- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Bazen insanın durup düşünmesi gerekiyor.
Elindeki akıllı telefonu bırakarak meşgul edecek bütün uyarıcılardan kurtulup sadece o anı düşünmek.
Dün ben de onu yaptım.
‘Yazılar, seçim süreci, kim ne dedi, hangi ittifak ne vaat ediyor..’ Bunları bir kenara bıraktım ve sadece zaman düzleminde kendimi salıverdim.
2017 yılında sıklıkla gittiğim bir cafenin önünden geçtim. Cafede oturan gençlerin sesleri ve gülüşmeleri sokağa yankılanıyordu. ‘Gençler her daim neşeliler’ diye mırıldandım. Orada oturup romanım Zeytin Ağacı için çalıştığım günler aklıma geldi. Ne kadar da çabuk geçiyor zaman.
Üzerinden 6 yıl geçmiş.
O zamanlar ‘roman yazıyorum ve yakında yayınlanacak’ dediğimde insanlar dinliyorlardı ama inanmadıkları hareketlerinden ve bakışlarından hissediliyordu, ben hissediyordum o enerjiyi.
Beş yıl sürmüştü kurgulamak ve hikayeyi oturtabilmek.
İzmir Urla’dan başlayıp Almanya Köln’de biten bir hikaye.
Kötülük temelli örgütler hep vardı. Ama benim derdim iyilik temelli bir örgüttü, bu yüzden tam aksi yönde bir kurgu yapmak da kolay olmamıştı.
Eş zamanlı olarak hazırladığım kitabım Kişiselleştirilmiş İslam (Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu) 2018 de bitmişti ama bastırma imkanı bulmak kolay değildi. Tanınmıyorsanız tanışmak da zor oluyor, kitap bastırmak da.
2019 yılında ilk kitabım çıkmıştı. Kişiselleştirilmiş İslam. Bu benim tezimdi. Her insanın dini de, İslam’ı da kendine has olmalıdır. Bu tezimi küçük bir ilmihal şeklinde ve diğer dinleri de kapsayarak kaleme almıştım.
2020 yılında romanım Zeytin ağacı Halk Kitabevi tarafından basılmış ve piyasaya sürülmüştü. Çok mutluydum. O kadar emek ve çalışma boşa gitmemişti.
Daha sonra Ocak Medya Genel Yayın Yönetmenliği.
2020 mart ayında malum pandemi patlak verdi.
Pandemide zaten dışarı çıkamıyorduk ve ben de hazır çalışmalarımı elden geçirme fırsatı bulmuştum.
Elden geçirip yayına hazır hale getirdim.
‘Dindar Zalimler’
‘Müslüman Kardeşlerden Ak Partiye İslamcılık’
‘Katar İstanbul’
Ardı ardına basıldı.
Yayınevi küçük ebatta biyografiler konusunda da istekte bulununca diğerlerini hazırladım.
‘İbn Haldun’
‘Farabi’
‘İbn Sina’
‘İbn Rüşd’
Dün kelimenin tam manasıyla zamanda yolculuk yapmıştım.
2017-2018 yılından bugüne dek gelene kadar yaptığım mücadele ve çalışma film şeridi gibi hızlıca akıp gitti.
Süleyman peygamber gibi şükrederek adımladım sokakları.
Süleyman peygamberin şükrü meşhurmuş.
Valide söylemişti bana sıklıkla.
‘Oğlum Süleyman peygamber gibi şükret’.
‘Şükret ki öbür tarafta Allah seni Musa peygambere komşu etsin’.
Şükretmek dini bir tabir olabilir ama şükür dediğimiz aynı zamanda insanın kendi hayat yolculuğunda yapıp ettikleri olarak ortaya koyduğu bir başarı ya da gelişmelerle katlanarak büyüyen bir artı değer.
İnsanın bazen durup günü değerlendirmesi doğruyu ve yanlışı bulması açısından önemli.
Neredeydik, nereye geldik.
Nereye doğru gidiyoruz.
Güncel hayattan kopup kendine zaman ayırmak iyi geliyor.
Her ne kadar yaş aldığınızı daha çok idrak etmiş olsanız da.
Süleyman peygamber gibi bol şükürlü günler…
Sevgi ve Bilgiyle kalın
(Resim: Üsküdar Yeni Valide Caminin Mührü Süleymanı)