Şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı..

0

Bartın’da Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesine ait maden ocağında meydana gelen patlamadan yaralı kurtarılan ve kaldırıldığı hastanede 21 günlük yaşam mücadelesini kaybeden işçinin evinde hüzün yaşanıyor.

Kalbi durmuş olarak ulaştırıldığı hastanede hayata döndürülen ve 21 gündür tedavi gördüğü İstanbul’daki Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde yaşamını yitiren Taner Şen’in (30), Amasra ilçesine bağlı Gömü köyündeki babaevine Türk bayrağı asıldı.

Madencinin dayısı Tayfun Kayhan, TTK Amasra işletmesinde gündüz vardiyasında barutçu olarak çalıştığını ve kazanın yaşandığı saatlerde evde olduğunu söyledi.

Kazanın olduğunu duyunca bölgeye intikal ettiklerini ve teçhizatlarını alarak ocağa indiklerini aktaran Kayhan, “Olay yerine, ocağın içine girdikten sonra yeğenim Taner Şen’i fark ettim. Onu birkaç arkadaşlarımızla dışarı çıkardık. Dışarıya çıkarırken bilinci iyiydi, kendi de iyiydi. Kendindeydi, acı içerisinde olmasına rağmen olay yeri hakkında birkaç şey sorduk. Onlara çok net cevap veremedi ama bilinci yerindeydi.” diye konuştu.

Kayhan, yeğeninin durumunun iyi olduğunu görmesinin ardından diğer arkadaşlarını kurtarmak için tekrar ocağa indiğini belirterek, şunları anlattı:

“Ocağa tekrar girdiğimde arkadaşlarımızın vefat ettiğini gördük. Olaydan sonra 10 gün boyunca Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesindeydim. Birkaç gün önce geri dönmek zorunda kaldım. Bugün böyle bir acı haber aldık. Allah taksiratını affetsin. İnşallah Allah kendisini şehit mertebesine kabul etsin. Şu an acımız büyük, çok üzgünüz. Söylenecek bir şey yok.”

Amasra'daki patlamadan 21 gün sonra hayatını kaybeden madencinin evinde hüzün hakim

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamaya ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve serbest bırakılan şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada gözaltına alınan 24 şüpheliden nöbetçi hakimlikçe tutuklanan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı S.A, Amasra Sulh Ceza Hakimliğindeki ifadesinde 2020 yılından itibaren görevlerinin kendisinden alındığını ileri sürdü.

“Üretim teknik müdür muavini olarak Ağustos 2020 yılından itibaren görevleri kendisinden alındığı için bu görevleri yapmadığını” savunan S.A, şöyle devam etti:

“2020 Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadım, talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değildim. Sadece oturdum, maaşımı aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. 2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifaen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır. İş güvenliği uzmanlığım vardı. 16 Kasım 2021’de yazılı olarak benden iş güvenliği uzmanlığım düşürüldü.

Ocağa girdiğim tarih kazadan 1-1,5 sene öncedir. Bu tarihten sonra ocağa girmedim. Benim idari görevim yerine Müessese Müdürü Cihat Özdemir bana bağlı olan birimleri kendisine bağlayarak bakmaya başladı. 2020 yılı Sayıştay denetim raporunda komite üyesi olarak ismim geçmekteyse de benim hiçbir yerde imzam yoktur. Bana hiçbir şey sorulmadı. Daha önceki Sayıştay raporunda belirlenen eksikliklerin ne olduğunu şu an bilmem mümkün değildir.”

“Kaza olayından önce bize iletilen bir sorun olmadı”

İşletme başmühendisi olan tutuklu M.T, olay günü mesaisinin saat 16.30’da bittiğini ve kazadan sonra olay yerine geldiğini kaydetti. Son bir hafta içinde gazla ilgili problem yaşanmadığını belirten M.T, “Çalışanlarımıza maske eğitimlerini ve iş güvenliği eğitimlerini tam olarak verdik. Kaza olayından önce bize iletilen bir sorun olmadı. Üretim başmühendisi olarak yaklaşık olarak 10 yıldır kurumda çalışmaktayım. Olay günü ve öncesinde gaz seviyesinin yükselmesiyle ilgili bana bir şikayet ya da bildirim yapılmadı. Maden içerisindeki havalandırmalar yeterliydi. Bu tür denetimler Maden İş Güvenliği Şube Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Onlar gaz ölçümünü yapar ve bakarlar, bize bilgi verme amaçlı getirirler. Ortalama haftada 2-3 kez madene inerim, inerken yanımda mühendislerim de yer alır, yanımızda el dedektörümüz de bulunur.” ifadelerini kullandı.

Emniyet mühendisi tutuklu Ş.K, bilirkişilerin tespitlerini kabul etmeyerek, “Yaşanan kazanın sorumlusu ben değilim. Emniyet mühendisi olarak 6 aydır görev yapmaktayım. 6 ay öncesinde 5,5 yıldır maden mühendisi olarak çalıştım. Emniyet mühendisi olarak biz yangın bekleme barajlarını yaparız. Onların kapatılmasını gerçekleştiririz.” dedi.

Maden sahasının havalandırılmasından sorumlu olmadığını savunan Ş.K, şunları kaydetti: “Her birim gaz ölçümünden sorumlu olduğu için bizler de ölçüm yaparız. Kaza günü gündüz vardiyasındaydım. Çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesiyle ilgili herhangi bir ihbar gelmemişti. Gaz seviyesi çalışma seviyelerinin altındaydı. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi 3,5-4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı. Bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü.”

Ş.K, -350 kotundan -320 kotuna hava basan 4 pervaneden birinin arızalı olduğunu dile getirerek, “Bu durumu şefim olan F.G’ye iletilmiş, o da arızayı gidermeye çalışmış ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu.” diye konuştu.

“Ekipmanlar tedarik edilemediğinden havalandırma modernizasyonu yapılamamıştır”

Savcılıktaki sorgusunun ardından serbest bırakılan elektrik mühendisi H.O, olay günü gündüz vardiyasında görevli olduğunu söyledi. Sorumluluğunda bulunan çalışmaları gün içinde yaptığını anlatan H.O, “Gün içerisinde yaptığım çalışmalar sırasında -250 kota inmiştim. 10 Mart 2015’te işletmede havalandırma sisteminin modernizasyonuyla ilgili bildiklerim, tesisin modernizasyon ihalesi Makine ve İkmal Daire Başkanlığınca 2021 yılı içerisinde yapılmış ve ihaleyi A. isimli bir firma almıştır. Şirket, kendisine verilen süre içerisinde mevcut tesisin modernizasyonu için gerekli ekipmanları temin edememiştir. Bu konuda 2022 yılı içerisinde kurumumuza yazılı bildirimde bulunmuş ve ek süre almıştır. Firmaya verilen ek süre içerisinde de ekipmanlar tedarik edilemediğinden havalandırma modernizasyonu yapılamamıştır.” ifadelerini kullandı.

Savcılıktaki sorgusunun ardından serbest bırakılan maden teknikeri M.Ö, gaz izleme operatörlüğü yaptığını söyledi. Olay günü anormal hiçbir şeyin olmadığını dile getiren M.Ö, şöyle konuştu:

“Telsizle Ö.Y’den 17.45 saatlerinde lağım (taş içerisinde sürülen galeri) bilgisi verildi. Lağım başladı. Karbonmonoksitle beraber metan gelmesi oldu. Emniyet servisine 1,45 olduğu bilgisini geçtim. Vardiya mühendisi R.O’yu aradım. O da yerinde değilmiş, ocaktaymış. Ben emniyet servisine metan oranını bildirdim. Yaklaşık 1 dakika sonra metan 1,5’u geçti. Ocak elektriği telefonla aradım ve onların frekansına geçip telsizle anons yaptım. Bana karşı dönüş yapıldı. ‘Devre kesici devreye girdi.’ diye bilgi verdim. O da bana ‘Tamam.’ dedi. Sonrasında 1,55 oldu, emniyet servisine tekrar anons geçtim, en son 40 saniye kadar 1,69’da sabitlendi. Hemen akabinde patlama oldu.

Metan oranının 2,0’nin üzerine çıktığını çok gördüm. Özellikle mevsim değişimlerinde ilkbahar ve sonbahar aylarında böyle oluyordu. En yüksek çok nadir olarak 5,0’i gördüm. Bu oranlarda ocaktakilere anonsu geçiyordum. Onların ne tedbir aldığını bilmiyorum. Bazı barutçuların bizden habersiz barut attığı oluyordu. Patlattıktan sonra haber verdikleri oluyordu. Lavaboya çıktığımızda teksek biz gelene kadar kimse monitöre bakmaz.”

Süreç

Bartın’ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 42 işçi hayatını kaybetmiş, 10 işçi yaralanmıştı.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 25 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiş, zanlılardan 24’ü gözaltına alınmış, gözaltı kararı verilenler arasında bulunan vardiya çavuşunun ise İstanbul’da hastanede tedavi gören madenci kardeşine refakat ettiği öğrenilmişti.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı S.A, İşletme Müdürü S.E, İşletme Başmühendisi M.T. ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri L.A. ve İ.H.M, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili V.S. ve emniyet mühendisi Ş.K, “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan tutuklanmış, 4’üne adli kontrol hükümleri uygulanmış, 3’ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9’u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz