Ramazanda kişiye özel uyku düzeni.. Her gün en az 7 saat uyku

0

Uyku üzerine yaptığı bilimsel çalışmalarla tanınan Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Selvi, ramazan, sinirlilik ve stres kelimelerinin bir araya gelmesini doğru bulmadığını, bu dönemin huzur, dinginlik, sabır ve muhasebe ayı olduğunu belirtti.

Ramazanda yaşanan gerginliğin genellikle gece uykusuzluktan ve uyku bölünmelerinden kaynaklandığını ifade eden Selvi, bu halin ramazan ayı dışında da görülebileceğini dile getirdi.

Selvi, gece az ve kısıtlı bir süre uyumanın gün içinde beynin algılama, dikkat, düşünme ve muhakeme faaliyetlerini doğrudan etkilediğine dikkati çekerek, “Gece sık uyanmak ya da yeterince uyumamak şeklindeki uykusuzluk, kişinin gündüz sinirli, tepkili, endişeli, gergin, alıngan ve huzursuz olmasına neden olur. Bu durum uykusuz kişinin diğer insanlarla ilişkilerini bozar. Ayrıca uykusuzluk, kişinin gün içinde uykulu olmasına neden olur. Uykulu olma hali dikkatsizliklerin, ev, iş ve araç kazalarının başlıca sebebidir. Gece yeterince ve verimli bir uyku gün içinde bizi daha uyanık tutar.” diye konuştu.

Ramazan ayı boyunca uyku düzeninin çok önemli olduğunu vurgulayan Selvi, şöyle devam etti:

“Ramazanda herkes kendisine özel bir uyku düzeni uygulayabilir. Bu dönemde standart bir uyku modeli yoktur. Ancak belirli kurallar vardır ki buna göre uyku düzeni ayarlanmalıdır. İnsanın her gün en az 7 saat uykuya ihtiyacı olur. Akşam uykuya engel olacak şekilde beyni aktive eden fazlaca kahve ve demli çay tüketiminden uzak durulmalıdır. İftar sonrasında mümkünse hareket edilmeli ve ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Ramazanda uyku saati biraz daha öne çekilmeli, sahura kadar uyku ihtiyacının bir kısmı giderilmelidir. Sahur sonrasında hemen yatılması reflüye ve kalitesiz uykuya neden olacağından bir süre beklenmeli ve daha sonra kalan uyku ihtiyacı giderilmelidir. Gece boyunca uyanık kalmak gün içinde beyin faaliyetlerini bozacağından tavsiye edilmemektedir. Her gün aynı saatte yatmak ve aynı saatlerde kalkmak şeklinde bir rutin oluşturulmalıdır. Yüksek düzeyde parlak ışık yayan ortamlardan uzak durmalı, televizyon, bilgisayar, akıllı telefon gibi ışık ve manyetik alan açısından sorun oluşturan cihazlar uyku saatinden bir süre önce kapatılmalıdır.”

Prof. Dr. Selvi, bahar döneminde sınavların gittikçe yoğunlaştığını, bu dönemde uyku düzeninin çocuk ve gençlerin başarılı olması için önemli olduğunu bildirdi.

“İyi bir öğrenme için iyi uyku şart. Başarı için verimli bir uyku gerekli.” diyen Selvi, uykusuzluğun öğrenmeyi engellediğini, gece uykudan taviz vererek, çalışma ile gerçek bir öğrenme gerçekleşemeyeceğini söyledi.

Gecenizi gündüz, gündüzünüzü gece yapmayın

Selvi, uykudan önce öğrenme amacıyla yapılabilecekleri şöyle sıraladı: “Gün boyu çalışırken çok önemli olarak görülen satırlar, geçmiş sınavlarda çıkanlar, çıkması muhtemel sorular işaretlenmeli, yatmadan hemen önce yarım saat kadar sadece bu altı çizili bilgiler ya da yuvarlak içine alınan sorular okunmalı ve öylece uykuya geçilmelidir. Gün boyu çalıştıktan sonra yatmak yerine sabah altını çizdiğiniz bir satırı, öğlen çözdüğünüz bir soruyu, akşama doğru üzerinden geçtiğiniz bir bilgiyi tekrar hatırlayıp yatmak, gece uykuda öğrenmeyi sağlamlaştıracaktır. Adeta beyninize ‘İşte bu bilgiler önemlidir ve bunları sınavda çağrışımlarla hatırlamam için gerekeni yap’ komutu verirsiniz. Gecenizi gündüz, gündüzünüzü gece yapmayın. Uykunuzu fazlaca kısmak yerine gündüz daha konsantre çalışmayı deneyin. Ayrıca şu soruyu kendinize sorun, sabah tipi misiniz, akşam tipi mi? Tamamen serbest bir şekilde organize etmenize izin verilse sabah erken kalkıp, akşam erken yatmak mı sizin için daha uygun olurdu, yoksa gece geç yatıp sabah geç kalkmak mı? Eğer sabah tipiyseniz sabah kalkar kalkmaz ders çalışmaya başlamalısınız. Akşam tipi iseniz çalışmak açısından gece saatlerini daha çok tercih etmelisiniz. Böylece en iyi performansınız için biyolojik ritminize en uygun saatleri seçmiş olursunuz.”

Ailelerin çocuklarına “Uykun gelince uyu, dinlen” yerine “Uyuma, daha çok çalış” dediklerine şahit olunduğunu aktaran Selvi, gün boyunca okula veya kursa gitmiş öğrencinin uykusu gelince uyuması gerektiğine dikkati çekti.

Selvi, bedenin de uykuya ihtiyacı olduğunun, bu limitleri aşmak için uykudan taviz vermenin doğru olmadığının altını çizerek, “Doğru olan şey elbette gece uykudan taviz vermeden, gündüz konsantre ve verimli bir şekilde çalışmaktır. Bu mümkün değilse ve gece de çalışmak gerekiyorsa, tüm gece uykusuz kalacak şekilde çalışılmamalıdır. Pek çok öğrenci için gün boyu okul ya da kütüphanede, dershanede çalıştıktan sonra evde çalışmaya devam etmek bir zorunluluk haline geldi. Bu halde yorgun ve bitkin şekilde çalışmak yerine, güneş battıktan bir süre sonra uyumalı ve daha sonra kalkılarak birkaç saat çalışıldıktan sonra tekrar uykuya geçilmelidir. Günlük 7 saatten daha az bir uykuyu iyi bir öğrenme açısından öğrencilere tavsiye etmiyoruz.” şeklinde konuştu.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz