Terörle Mücâdele Pansumanla mı Yapılır!

2
facebook.com
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Yeni yıla yine hepimizi derinden etkileyen bir katliâmla ilk adımımızı attık Sevgili Dostlarım.

Sevgi, kardeşlik, dostluk, barış sözcükleri ağzımızdan çıkamadan ne yazık ki gerisin geri boğazımızda tıkıldı, koskoca bir yumruk oldu.

Bugün; terörün dünya insanı üzerinde ruhsal olarak yol açtığı baskının varlığı iyice kabul edildi ve çevremizde gerçekleşebilecek herhangi bir saldırıda yaralananlar için en azından yaşam kurtarıcı ilk fiziksel müdahaleyi yapabilmemiz gerektiğine dair açıklamalar ve çalışmalar yapılıyor. Bunların yolunu yordamını öğrenmemiz gerektiği vurgulanıyor.

Kirli güçlerin kendi elleriyle bayıla bayıla beslediği, ağzından lavlar saçan ejderhanın açtığı yaralara; hayalinde çiçek ekmek, uçurtma uçurmaktan başka derdi olmayan ve bakışları hep mavi gökyüzündeki masum insanların pansuman yapması isteniyor. Acınası. Zavallı insanlığımızın geldiği son nokta.

Yani, bu uygulamayla bize verilen mesaj yine ‘Hey! Dünyalı biz anladık ki bu terör belâsı böyle sürüp gidecek. O zaman başına böyle bir durum gelirse ilk yardım yapabilecek bilgiye sahip olmalısın’ oldu.

Tamam öğrenmek fena bir şey değil de e adama o zaman sormazlar mı? Kardeşim biraz saksıyı çalıştırsanıza, neden biri yaralanınca kompres yapmaya uğraşıyorsunuz. İnsanın yara almamasına baksanıza.

Aslında bu dar kapsamlı bakış açısıyla ancak bu kadarının yapılabileceği gün gibi aşikâr. Avrupa’lı ve Amerika’lı dostlarıma da at gözlüğünüzü çıkarmanızın vakti çoktan geldi de geçti diye serzenişte bulunmak istiyorum. Niçin asıl konuya odaklanmıyorsunuz? Neden, özellikle doğuda yaşanılan bir terör olayını görmezden gelip; sanki bizim bulunduğumuz koordinatlar gereği bunların yaşanması gayet normalmiş gibi davranıyorsunuz.

Sizin kuş tüyü yataklarda yatan, tabağına her konana burun kıvıran, mürebbiyelerle büyüyüp üç dil öğrenen, yazın çifter çifter deniz- kışın kayak tatiline giden çocuğunuzun canının kıymetiyle;  ayağında ayakkabısı bile yok karnı yarı aç yarı tok damda şilte üzerinde uyuyan, musluğu açıp bir avuç su içmeye bile hasret büyüyen, yokluktan kitap bile göremeden işe koşulup dağda koyun güden çocuğun canının kıymeti aynıdır. Şu tek dişli medeniyet yaraya pansuman yapmayı öğreteceğine yaranın oluşmaması için çaba sarf etse daha akıl kârı değil mi gerçekten hiç anlamıyorum bu kafayı arkadaşlar.

Ben tüm dünya insanının teröre karşı hep birlikte elele verse küresel çapta harekete yol açacak aydınlanmayla ve kuvvetli bir dalgalanmayla daha yüksek ses getiren yaptırımlara imza atılacağı kanaatindeyim.

Uzun zamandır üzerimizde hissettiğimiz baskı nedeniyle günlük yaşamımızda hepimiz tırlatmış bir vaziyette dolaşıyoruz.

Başımıza gelenlerin üstesinden gelmenin tarifi mümkün değilken bir de hükumet yetkililerinin bu ayrıştırıcı iletişim tarzı beni çileden çıkarıyor. Bağlı olduğu grubu dışında herkesi kendine düşman bellemiş bu zihniyet; bir de beraberce sırtladığımız kriz anlarında ‘gelin el verin bir olalım, birlik olalım’ repliğiyle buluşmuyor mu? Çok komik oluyor. Ayrıca, topluma hitap konusunda izledikleri politikayla da çelişip inandırıcılığını kendi baltalıyor.

Bir duruma edilen etki ile meydana gelen tepkiye de ters bir mantık olan çağrınız ortada ne gibi kalıyor biliyor musunuz? Gece ve gündüze durup dururken gel karış demek gibi, toprak ana kar altındayken bir sözle bağrından yediverenler, menekşeler, sümbül ve lâleler vermesini beklemek kadar abesle iştigal.

Sizinle aynı fikirde olmayanı anında terör örgütü üyesi yahut şakşakçığıyla itham eden bu bakış açısıyla artık beraberlik ve bütünlük çağrıları bize keman çalmayı bilmeyen bir adamın gıygıy etmesi gibi geliyor kimse kusura bakmasın. Orada Barbaros tekmelensin sus, burada İşidçi diye yoldan geçen çekik gözlü bir adam linç edilsin sus, şurada işine gücüne yürüyüp giden bir kıza yol ortasında hem de Nişantaşı’nın en işlek en ışıklı caddesinde tecavüz edilsin gık deme. Hoşgörüsüzlük silsile şeklinde tüm topluma nüfuz etti, dün esnafın biri pidesini beğenmeyen müşterisini vurur hâle geldi. Artık külahı önümüze koyup, oturup bunu bir uzun uzun düşünme vakti ey ahali! Bu saatten sonra kimse çıkıp sakın bana birlik beraberlikten hiç söz etmesin.

ÖLDÜ O BERABERLİK ÖLDÜ. HEM DE SİZİN O AK PAK ELLERİNİZDE CAN VERDİ.

 

 

2 YORUMLAR

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz