- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kamu ve katılım bankalarının Togg’a ulaşım noktasında, gerekirse kazanmamak üzere düşük maliyetlerle gerekli destekleri vereceğini açıkladı.
TRT Haber’de konuşan Nebati, şunları ifade etti: Otomobil olarak lanse edilebilir ama bizim dönemimizde yaşayan insanlar açısından çok farklı bir anlam ortaya koyuyor. Ben 58 yaşındayım 61 yıl önce Devrim otomobili başlarken yolu kesildi. Aynı gerekçelerle yolu kesildi. Uçaklarımızın yolunu kestiler, füzelerimizin yolunu kestiler bunlar ülke içerisindeki çığırtkanlıklarla iş birliği yapılarak yapıldı.
Temeli atıldığı zaman dalga geçtiler. Aynı akşam sosyal medyada aynı çığırtkan ekip Türkiye bu otomobili üretemez diyerek sözlerini ortaya koymuş oldular. Kim bu çığırtkan ekip köprüyü yaptırmam diyenler, Marmaray’ı yaptırmam diyenler. Yani aslında bir taş üstüne bir taş koymamış vizyon sahibi olmayan ülkesini küçümseyen sürekli başkalarına gözünü diken bir küçücük azgın grup.
Biz kamuda da bu araçların kullanımıyla ilgili DMO’yla bu alanı ilişkilendirdik. Biz TOGG’u alacağız. En başta biz kullanacağız. Yeşil dönüşüm dönemindeyiz. Avrupa başta olmak üzere birçok ülke bu alana yönelecek. Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve katılım bankaları ile gerekli teşviklerin verilerek, gerekirse kar edilmeyecek şekilde Togg’a ulaşım için gerekli destekleri verecek.”
Esnaf destek paketleri hakkında bilgi veren Nebati, bir taraftan da KGF paketi üzerinde çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Nebati, şunları kaydetti:
“Hazırlıkları bitmek üzere olan KGF kredi paketinde Türkiye’de ilk defa bir farklı yöntem kullanacağız. Fatura karşılığı işlem yapıyoruz artık, bu tamamen yüzde 100 hale dönüşmüş olacak. Son KGF’de bunu tecrübe ettik. Önümüzdeki süreçte KGF kullanacakların tamamı faturalı bir şekilde kredi kullanabilecek. Bankalar kredi kullanırken bilançoya bakarlar, şirketin krediyi geri dönüşümünü gerçekleştirme kapasitesine sahip olup olmadığına bakarlar, firmaları ‘A,B,C’ diye değerlendirirler, ‘A: Hiç bir ihtiyacı yoktur, B:verseniz de olur, vermeseniz de olur, C: bilançosunda sıkıntılar olup krediye erişimde zor yolları anca geçebilen firmalar, D: oldukça kötü. Şimdi biz hazırladığımız yeni KGF paketinin yüzde 75’ini C’ye vereceğiz. Çok heyecan verici bir şey. Bu bir manşettir. Gerçekten ihtiyacı olup finans sektöründen kredi almakta zorlananlara, gerek işletme sermayesini gerekse yatırımlarını büyütmesi için onlara kolaylık göstereceğiz ve Hazine üzerindeki riski bir miktar artıracağız. Çünkü o KOBİ’leri, şirketleri yaşatma gibi bir hedefimiz var. Buradaki kazancımız, onlara verdiğimiz kredi dövize, dolara, altına, ihtiyacı olmayan bir yere gitmeyecek. Tamamen firmanın ihtiyacı olan yere gidecek. Şirketini, atölyesini firmasını büyütmek istiyorsa bunu kullanacak. Önünü çok daha rahat bir şekilde görecek. Kredinin yüzde 25’ini de B’ye düşünüyoruz. A’ya bu dönemde hiçbir şekilde bir desteğimiz olmayacak. Onlar zaten her fırsatta bilançoları gereği her türlü finansal imkanlara ulaşabiliyor.”
Nebati, krediye ulaşımda zorluk yaşayan firmaların bilançosu sıkıntılı olanlar olduğunu aktardı. Kamu bankalarının kredilerin doğru yere yönlendirilmesi konusunda her türlü özveriyi gösterdiğini bildiren Nebati, yatırım yapmak ve işletme sermayesini güçlendirmek isteyenlere kamu bankaları üzerinden gereken her türlü desteği verdiklerini ifade etti.
Enflasyona ilişkin beklentilerini de dile getiren Nebati, “Bu yıl yüksek bir enflasyon yaşadık. İnşallah aralık ayında baz etkisi ile başlayıp sonra da beklentilerin kırılması ve aldığımız tedbirlerin semeresinin görüleceği bir dönemde, enflasyonun aşağı doğru beli kırılmış olacak.” dedi. Nebati, enflasyonda birçok dışsal etkenin rol oynayacağına işaret ederken, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz gerek finansal ve gerekse makro ekonomik tedbirlerimizi aldık. Bunların etkilerini aralık ayından itibaren, önce baz etkisiyle sonra beklentilerin kırılmasıyla, kur atağından sonra karşı karşıya kaldığımız oynaklığın giderilmesiyle, dünyada da emtia fiyatlarının sakinleşmesiyle enflasyon baskısından gerek içerden gerek dışardan kurtularak önümüzdeki yıl enflasyonun düştüğü ve bunun toplum tarafından hissedilir şekilde yaşandığı bir döneme girmiş olacağız. Özellikle önümüzdeki süreçte gerek perakendeden gerek toptancılardan gerek üreticilerimizden şunu istiyoruz: Dövizle ilgili oynaklık en alt seviyede, öngörülebilirliğin en yüksek olduğu süreçteyiz. Cari açıkla ilgili problemimiz yok, ihtiyacımız yok, turizm gelirlerimiz çok çok iyi. Önümüzdeki dönemle ilgili ödemeler dengesiyle ilgili sıkıntımız yok. Dövizle ilgili öngörülebilir şekilde yürüyoruz, aldığımız tedbirlerin enflasyonla mücadelede sonuçlarını yavaş yavaş görüyoruz. Enflasyonda artış hızı azaldı, aralık ayından itibaren düşüşü görmüş olacağız. Buna ilişkin olarak herkesin hesap kitabını yapması, beklentileri de buna göre oluşturması, enflasyonla mücadelede en önemli araçlardan bir tanesidir. “
Türkiye’nin bu süreçte insan odaklı hareket ettiğine, çalışanlar ve dar gelirliler için alınan tedbirlere dikkati çeken Nebati, bu kesimlere geçen yıl ve bu yıl 400 milyar lirayı aşan desteklemede bulunduklarına işaret etti.
Nebati, şu anda dünyada ABD ve Avrupa’da daralma gözüktüğünü belirterek, “Dünya gelecek dönemde çok daha yüksek sesle resesyon ve durgunluğu konuşacak. Avrupa bu krizden nasıl çıkacak diye konuşulacak, ABD aynı şekilde konuşacak. Biz ise büyüyerek, üreterek, istihdam oluşturarak yolumuza devam edeceğiz. Dünyanın böyle bir resesyon riskiyle karşı karşıya kalması bir miktar bizi etkileyecektir ama onların yaşadığı kadar şiddetli yaşamayacağımızı söyleyebilirim.” diye konuştu.
Suudi Arabistan heyeti geliyor
Suudi Arabistan temaslarına ilişkin de bilgi veren Nebati, toplantılarda Türkiye ekonomisi ve Türkiye Ekonomi Modeli’ne yönelik büyük ilgi olduğunu anlattı. Nebati, “Türkiye Ekonomi Modeli sadece Türkiye’nin konuştuğu bir model olmaktan çıktı, dünyanın da konuştuğu bir model haline geldi.” dedi.
Türkiye ve Suudi Arabistan ile ilişkilerinin yeniden üst seviyeye gelmiş olmasından dolayı herkesin memnun olduğuna işaret eden Nebati, şunları kaydetti:
“Hem bizim hem öbür taraftan iş imkanlarının had seviyede geliştiği döneme gelmiş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Salman’ın ortaya koydukları bu irade iki ülkenin çıkarına oldu. Bunu iki taraf da görüyor. Bu görüşmelerde de Türkiye’de neler yapabiliriz, Türkiye’de hangi tür yatırımlarla ortaklıklar kurabiliriz, Türk yatırımcılarına 3 trilyon dolarlık 10 yıllık yatırım planlıyorlar Suudi Arabistan’da. Buralarda Türk yatırımcıları ne tür roller alabilir diye onları tartıştık. Çok verimli görüşmeler oldu. Şimdi aralık ayının ilk 10 gününde Suudi Arabistan heyeti geliyor. Türkiye’de olacaklar. İş dünyasıyla, yatırımcılarıyla ve yatırım bakanlığıyla gelecekler. Ocak ayı sonlarına doğru da biz de yatırımcılarımızı ve iş dünyamızı götüreceğiz ki ilişkileri sıkılaştıralım.”
Nebati, kripto para düzenlemesine ilişkin soru üzerine de “Buradaki amacımız kriptodan vergi toplamaktan ziyade bunlarla ilgili soru işaretlerinin ortadan kaldırıldığı bir genel düzenlemenin yapıldığı ve tanımlamalarla herkesin aynı ifadelerden aynı anlamı çıkarmalarının sağlandığı bir üst yapı oluşturmak.” diye konuştu.
Bu üst yapıya ilişkin geçen yıldan bu yana çalışmaların yapıldığını söyleyen Nebati, söz konusu düzenlemeyle ilgili son derlemeler yapıldıktan sonra Mecliste değerlendirileceğini anlattı.
Nebati, buradaki amaçlarının çağı hızlı bir şekilde yakalamak olduğuna işaret ederek, “Kripto ile ilgili dünyada henüz birkaç ülke düzenleme yapıyor. Dolayısıyla bu birincil düzenlemeyi gerçekleştirdiğimizde dünyanın sayılı ülkelerinden biri olacağız.” dedi.