SKALJARİ Lideri Vukotiç Öldürüldü! Bu bir Mafya Hesaplaşması mıydı? Hayır! Bu düpedüz “Kontr/Espiyonaj Operasyonuydu”

1

“Sayın İbrahim Çevik’in “fikren destekleri için teşekkür ederim”

Cuma günü akşam saatlerinde, “Skaljari” adlı Sırp Suç Örgütünün lideri Jovica Vukotiç, Şişli’de motosikletli iki saldırgan tarafından 5 el ateş edilerek arabasının içinde, ailesinin yanında öldürüldü. Tüm haber kaynakları, bu cinayetin iki suç örgütü arasındaki hesaplaşma olduğunu yazdı. Yayınladı. Anlaşılabilir bir şey bu, çünkü haber ajanslarımız, temel bir haberi alırlar ve pek fazla araştırma fırsatı olmadan ki kadrolarında danışabilecekleri bir uzmanda bulunmadığından hemen hemen aynı metinle yayınlarlar. Yani bu normaldir.

Ve yayınlanan her haber, bu sebeple “iki suç örgütünün “uyuşturucu” temelli anlaşmazlığa düşmesi sonucunda ortaya çıkan bir hesaplaşma” olarak karşınıza çıktı.

Ancak ben öyle olduğunu düşünmüyorum. 

Jovica Vukotiç ‘in lideri olduğu Skaljari Suç Örgütü aslında sadece “Uyuşturucu” işi yapmaz. Avrupa’da birçok illegal ve suç temelli operasyonlara da girerler. Viyana’daki bir sanat müzesinin soyulmasından, bir suikasta hatta yasa dışı futbol bahislerinden, kumarhane işletmelerine, insan ve silah kaçakçılığı, fidye pazarlıklarına kadar birçok yerde elleri vardır. Havuzlarına birçok yerden para akar. Hatta Slovenya’daki seçimlerde, provokatörlük iddiaları bile gündeme geldi o dönem Sloven medyasında… Tabii “taşeron” olarak bu tip işlere girerler. İdeolojileri ve birbirleri ile bağlantıları sadece “Sırbistan Politikasında” birleşir. 

Ancak en iyi oldukları alan kesinlikle “taşeron” olarak aldıkları “Suikast” operasyonlarıdır. Bünyelerinde birçok eski Sırp Asker / Polis üyesi olan Skaljari, coğrafyanın da avantajlarını kullanarak her türlü ateşli silaha rahatlıkla ulaşabilir hatta bununda ticaretini yapmaktadırlar. Özellikle Macaristan sınırındaki Subotica şehrinde kurdukları Deep Web ağlarıyla yürütürler bu işlemlerini. Ve eğer ulaşabilirseniz, bir şekilde güven sağlayabilirseniz rahatlıkla bir uçaksavarı satın alıp balkonunuza kurdurtabilirsiniz. Teknik destek bile veriyorlar yani anlayacağınız. 

Ve normal olarak bu tip derin ve yaygın olarak örgütlenmiş bir yasa dışı “topluluk” sadece rakip ve dost çetelerin değil diğer istihbarat kurumlarının da dikkatini çeker. Balkanlarda aktif olarak faaliyet yürüten birçok istihbarat kurumu Skaljari ile birçok ortak operasyon girmiş ve iş bitirmiştir. Bazen taşeron olarak bazense metazori olarak farklı yollar kullanmışlardır. Özellikle CIA, Skaljari ile çok yakın temaslar kurmuştur. Hatta Skaljari üyelerinden destek alıp gerçekleştirdiği operasyonlar vardır. Özellikle Romanya / Craiova – Targu Mureş gibi şehirlerde ABD politikasına hizmet etmek adına birçok defa Skaljari’nin kapısını çalmış makul ve adil bir antlaşmayla da işlerini yaptırmışlardır. Tabii ki; Düşünmemiz gereken Skaljari gibi paraya ihtiyacı olmayan bir “örgütün” CIA’den ne istediğidir? Sanırım milyar dolar vermek yerine CIA’den alacakları çok daha işlevsel yararlar vardır… 

Skaljari temelde “Sırp Milliyetçileri” ve bu fikre inanan insanların bir araya gelmesinden oluşmuştur. 2003 yılında, birçok savaş suçlusu Sırp Generali yakalamakla seçim propagandasının temelini oluşturan eski Başbakan Zoran Cinciç’in, hükümet binasına girerken uzman bir suikastçı tarafından uzun namlulu bir tüfekle öldürülmesinden sonra Skaljari adından daha çok söz ettirmeye başlamıştır. Cinayet zanlısı; Luka Bojoviç mahkemeye getirilirken “Sırp Milliyetçi / Çetnik” hareketi yaparak, “Skaljari” diye bağırarak salona girmiştir. Yani ülkenin başbakanına dahi suikast düzenleyebilecek kalibrede bir suç örgütüdür konuya bahsi olan. Ve Sırbistan için mücadele eden generallerin yakalanıp, yargıya teslim edilmesini öne süren bir başbakana tahammül edememeleri de çok normaldir. Bu cinayetten dolayı Jovica Vukotiç halen Sırbistan hükümeti tarafından “öncelikle yakalanması gereken şahıs” listesinde en üsttedir. Ya da öyleydi.

Skaljari ile çalışan sadece CIA da değildir. Alman BND, Skaljari’nin Slovenya’da bazı eylemler için onlarla pazarlığa oturmuş ve Hamburg’da defalarca görüşmelerde bulunmuştur. Slovenya, Almanya’nın “küçük prens çocuklarından”biridir hiç şüphe yok ki. 

Polonya’da Krakow’un doğusundaki küçük bir yerleşim olan Rzeszow’da Skaljari’nin üst düzey yöneticileri ile MOSSAD görevlileri arasında bir toplantı düzenlenmiş, toplantı sonunda, toplantının yapıldığı restoran bombalı bir eylemle patlatılmıştır. Ne büyük tesadüf ki; toplantı biter bitmez olmuştur bu. Ve içerideki patlama sonucu ölen 8 kişi… Sadece ölmüştür… İKK (İstihbarata Karşı Koyma) tedbirleri açısından muazzam bir önlem doğrusu… Kimin yaptığı ise belli… Bu toplantının duyulmasını istemeyenler tabii ki…

Ancak biz ne okuduk? 

İspanya’da Skaljari’nin karşısında olan Kavaka grubu ile 300 kilo kokain için çıkan bir anlaşmazlık sonucu yaşanan çatışma… 

Efendiler! Bu tip örgütsel oluşumlar için 300 kilo kokain, devede kulaktır. Evet, Kavaka grubuda güçlüdür, etkindir ancak Skaljari kadar derin değildir. Gelgelim onlar da kendilerince at koşturabilirler ancak Skaljari ile karşı karşıya gelmeyi pek göze alamazlar. 300 kilo kokain için, üstelik İspanya’da… 

Asla… Akıl almaz iddialar bunlar…

Gelelim iddialarımıza;

Suikastın gerçekleşme şekli, kullanılan araçlar, ateşlenen silah, hedefe isabet eden mermi – boşa giden mermi ve suikastın “kültürüne” bakıldığında bu kesinlikle bir “mafya hesaplaşması” değildir. 

Bu tüpe düz bir “İstihbarat Operasyonudur.” Hatta biraz daha spesifikleştirelim; Bu tamamen bir “Kontr / Espiyonaj”operasyonudur.

Nasıl?

İki ihtimal var;

İlki; Skaljari ile işi bitmiş, güncelliğini yetirmiş, işlevselliğini kaybetmiş hatta artık onlar için “zarara” dönmüş ve zamanında çok fazla içli dışlı olmuş ancak bu pazarlıkların hala gizli kalmasını isteyen bir “istihbarat kurumunun” işidir bu suikast. Yani; Vukotiç’in ölmesi herkes için iyidir.

İkincisi; Kendi çıkarlarına karşı hareket eden, Skaljari’yi işlevsel olarak kullanan düşman istihbarat kurumuna karşı yapılmış bir diğer istihbarat kurumunun operasyonudur. Vukotiç’in ölmesi ciddi bir gözdağı ve “Ne yaptığınızı biliyorum” demenin farklı yoludur. 

Her iki durumda da sonuç değişmez. Bu bir “mafya operasyonu” değil bir “istihbarat operasyonu” gerçeğini sekteye uğratmaz.

Kaldı ki; elimizdeki en büyük delil ise Kavaka Örgütünün, İstanbul’un göbeğinde, bu kadar teferruatlı bir operasyona girip, Skaljari örgüt liderini öldürecek kadar çapında ve kapasitesinde olmamasıdır.

Bir kere icra edilen suikastın her yerinden profesyonellik akmaktadır. Motosikletli iki adam, Jovica Vukotiç’in kullandığı araca yaklaşıyor, beş el ateş ediyor ve dördü hedefe isabet ediyor, hedef anında ölüyor, o sırada yanında olan eşi (ki eşi değil sevgilisi) ve çocuğu zarar görmeden kurtuluyor. 

Pek mafya tarzı infaz değil gibi duruyor değil mi? 

Mafya infaz yapacaksa, bunu herkesin görmesini – bilmesini ve ispat edilemese bile yapanın kendisi olduğunun bilinmesini ister. 

Ama bu? 

Öyle değil… 

Faaller konusunda şüpheler var. 

Devam edelim; suikast sonunda bu suikastçılar yakalanmadan, anında uzaklaşabiliyor. Bu da ciddi bir başarıdır. 

Kolay değildir. 

Ciddi bir soğukkanlılık, ciddi bir eğitim, kararlılık, disiplin ve tatbikat ister. Kullanılan personel bu konuda tecrübeli olmalıdır. Yani daha önce birçok defa bu ve buna benzer işleri yapmış olması gerekir. Yoksa işleri berbat etme ihtimaliniz %97’in üzerindedir. Geriye kalan %3 ise kesinlikle “Şanstır” ve siz ona güvenip, böyle bir operasyon dizayn edemezsiniz. “Olursa olur, olmazsa da ne yapalım?” diyemezsiniz yani…

Biraz daha işi profesyonelliğe dökelim o zaman şans payını ortadan kaldırmak için; bu tip bir operasyonu gerçekleştirmek için sizin elinizde uzman ve işinde tecrübeli en az dokuz adama ihtiyaç vardır. Siz tetiği çeken tek kişi ve aracı kullananı görüyorsunuz ama sokağı tutan, muhabere ve bilgi sistemlerini inceleyen, trafiği gözetleyen, Vukotiç’i günlerdir takip eden – alışkanlıklarını çözen – teknik takipte olan ve hatta TRUSHMINT (Çöp istihbaratı) yapan birileri daha var hiç şüphe yok ki. 

Vukotiç’e hissettirmeden onu, evini / ikametgâhını gözetleyen ve bunların sonucunda günlük / 12 saatlik raporlar veren, lojistik ve ikmal kanallarını sağlayan – oluşturan – var eden birileri de olmak zorunda… 

Şu ana kadar dokuz kişiden sadece beş kişiyi saydım. Ve tetiği çekip, motosikleti kullananlar hariç. Bir şekilde Vukotiç’in yakınlarına çeşitli senaryo ve kurgularla nüfus eden birileri de olmalı. Onlara dokunabilmeli, konuşabilmeli yani teyit alabilmeli. “Gerçekliğin tabana oturması teorisi” sebebiyle. Etti mi; altı. 

Tüm bu operasyonu bir merkezden kuran, kurgulayan, anlık değişimlerde, anlık kararlar alabilen ve uygulayabilen bir “Operasyon Tim Komutanı”yla birlikte yedi. İki tanede alandaki görevli yapar dokuz. 

Bakın bu, bu tip operasyonu icra edebilmek için gereken minimum personel sayısı… 

Peki; Kavaka’nın böyle bir gücü olabilir mi? 

Elbette ki bünyelerinde dokuz adam vardır. Ancak işinde bu kadar tecrübeli, donanımlı, hata payına yer vermeyen ve sonuç odaklı çalışabilecek dokuz adam? 

O biraz akıl dışı… 

Özellikle alkol ve madde bağımlılığı ile ün salmış olan bir suç örgütünde oldukça ve çokça akıl dışı… 

Bunun için başka bir istihbarat kurumuyla çalışmış olabilir mi? 

Tabii ki. 

Peki böyle olsa bile bu suikast, bu olayı bir “mafya çatışması” haline mi getirir yoksa temelde bu hala bir “kontr/espiyonaj” mudur?

Diğer yandan; suikastın altına bakıldığında; kalabalık şehirlerde ve yürüyen istikametsiz trafiklerde motosikletle suikast düzenleme “kültürü” genel kabul görmüş kurallara göre MOSSAD’a daha yakın durmaktadır. Kendileri bu tip suikast operasyonlarını birçok yerde kullanır. İran’da özellikle en çok tercih ettikleri yöntem budur. Ancak bu; “Bu işi MOSSAD yapmıştır” anlamına gelmesin. Skaljari ile temas etmiş her resmi / gayri resmi istihbarat kurumu kanımca “olağan şüphelidir.”

MOSSAD, CIA, FSB, , SVR, BND ya da MI6 ya da diğer yüzlercesi… 

Hangisi olduğunun bir önemi yok şu noktada… 

Önemli olan bu suikastın bir “Mafya Çatışması” değil bir “İstihbarat- Kontr/Espiyonaj Operasyonu” olduğudur. 

1 Yorum

  1. Serkan Bey, ben şunu merak ettim, böyle Balkanların bir numaralı mafya lideri niçin zırhlı otomobile binmemiş, bu konu dikkatimi çekti

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz