- Elveda - 23 Şubat 2023
- Prof. Dr. Celal Şengör’ü Nasıl Bilirim? - 22 Şubat 2023
- Sayın Bahçeli, Allah Rızası İçin, Şu Millet İttifakının CB Adaylığı Konusuna da Bi El Atsan!.. - 21 Şubat 2023
1984 yılında ziraat fakültesinden mezun oldum ve memleketim Zile’ye döndüm.
Şimdi hayatımızın en önemli dönemlerinden birisi olan iş bulma, kendimi/ailemi geçindirecek para kazanma dönemine gelmiştim.
Babamın meslek hayatının önemli kısmı, Zile Pancar Bölge Şefliğinde şoför olarak geçmişti.
Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü yapan Mustafa Turan ile Genel Müdür Yardımcılığı yapan Hüseyin Avni Susurluk’un ilk görev yerleri Zile Pancar Bölge Şefliği idi.
Babam da bu iki değerli insanın şoförlüğünü yapmıştı ve son derece sakin tabiatlı ve efendi bir insan olan babamı, bu iki kişi severdi.
Yıl 1984 idi. O zaman Mustafa Turan Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürü, Hüseyin Avni Susurluk ise Amasya Suluova Şeker Fabrikası Müdür Yardımcısı (Ziraat müdürü) idi.
Babam, Hüseyin Avni Beyin Amasya’ya geldiğini duymuştu. Bir gün bize;
-“Hadi, Hüseyin Bey’e hayırlı olsun, hoş geldin ziyaretine gidelim.” dedi.
Suluova’ya vardık. Hüseyin Avni Bey, babamı çok sıcak karşıladı. Anneme de birkaç latife yaptı.
Hüseyin Avni Bey, henüz Zile’de çalışırken, birisinden Madımak Yemeği’ni duymuş. Nasıl bir yemek olduğunu merak etmiş.
Babam da Madımak Yemeği yemek için bir gün Hüseyin Avni Beyi bize yemeğe davet etmiş. Madımak Yemeği, Hüseyin Avni Bey’in çok hoşuna gitmiş olmalı ki, o gün Suluova’da iken anneme, Madımak Yemeği’nin tadını hala unutamadığını söyledi.
Sağ olsun, Hüseyin Avni Bey bizi eve yemeğe davet etti. Merhum İnci Hanımefendi’nin ikramlarını yedik. Yemekten sonra, biz erkekler kalktık ve Hüseyin Avni Bey’in çalışma ofisine geçtik.
Biz hiçbir talep te bulunmadığımız halde, telefonun ahizesini kaldırdı ve santral görevlisine, genel Müdür Mustafa Turan’ı bağlamasını söyledi. Mustafa Bey’i bağladılar. Hüseyin Avni Bey, samimi bir tarzda;
-“Mustafacığım, bak yanımda bizim Mehmet Yılmaz var. Beni ailece ziyarete gelmişler. Oğlu Orhan da ziraat fakültesini bu yıl bitirmiş.” dedi. Samimi bir havada karşılıklı bir müddet konuştular.
Telefon konuşması bitince, Hüseyin Avni Bey, babama;
-“Yarın Turhal’da, ziraat müdürünün yanına gidin, Mustafa Turan Bey’in yolladığını söyleyin, o anlayacaktır.” dedi.
Suluova’dan Zile’ye döndük. Ertesi günü babamla Turhal’a gittik, fabrikada “Bay Pipo” lakaplı ziraat müdürü Lütfü Bey’in odasına girdik.
Babam, Hüseyin Avni Bey’in tembihlediklerini, ziraat müdürü Lütfü Bey’e iletti. Lütfü Bey telefonla birisi ile konuştu ve bizi tarım uzmanı Hasan Bey’in odasına yolladı.
Hasan Bey’in odasına girdik, oturduk. Hasan Bey de telefonun ahizesini kaldırdı ve birisini odasına çağırdı.
Yaklaşık 15-20 dakika sonra odaya uzun boylu, yakışıklı (halen öyle), tığ gibi bir delikanlı girdi.
Gelen, benim memuriyet hayatımdaki ilk amirim, Turhal Besi Bölge Şefi Şükrü Kurluk idi.
Hasan ve Şükrü Beyler aralarında biraz konuştuktan sonra, Şükrü Abi bize dönerek;
-“Hadi, benim odama gidelim.” dedi.
Turhal Besi Bölge Şefliği, Turhal’ın Yavşanlık Mahallesi yolunda, Turhal Şeker Fabrikası Çiftliği arazisi içinde idi.
Şükrü Abinin odasına gidince, bana görevimi anlattı.
Ben geçici işçi kadrosunda çalışacaktım ama Şükrü Abi’nin yardımcısı olarak “Besi bölge şef yardımcısı” olarak çalışacaktım.
Şükrü Abi, bana, bölge şefi odasının karşısında bir oda verdi. Ayrıca ben araziye giderken, şoförlüğünü Zileli Ünal Özkaleli’nin yaptığı bir Land Rover cip ile gidecektim.
Böylece geçici işçi kadrosunda da olsa, görünürde Şükrü Abi’nin yardımcısı olarak işe başladım.
Şükrü Abi, Amasya’lıdır. Onun yanında yaklaşık 5 ay çalıştım. Kendisinden çok şey öğrendim.
Bana bir amir gibi değil, bir ağabey gibi davrandı. Birçok öğüt verdi.
Şükrü Abinin hakkını ödeyemem.
Allah’tan dilerim ki; işini, gücünü rast getirsin.