Seçimlerden Sonra İstanbul Gibi İptal Yaşanır mı?

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Seçim sürecine girdik. 

Her ne kadar Ramazan başlamasa da yaşanan sakinlikten huylananlar var. ‘Neden bu kadar sakinlik var?’ deniyor. 

Bu sakinlikten rahatsız olunmasının sebebi ya da dillendirilmesinin sebebi Başkan Erdoğan’ın daha önceki seçim dönemlerindekinden daha sakin tavırda olmasından kaynaklanıyor. 

İnsanlar alışkın oldukları davranışları görmeyince de rahatsız oluyorlar. 

Bunun ilk ve psikolojik sebebi ‘alışkanlık’. İnsanlar alıştıkları davranışı bekliyorlar. 

Nedir bu davranış? 

Tepeden yani üstenci bir tavırla söylenen sözler ve yapılan davranışlar. 

Bunun olmasını bekleyenler çok ve bundan dolayı da sakinlik bu kişileri rahatsız ediyor. 

Bana göre bu alışkanlık dediğimiz davranışın altında stokholm sendromu yatmakta. Üstenci tavırdan rahatsız olanlar buna alıştıkları için bu davranışı bekliyorlar, aslında çok acı bir durum bu. 

İkinci sebebi de görünen duruma rağmen ‘gitmeyecekler’ düşüncesi olması ve bundan dolayı da başka hazırlıklar yapıldığı şüphesi. Bunu düşündürten ibareler var: Muharrem İnce… 

Muharrem İnce’nin adaylığının Başkan Erdoğan’ın bir planı olduğu düşüncesi. 

İlk turda İnce oyları bölecek ve ikinci tur için Başkan Erdoğan seçilmesini garanti altına alacak planı.

Yaşanan bu sakinliğin çok farklı nedenleri olabilir. Onlara girmeden önce şunu belirtmem gerekir. Seçimlere bakış açısı iktidarı destekleyenler açısından, yönetime ortak olanlar açısından ve bizzat yönetici olanlar açısından farklı bana göre. 

İktidarı destekleyenler işi ilahlaştırarak dini ve milli bir yönetim kutsalı olarak görmekteler ve bundan dolayı da seçimin sonucu mutlaka ama mutlaka olumlu olmalı. 

Yönetime ortak olanlar açısında da durum mutlaka olumlu sonuçlanmalı çünkü nemalanmak çok önemli. Gazeteciler, yöneticiler, memurlar ve iktidardan nemalananlar bu gruba giriyorlar. 
Bir de bizzat yönetici sınıf var. Aslında onlar da iktidarda kalmak istiyorlar ama neden kalmak istediklerinin farkında değil gibiler. 

Neden mi? 

Habitusta yer alan maddi doygunluk fazlasıyla tatmin edildi. Kendileri, çocukları, akrabaları ve uzak akrabaları bile o maddi doygunluğu yaşadılar. 

Oy verenler gibi dini düzen ya da dünyaya adalet getirme gibi bir durumun gerçekleşmeyeceğinin de farkındalar çünkü yaşananları bizzat görüyorlar. 

Görevlendirmeleri de yaşadılar. 

Ne için iktidarda kalmak zorunda olduklarını çözebilmiş değiller. Bu kesim için olsa olsa tek bir sebep var o da Başkan Erdoğan’ın tekrar Başkan seçilmesi. Belki bunun için motive olabilirler. 

Peki neden bu durum var? Yani sessizlik…

Ekonomik sorunu onlar da görüyorlar. 

Hayat pahalılığı, ekonomik kriz, işsizlik, deprem bölgelerine götürülemeyen yardımlar… 

Halk bütün bunların farkında ve onlar da (en yakın daire haricindekiler) halkın bunların farkında olduğunu görmekteler. 

Seçimlere gidilerken sakinliğin sebebi birkaç tane olabilir.

Belki halk arasında kargaşa çıksın isteniyor olabilir. 

Seçimlerden sonra sorun çıksın isteniyor olabilir. 

Sorun çıksın da tamamiyle sıkı yönetim yapalım deniyor olabilir. 

Ama bir sebep var ki o aşikar halde önümüzde: Yüksek Seçim Kurulu. 

Biliyorsunuz iptal edilen İstanbul seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu üyelerinden 4 kişi iptal edilmesine talebine karşı oy kullanmışlardı. 

Kimdi bu kişiler? 

Başkan Sadi Güven, Cengiz Topraktaş, Kürşat Hamurcu ve Yunus Aykın. 

Bu kişiler İstanbul seçimleri ‘iptal edilmesin’ demişlerdi.

Bu isimler artık Yüksek Seçim Kurulu’nda değiller. Çünkü yerlerine siyasi iktidara çok yakın başka üyeler geldi. 

Hatta başkan olarak atanan kişi de Başkan Erdoğan’a çok yakın bir isim. 

Ahmet Yener… 

Hal böyle olunca da Yüksek Seçim Kurulu oyların sayılması ve sonrasında ilan edilmesinden önce neler yapar kimse bilmiyor. 

Oylar sayılır ve istenen sonuç çıkmazsa ‘İPTAL’ istenirse az önce sıraladığım 4 isim kurulda olmadıkları için iptal istemi olduğu takdirde ‘hayır’ diyecek kişi yok. 

Seçimden sonra istenen sonuç olmazsa seçimler iptal edilebilir ve bu kurul buna hayır oyu veremez. 

Ama şurası var ki eğer siyasi iktidar miadını doldurmuşsa doldurmuştur ve ne olursa olsun yönetimi başkalarına bırakmak zorunda kalacaktır.

Ç planını dahi programlamış olsalar da… 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

Önceki İçerikSiyah Altın Diyarının Evlatları
Sonraki İçerikSeçime giderken: Değişmeye direnenler değişenlere hesap sorarsa… CHP düşünsün diye…
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz