- Bireyler olarak sohbet edebileceğimiz Yarın’larda görüşünceye kadar… - 30 Nisan 2023
- Bireysel Savunma Mekanizması Olarak Kader - 6 Mart 2023
- Kalitesizlikte ve Asgaride Birlik - 22 Şubat 2023
Son yıllarda tıp camiasında sıkça tartışılan bir konu haline geldi, tükenmişlik sendromu! Tanıyı gururlarına yediremeyenlerin her türlü direnişine ve problemi halı altına süpürmek adına yapılan her türlü ululuk sıfatlandırmalarına rağmen artık kaçınılmaz sona yaklaşmış bulunuyoruz…
Bu problemin dünya çapında bilinir hale getirilmesinde yine batı tıbbı öncü rol üstlenmekte… Son 10 yılda 20’ye katlanan ilgili makalelerin, yine neredeyse yarısı Amerika’dan, dörtte biri ise kıta Avrupa’sından çıkmış durumda. Halbuki, bu topraklarda da sağlık çalışanlarına yönelik “Sizler kahramansınız!” afişleri asıldı ve benzer onurlandırıcı reklamlar döndü durdu ekranlarımızda! Bu dünyada yaşayan doktorların kahramanlık tanımlamalarına mı karınları tok, yoksa spiritüel yaklaşımlar kendi dünya görüşlerinde mi karşılık bulamıyor, yorumu size bırakıyorum…
Ülkemizde de artık içinde yaşanılacak, daha fazla tahammül edilecek bir iş ortamı kalmadığı için, zaten herkes gözünü dışarılardan gelecek haberlere çevirmiş durumda. “Almanya gelenlere 3000 Euro vermeye karar vermiş!” denilene kadar adım atmamış olanlar, bir sonraki dalgaya kadar beklemek zorundalar! Daha önce de burada anlatmaya çalıştığım gibi, bugün karar alsanız ve gerekli adımları atmaya başlasanız bile ilk olumlu sonuç 1-1,5 yıldan önce kapınızı çalmayacaktır! Hele, en önemli adım karar verip kararın arkasında durarak her türlü zorluğa karşı direnmek olunca, o 1,5 yıllık bekleme süreci başlayana kadar zaten yıllar geçiyor…
Yanlış anlaşılmasın lütfen! Amerika’da yaşayan hekimler de dertli! İş yükünün fazla olmasından, evrak işlerine gömülmekten ve yeteri kadar hastalara zaman ayıramamaktan veya enselerinde her an boza pişirmeye hazır bekleyen davalardan… Ama buradakilerin genel olarak gidebilecekleri pek yerleri yok! Onlar da “Acaba yapay zeka biraz daha yaygınlaşır da işlerimiz rahatlar mı?” diye bekliyorlar… Şaka bir yana, yayınlanan ilgili çalışmalar, iş yeri ile ilişkili bu yıpranma, yorulma veya tükenmenin, adına ne derseniz deyin, insanların hayatlarını ne kadar olumsuz etkilediğini bir bir önümüze seriyor… Doktorlardaki artan memnuniyetsizlik günlük hayatlarına da yansıyor ve maalesef madde bağımlılığı, obezite, özel hayatta yaşanan sorunlar, depresyon ve intihara kadar evrilebiliyor!
Peki, doktorlardaki bu mutsuzluğun hastalara yansıması hiç olmuyor mu?
Verilere göre artan dikkatsizlikler tıbbi hatalara, olmadı hasta memnuniyetsizliklerine kolayca dönüşebiliyor!
Yani, tükenmenin eşiğinde dolaşan hekimden gelecek hizmet de maalesef sorunlu oluyor! Hele her gün yüzlerce hastaya şifa dağıtması beklenen Türk hekimlerinin durumunu bir gözünüzün önüne getirin lütfen!
Neyse, ben getirmek istemiyorum, çünkü o günlerden kalan olumsuz anılarımı silmekle meşgulüm birkaç yıldır…
Sağlıcakla kalınız efendim…