“Mor Beyin” tuzağını ortaya çıkaran şok MİT raporu…

    0

    “Mor Beyin” tuzağını resmi olarak 27 Aralık 2017 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açıklaması ile öğrenmiştik. İlk etapta ByLock yüzünden hapiste tutulan 11 bin 480 kişi özgürlüğüne kavuşmuştu. Beklentiler bu sayının 30 bin civarında olacağıydı. “Mor Beyin” tuzağının ortaya çıkarılmasında katkıları olan hukuk insanları Gülay Dulkadir, Ali Aktaş, Koray Peksayar ve Levent Mazılıgüney, devam eden yargılama sürecine ışık tutacak kapsamlı yeni bir rapor hazırladı.

    Belgeler ile ortaya konulan raporu incelerken şok bir veri dikkatimi çekti. MİT’in bilgi notu… MİT tarafından Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na dağıtımlı, 27 Mayıs 2017 tarihli bir belge. Adalet Bakanlığı da MİT yazısını 139 ağır ceza merkezi ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına göndermiş. MİT’in yazısı şöyle;

    “ByLock uygulamasının kullanıldığı değerlendirilen abonelikler, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettirilmiş olup, adli işlemlerle ilişkin süreç Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) koordinesinde yürütülmektedir.

    02/09/2016 tarihli ve 89295617 sayılı ve 14/10/2016 tarihli ve 90682107 sayılı bilgilendirme notlarında ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen iki ayrı açıklama ile abone ile kullanıcının farklı olabileceği, ADSL aboneliklerinde ise kablosuz internet (WİFİ) şifresinin paylaşılması sebebiyle, aboneden farklı bir kişinin kullanıcı olabileceği özellikle dikkat çekilmiştir.

    Teşkilatımıza intikal eden bilgiler neticesinde, söz konusu abonelikler hakkında ‘kullanıcı şahsın belirlenmesi yeterince çalışma yapılamadığı’ ve gönderilen listeler üzerinden doğrudan adli, işlem tesis edildiği anlaşılmaktadır.

    Söz konusu durum, FETÖ/PDY mensupları ve müzahir çevrelerce ByLock verisinde hata şeklinde yansıtılmakta, dezenformasyon amaçlı faaliyetler ile suretiyle gerçekleştirilen iş ve işlemlerin itibarsızlaştırılmasına sebebiyet verilmektedir.

    Bu sebeple, ByLock uygulamasına ilişkin adli işlemlerde kullanıcı tespitinin yapılması amacıyla inceleme yapılması, gerekli hallerde mahallinden tetkik/tahkikat yapılarak uygulamanın kullanımına dair iddia ve itirazların her bir somut olaya özgü şekilde ele alınarak çözümlenmesi gerekliliğinin gerçekleştirilen adli işlemler sırasında nazara alınması önem arz etmektedir.”

    MİT yazısı aslında yorum gerektirmiyor!.. Bir nevi, masum olduklarını iddia eden insanların durumlarına tercümanlık yapıyor. Raporu kaleme alan hukuk insanlarının MİT yazısına getirdikleri yorum ise şöyle;

    “Tüm tespitler doğru olsa dahi, tespit edilen husus suça karışmış bir aracın plakası niteliğindedir ve plaka ruhsat sahibinin kesin suçlu olduğunu kanıtlar nitelikte değildir. Dolayısıyla, her somut olayda mutlaka olaya özgü araştırma yapılması gereklidir. Listeler üzerinden adli işlem tesis edilmesi ve mahkemelerce hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı, bu yöntemin mağduriyetleri artıracağı ve artan mağduriyetlerin FETÖ/PDY mücadelesini olumsuz etkileyeceği açıktır. ”

    Rapordan diğer çarpıcı bölümler;

    * “ByLock kullanıcı tespitleri açısından önemli olan husus, operatörler tarafından tutulan CGNAT kayıtlarının bir çeşit üst veri olduğudur. Bu konu farklı açılardan tartışılabilir olmakla birlikte, önemli olan CGNAT kayıtlarının üst verilerde olduğu gibi özet veri olması dolayısıyla neticede bir iz veya belirti olduğudur. Ayrıca müdahaleye açık olup olmadığı ve orijinalliğinin ve veri bütünlüğünün nasıl kontrol edilebileceği konusu da problemlidir, tartışılmalıdır. Nihayetinde özet veri olan kayıtlar doğru tutulmuş olsa dahi, operatör, TİB/BTK veya erişebilecek/müdahale edebilecek başka kurum ve kuruluşlarda görevli art niyetli kişilerin bulunması veya kurumlar dışından bu alanlarda uzman olan başkaca art niyetli kişilerce kayıtlara müdahale edilip edilmediği, edildiyse bunun kontrolünün nasıl sağlanabileceği konusu tartışılmalı ve şüpheye yer vermeyecek şekilde netleştirilmelidir.”

    * “Bir diğer önemli husus ise, kullanıcılarda olduğu gibi, uygulamalar veya siteler için de aynı anda aynı IP adresinin kullanılıyor olma ihtimalidir. ByLock uygulamasınca kullanılan IP adresleri başka site veya uygulamalar tarafından da kullanılabilir. Örneğin, ByLock uygulamasının en çok bilinen IP adresinin 46.166.160.137 IP adresini ByLock sunucusunun aktif olduğu zamanlarda, farklı tarihlerde kullanmış bazı yabancı siteler ve sunucunun aktif olmadığı dönemde kullanan bir Türk firması ticari sitesi ‘domaintools’ (whois.domaintools.com) sorgusu yoluyla bulunabilmektedir. Bu durumda ByLock sunucusuna ait olduğu iddia edilen IP’lere bağlantı yapıldığı iddia edilen tarih aralığında bu IP’lerin sadece ve sadece ByLock uygulaması için kullanıldığının şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerekir.”

    Raporun sonuç bölümünde ise oldukça çarpıcı bir tespit var;

    Yazının devamı için