATO’nun Ukrayna’ya sivil kıyafetleri ile 9oo’ün üzerinde askeri personel intikal ettirdiğini, Ukrayna ordusuna ciddi silah ve mühimmat yardımlarında bulunduğunu hatta Romanya ve Bulgaristan üzerinde finansal destekler aktardığını yazıyordu.
Ancak malum belgeler içinde benim en çok dikkatimi çeken madde şuydu;
Finlandiya’nın NATO’ya katılması kesinleştiği anda Rusya’nın kuzey sınırından ABD ve NATO ortak güçleri ile Rusya’ya karşı bir taarruz planın yapıldığıydı. Hatta şu an katılmamış olsa bile katıldığı anda ki gerçekleşecek harekâtın taktik ve manevra planları hazırlanmış, bölgeye intikal ettirilecek 12 Tugay seviyesindeki öncü askeri birlik bekler duruma geçmişti.
Bu noktada, Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO’ya katılma sürecinde üzerindeki ışıklarında sebepleri az çok görülebiliyor. Bunu erteledikçe Türkiye, Rusya’ya sempatik gözükürken, NATO ve diğer müttefiklerine karşı itici durmaktadır diye akıldan geçirmek oldukça sade ve net bir fikirdir diye düşünüyorum. İzlenen politikanın ne kadar doğru ya da yanlış olduğu ise uluslararası ilişkiler uzmanlarının işidir.
Pentagon tarafından hazırlanmış bir başka belgede ise; Ukrayna ordusunun, Rusların en fazla 2 – 3 saldırısına karşı direnebileceklerini, sonrasında tamamen imha edileceklerini hatta Ukrayna Hava Savunma sistemlerinin tamamen çökme noktasına geldiği de yazmakta. Ve aynı belge 23 Mayıs tarihine dikkat çekiyor; 23 Mayıs’a kadar eğer müdahale edilmezse Rusya’nın savaşı tamamen kazanacağı da iddia ediliyor… Bu sebeple 2 Mayıs’tan önce olası bir karşı harekât için hazırlıkların yapılması yönünde de ciddi tavsiyeler bulunuyor yine aynı belgede.
28 Şubat – 2 Mart tarihleri arasında “WowMao” isimli kullanıcı tarafından yayınlanan 1oo’ün üzerinde ki bu belge ifşasının altında ise Rus Siber İstihbarat Birimlerinin olduğu düşünülmekte. Ancak bence bundan çok daha fazlası var. Malum krizden çok daha ileri, WikiLeaks ve Julian Assange gibi bir isminden çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Milliyetleri – bağlılıkları olmayan profesyonellerin bu “ifşa operasyonun” arkasında olduğunu tahmin ediyorum. Hatta kim bilir belki de bir “organizasyon”…
kısa dönem askerlik (asker tabiri ile poşet asker) yapmış birinin istihbaratci yazılar yazması, ve sacma sapan teoriler üretmesi, akla ziyan yazılar yazması, yazilarinda sinkafli kelimeleri …. ile yada kelimeleri kısaltarak yazan ,sözcük dağarcığı bu kadar kifayet eden bir yazarın yazılarını okumak vakit kaybı.