Tedavülden kalkan Kavramlar ve Partiler

Yeniden bir durum tespitine ihtiyacımız var.

İnsanlar; doğar, büyür, gelişir ve ölür.

Tarihe etki etmiş kişiler ettikleri değerler kadar, yarattıkları eserlerle hep yaşarlar.

Diğerleri çayda eriyen şeker, toprağa atılan gübre gibi gider ve unutulurlar.

X

İnsanlar ve kavramlar da birbirine benzer.

Bazı insanlar ve para birimleri bir zaman Pazar bulur, ondan sonra tedavülden kalkar antik eşyalar müzesindeki yerini alırlar.

Kavramlar kadar partiler de öyledir.

Mesela;

PKK (Partiye Karkerên Kurdistan) adındaki teşkilat Türklerin İttihat ve Terakkisi tarzında 27 Kasım 1978’de Diyarbakır-Lice-Fis Köyü’nde kuruldu, dendi. Resmiyette böyle. Ve genel sekreteri Abdullah Öcalan olarak lanse edildi.

Öcalan bu partinin ilk Ankara Grubundan Fis’e ve Fis’ten 15. Ağustos 1999’a kadar bizzat başındaydı. Ondan habersiz bir yaprak bile kıpırdamadı.

Öcalan İmralı Süreciyle; bu PKK’yi feshetti. Programı, stratejisi, amblem ve her şeyiyle tarihe gömdü. Bu da Ölüm Beyanıydı.

İmralı Diskuru veya Süreci artık yeni bir dönemdi. Hatta Abdullah Öcalan’ın abisi, hocası Yalçın Küçük İmralı Diskuru benim eserimdir, dedi.

Bana göre doğru.

Aynı PKK harflerinden müteşekkil bir ayrı PKK (Partiya Kasra Kenco) kuruldu. Bunun başında da Öcalan’ın ve T.C. devletinin kayyumu Ahmet Türk’ün partisi var.

Ahmet ve Abdullah arasında ta 1979’lardan beri bir anlaşma vardı. Bunun sırları derin ve gizlidir. Ahmet hem Ağa, hem Anadolu Klübü daimi temsilcisi başta Mardin olmak üzere Kürdistan gizli sömürge valisidir.

X

İşte şimdi Ahmet Türk ve PKK’sı yeni bir görevi icra ediyor.

Öcalan’ın dillendirme ve onu dışarda resmi temsil sıfatıyla karşımıza çıkıyor.

21 Mart 2023 Newroz’u bu anlamlıyla anlamlı ve önemlidir.

Mithat Sancar ve Parvin Buldan memur ve vitrinlik konumunda. Asıl işleri çekip çeviren ve şekillendiren Ahmet Türkve yeniden sahne alan Partiya Kesra Kencosu’dur. Belediyeleriyle, HDP ve bağlaşıklarıyla milletvekilleriyle, teknik ve bürokrat kadrosuyla muazzam bir teşkilat.

Şimdi, bence süreç biraz şöyle gelişebilir.

Uzun bir zamandan beri ‘’Öcalan’a özgürlük Kampanyaları’’ başladı. Mevcut hükümete genel bir af veya bir afla beraber Öcalan’ı dışarı aldırma. Mesela çok rahatlıkla ya Ahmet Ağa’nın yanına Kasra Kenco’ya ya da Diyarbakır’da yeni BİR GAZİ ABDULLAH KÖŞKÜ olabilir.

Ve bence –ki bunu yapacağına inanıyorum. Sayın RTE Abdullah’la anlaşıp, ‘’Seni dışarı alacağım. Şartlarını genişleteceğim. Ancak şu Selahattin’e ve bu HDP’li çömezlerini hallet. Biz aramızda anlaşırız’’ diyebilir.

Olmaz mı?

Siz düşünün.

Bana göre bal gibi olur.

Çünkü ‘’Suya düşen yılana sarılır’’ örneği var önümüzde.

Ve bence Yılan mı insana, insan mı yılana sarılır, diye düşünün.

Aslolan SARILMAKTIR!

Çünkü her sarılmanın bir riski vardır.

Süreç çok şeye gebe.

Doğuran kim? 

Doğurtan kim? 

Hele çocuk olsun sonra babası ve adını koyarız.

Ancak bana göre Kılıçdaroğlu’nun gelecek vaadi olanı aratacaktır. Yine de ben şöyle kenarda durayım.

Almayayım.

Sadece düşüncemi söylemekle yetineyim.

Tedavülden kalkan kavramlar, partiler ve paralar var.

Artık onları pazara süremezsiniz.

PKK (Abdullahın Ankara’sı artık yok.) Ama Ahmet Ağa’nın PKK bence var ve iş görüyor.

Selam ve devamla.

21 Mart.2023

Almanya