Riya

0
Mehmet Gündoğdu
Latest posts by Mehmet Gündoğdu (see all)

Allah için yapılması gereken amel ve ibadeti kullara gösteriş olsun diye yapma anlamında kullanılan ahlâk terimidir.

Sözlükte “görmek” anlamındaki re’y kökünden türeyen riyâ (riâ’), hadislerde ve ahlâka dair eserlerde (süm‘a şöhret peşinde olma kelimesiyle birlikte) “saygınlık kazanma, çıkar sağlama gibi dünyevî amaçlarla kendisinde üstün özellikler bulunduğuna başkalarını inandıracak tarzda davranma” şeklinde açıklanır. 

Riya, kişinin söz ve davranışlarında gösterişe yer vermesi; ameli-i salih kapsamında yer alan bir şeyi Allah’ın rızası değil, insanların beğenisi için yapmasıdır. 

Bu tür davranışlar sergileyen kişilere riyakâr veya müraî denir.

Riya, maddî ve manevî çıkar elde etmek için yapılan bir algıdır. Özellikle dini ve ahlaki değerleri kullanarak kişinin kendi lehine bir kamuoyu oluşturmasıdır.

Kur’an’da Riya

Kur’ân-ı Kerîm’de riya kavramı üç âyette isim (el-Bakara 2/264; en-Nisâ 4/38; el-Enfâl 8/47), iki âyette fiil (en-Nisâ 4/142; el-Mâûn 107/6) olarak yer almaktadır. 

İlk iki âyette ibadet niyeti taşımadan, Allah rızasını gözetmeden, sadece gösteriş olsun diye sadaka verenler, üçüncü âyette gösteriş ve şöhret için savaşa katılanlar, diğer ikisinde gösteriş için namaz kılanlar kınanmıştır. 

“Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez”.(Bakara 2/264)

“Mallarını insanlara gösteriş için sarfedip, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanları da Allah sevmez. Şeytanın arkadaş olduğu kimsenin ne fena arkadaşı vardır”.(Nisa,4/38)

“Doğrusu münafıklar Allah’ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla olur, ikisi arasında bocalayarak Allah’ı pek az anarlar. Allah’ın saptırdığı kimseye yol bulamayacaksın”.(Nisa,4/142)

“Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gafildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Onlar basit şeyleri dahi vermezler”. (Mâûn, 107/4-7)

Hadislerde Riya

Hadislerde hem riya kelimesi hem de türevleri geçmektedir. Hz. Peygamber, “Ümmetim için gizli şirk ve şehvetten kaygı duyuyorum” demiş, “Sizden sonra da hâlâ şirk olacak mı?” sorusuna, “Evet, fakat güneşe, aya, taşa ve puta tapmak şeklinde olmayacak, insanlar ibadetlerini riya için yapacaklar” cevabını vermiştir (Müsned, IV, 124). 

Bir kutsî hadiste Cenâb-ı Hak, “İşlediği bir amelde benden başkasını bana ortak koşan kişiyi de onun şirkini de reddederim” buyurmuştur (Müsned, II, 301, 435; Müslim, “Zühd”, 46; İbn Mâce, “Zühd”, 21). 

Resûl-i Ekrem riyayı “küçük şirk” diye nitelemiş, Allah’ın kıyamet gününde insanlara amellerinin karşılığını verirken gösteriş için ibadet ve hayır yapanlara, “Ey riyakârlar! Dünyada amellerinizi gösteriş olsun diye kimin için yaptıysanız gidin onu arayın, bakalım bulabilecek misiniz?” şeklinde hitap ederek onları huzurundan kovacağını bildirmiştir (Müsned, V, 428, 429). 

Diğer bir hadiste, dünyada Allah’ın kendilerine nimetler ihsan ettiği kimselere uhrevî hesap sırasında bu nimetlere karşılık ne gibi ameller işlediklerinin sorulacağı, bunlardan bazılarının şehid oluncaya kadar O’nun uğrunda savaştıklarını, bazılarının O’nun rızası için ilim öğrendiklerini, Kur’an okuduklarını, bazılarının da O’nun rızası için cömertçe hayırlar yaptıklarını söyleyecekleri, ancak bu amelleri gerçekte gösteriş için yaptıklarının kendilerine bildirileceği ve sonunda hak ettikleri cezaya çarptırılacakları belirtilmektedir (Müsned, II, 322; Müslim, “İmâre”, 152; Nesâî, “Cihâd”, 22). 

Bir hadiste de ibadet ve hayırlarıyla şöhret peşinde olanların gizli kötülüklerinin Allah tarafından teşhir edileceği, riya ile amel edenlerin riyakârlığının açığa vurulacağı ifade edilmektedir (Müsned, V, 270; Buhârî, “Riḳāḳ”, 36, “Aḥkâm”, 9; Müslim, “Zühd”, 47, 48).

Dini Kaynaklarda Riya

Âyet ve hadislerde bildirilen mânevî tehlikeleri dolayısıyla ahlâk ve tasavvuf kaynaklarında riya konusuna özel bir önem verilmiştir.  Riyanın tanımı ve mahiyeti, çeşitleri, niyet, ihlâs ve hayâ ile ilgisi, riyakârlığın psikolojik sebepleri, ahlâk bakımından zararlı sonuçları, riyakârlığın alâmetleri gibi hususlar üzerinde durulmuştur. 

Mesela Gazzâlî  İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn’de  riya’ya dair psikolojik ve pedagojik açıdan dikkat çekici tahliller yaptığı ve bu husustaki İslâmî telakkinin bir özetini sunduğu görülmektedir. 

Bu eserinin kırk ana bölümünden biri olan “Mevki Hırsı ve Riyanın Yerilmesi” başlığı altında (III, 274-335) insanlardaki mevki tutkusunu derin bir vukufla inceledikten sonra bu tutkunun bir neticesi olarak gördüğü riyaya dair âyet ve hadisleri zikretmiş, din büyüklerinin sözlerinden örnekler vermiş; ardından riyanın tanımı, mahiyeti ve dışa vurum yolları, günah olması yönünden dereceleri, riyanın tedavisi; günahları alenî olarak yapmanın veya saklamanın, riya olur korkusuyla ibadetleri terketmenin dinî hükmü; kulun her durumda amellerini sadece Allah’ın bilmesine önem vermesi gerektiği gibi konular üzerinde durmuştur. 

Gazzâlî ayrıca amellerin kabul edilmesine etkisi bakımından riyanın farklı derecelerini sıralamıştır. Burada gösteriş kastı arttıkça riyanın zararının artacağı, Allah rızası, ibadet niyeti ve sevap beklentisi arttıkça riyanın zararının azalacağı anlatılmaktadır. 

Riya ve Şirk 

En tehlikeli riya, kalpte yalnız Allah’a gösterilmesi gereken tâzimi Allah’tan başkasına gösteren kişinin riyasıdır; çünkü bu kişi Allah’a itaat ediyor gibi görünse de gerçekte başkasına itaat etmektedir. Bundan dolayı riya gizli şirk kabul edilmiştir.

Riya ve ibadetler

Riyanın amellere ne ölçüde zarar vereceği konusu da kaynaklarda ele alınmıştır. Buna göre amellerde esas olan gizliliktir, çünkü gizlilik ihlâslı olmayı ve riyadan kurtulmayı sağlar. 

Ancak amelleri açıktan yapmanın sakıncasının bulunmadığı, hatta faydalı olduğu durumlar da vardır. 

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, “Sadakaları âşikâre olarak verirseniz bu ne güzel! Eğer yoksullara gizlice verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır” buyurulmuştur (el-Bakara 2/271). 

Ayrıca hac, cihad, cuma namazı gibi gizlenmesi mümkün olmayan ibadetler de vardır. 

Sonuç

Riyakar davranışlar sergileyen kişilerin bu tutumları diğer insanlar tarafından çok geçmeden anlaşılır ve bundan sonra toplum tarafından güvenilmez kişi olarak kabul edilirler. 

Riya ahlaksızlıkların en büyüğü olup çok değişik şekilleri vardır. 

Ancak bütün riya çeşitlerinin ve bütün bu algı operasyonlarının amacı ortaktır. O da kişisel çıkar elde edip insanlar arasında farklı bir konuma sahip olmak ve dünyevi menfaat devşirmektir. 

Kişinin özellikle ibadetlerini gösteriş için yapması, onun şirke girmesi; namazının, orucunun, haccının, zekatının boşa gitmesine sebep olur.

Allah’a ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak; mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak; Allah rızasını, insanların övgüsü, isteği, eleştirisi, korkusu ve çıkar düşüncesine tercih etmek müslümanın asıl prensibi olmalıdır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz