Sokrates ve Ziya Gökalp

0
Latest posts by Şükrü Gülmüş (see all)

Şairin biri; ‘’Her yaşam, ölüme merhabadır’’ demişti.

Lakin şu an adını unuttum. Belirleme enfes.

‘’Her yaşam, ölüme merhabadır!’’

Biraz daha basitleştirirsek; ‘’Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır’’ da olur. Bundan kurtulmak yok. Doğan elbette ölecektir. Erken ama genç. O biraz da ‘’Kader-i ilahi’’ diyelim.

Yine şunu da söylememizde bir sakınca yok.

‘’Her insan mutlaka bir gün evlenecektir.’’ Peki evlikle ilgili bilgileri kimlerden alacak? Kuşkusuz ana ve babalarında. Ama biraz da okumuşsa mutlaka Sokrates’in şu düsturunu hatırlar.

Sıkça tekrarlanır.

‘’Evlen! Evlen! Evlen!

‘Eğer iyi bir kadına rastlarsan, ömür boyu bahtiyar, kötü bir kadına düşersen Filezof olursun.’’ diyor Sokrates.

Ben bu sözü duyduğum günden bu yana; hep şunu düşündüm durdum.

‘’Ya bu Sokrates neden ‘’Bir insan’’ veya ‘’Bir Erkek’’ demedi de KADIN, dedi?

Sokrates’in hayatını karıştırdım.

Baktım ki; esas Sokrates’i Sokrates yapan karısıymış.

Neden?

Kadın dırdırcı, geçimsiz, zapta rapta gelmez. Her şeye müdahale eder ve üstün üstlük de leylekler gibi şakır da şakır konuşuyormuş. Eh ne yapsın Sokrates? Alıp başını gidiyormuş dışarılara. Dışarısı, sokaklar, dağlar, ovalar yani doğa okulu, toplum laboratuvarı olmuş

Ve bu işin hikmetini çözdüm. Burada aslında Sokrates karısından hareketle tüm kadın cinsine haksızlık yapmış bence. Çok kötü olanların varlığı kadar iyi, güzel, fedakar ve özverili olanlar çok. Bu nedenle Sokrates’in kadını merkeze koymasına karşıyım. Onun yerine İNSAN diyelim. İki cinsin de iyisini ve kötüsüne dikkat çekelim.

Şimdi yılları aşalım ve Sinbad’ın halısına binercesine Kürdistan, Amid, Diyarbekir ve Diyarbakır’a geçelim. 

Orada bir  Ziya var. 

Ziya Gökalp.

Düşünür, sosyolog, felsefeci ve tarihçi.

Milliyeti itibariyle kimi Zaza, kimi Kürd, kimi Yahudi, kimi Türk diyor. Ben burada bu milliyet meselesine takılıp kalmayacağım.

Ziya’nın çok meşhur bir Kürd-Türk belirlemesi var. 

Ne diyor Ziya Gökalp?

Tekrar yazalım:

Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir.

Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa, Kürt değildir.

Evet!

Şimdi düşünelim biraz.

Böyle şey olur mu? Sevgiye pranga konur mu? Kayıt ve şartla bu sağlanır mı? Bu bana biraz da ‘’Ya sev ya terk et!’’ ya da ‘’Ya benimsin ya kara toprağın’’ cinnet aşk halini hatırlatıyor.

Aslında elimde imkan olsaydı. Belki o zaman bu Ziya Gökalp’i Halil Cibran’a teslim ederdim. Ya da ‘’Sevgi tek tanrı şair resulüdür’’ diyeni başına dikerdim.

Peki, nerdeyse daha bir YY önce böyle düşünen adamların varlığıyla bu günlere geldik. Bunlar temel alındığı için Kürd ve Türk ve tüm bu coğrafyanın dini ve milli azınlıkları sevgisizlik girdabında helak olmadı mı?

Niye Kürd ve Türk’e bu şartı koyalım?

Neden bu deli gömleği giydirelim?

Kürd ve Türk’ün tanımı.. Kendilerini ifade etmeleri.. Birbirileriyle gönüllü ve eşitlik temelinde yaşamları çok mu zor?

Mesela adı her ne olursa olsun.

İNSANİSTAN olsun.

Tek bir maddeyle; Bu İnsanistan’da yaşayan her dil, din, milliyet ve cinsiyetten, canlılar eşit ve özgürdür, denebilir.

Bu bir İNSANISTAN anayasasının ilk maddesi olmalı.

Bence bu kadar basit.

22 Kasım 2022

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz