Tükenen Hekimden Ne Beklenmeli, Ne Beklenmemeli!

0

Son yıllarda tıp camiasında sıkça tartışılan bir konu haline geldi, tükenmişlik sendromu! Tanıyı gururlarına yediremeyenlerin her türlü direnişine ve problemi halı altına süpürmek adına yapılan her türlü ululuk sıfatlandırmalarına rağmen artık kaçınılmaz sona yaklaşmış bulunuyoruz… 
Bu problemin dünya çapında bilinir hale getirilmesinde yine batı tıbbı öncü rol üstlenmekte… Son 10 yılda 20’ye katlanan ilgili makalelerin, yine neredeyse yarısı Amerika’dan, dörtte biri ise kıta Avrupa’sından çıkmış durumda. Halbuki, bu topraklarda da sağlık çalışanlarına yönelik “Sizler kahramansınız!” afişleri asıldı ve benzer onurlandırıcı reklamlar döndü durdu ekranlarımızda! Bu dünyada yaşayan doktorların kahramanlık tanımlamalarına mı karınları tok, yoksa spiritüel yaklaşımlar kendi dünya görüşlerinde mi karşılık bulamıyor, yorumu size bırakıyorum… 
Ülkemizde de artık içinde yaşanılacak, daha fazla tahammül edilecek bir iş ortamı kalmadığı için, zaten herkes gözünü dışarılardan gelecek haberlere çevirmiş durumda. “Almanya gelenlere 3000 Euro vermeye karar vermiş!” denilene kadar adım atmamış olanlar, bir sonraki dalgaya kadar beklemek zorundalar! Daha önce de burada anlatmaya çalıştığım gibi, bugün karar alsanız ve gerekli adımları atmaya başlasanız bile ilk olumlu sonuç 1-1,5 yıldan önce kapınızı çalmayacaktır! Hele, en önemli adım karar verip kararın arkasında durarak her türlü zorluğa karşı direnmek olunca, o 1,5 yıllık bekleme süreci başlayana kadar zaten yıllar geçiyor… 
Yanlış anlaşılmasın lütfen! Amerika’da yaşayan hekimler de dertli! İş yükünün fazla olmasından, evrak işlerine gömülmekten ve yeteri kadar hastalara zaman ayıramamaktan veya enselerinde her an boza pişirmeye hazır bekleyen davalardan… Ama buradakilerin genel olarak gidebilecekleri pek yerleri yok! Onlar da “Acaba yapay zeka biraz daha yaygınlaşır da işlerimiz rahatlar mı?” diye bekliyorlar… Şaka bir yana, yayınlanan ilgili çalışmalar, iş yeri ile ilişkili bu yıpranma, yorulma veya tükenmenin, adına ne derseniz deyin, insanların hayatlarını ne kadar olumsuz etkilediğini bir bir önümüze seriyor… Doktorlardaki artan memnuniyetsizlik günlük hayatlarına da yansıyor ve maalesef madde bağımlılığı, obezite, özel hayatta yaşanan sorunlar, depresyon ve intihara kadar evrilebiliyor! 
Peki, doktorlardaki bu mutsuzluğun hastalara yansıması hiç olmuyor mu? 

Verilere göre artan dikkatsizlikler tıbbi hatalara, olmadı hasta memnuniyetsizliklerine kolayca dönüşebiliyor! 

Yani, tükenmenin eşiğinde dolaşan hekimden gelecek hizmet de maalesef sorunlu oluyor! Hele her gün yüzlerce hastaya şifa dağıtması beklenen Türk hekimlerinin durumunu bir gözünüzün önüne getirin lütfen! 

Neyse, ben getirmek istemiyorum, çünkü o günlerden kalan olumsuz anılarımı silmekle meşgulüm birkaç yıldır… 

Sağlıcakla kalınız efendim… 

Önceki İçerikTürkiye’nin kredi risk primi ilk kez 500 seviyesinin altında..
Sonraki İçerikBayram Hoyrazlı ve Bir Başarı Örneği: Nadide Tohum
Doğum yeri olan Kuzey Ren Vestfalya’ya (Almanya) doktora sonrası araştırmacı olarak geri döndüğü zaman, Essen Uni Klinik’te yaptığı deneysel çalışmaların hayatının dönüm noktası olacağını bilmiyordu. Eğitim hayatına Ankara’da başlayan ve her zaman bir parçası olmaktan onur duyduğu Hacettepe Tıp Fakültesi’nde devam eden Dr. Altınbaş’ın önüne serilmiş yeni bir dünya vardı artık. İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji uzmanı bir kliniysen hekim olarak, Başkentin en yoğun akademik ortamlarında çalışma fırsatı bulan ve yaptığı klinik araştırmalar ile Doçent Doktor ünvanı elde eden Dr. Altınbaş’ın son durağı Harvard Üniversitesi olmuştur. ABD Boston’da geçirdiği iki yılın sonunda, artık yaşayacağı son durağı belirlemiştir. Yeni çalışma ortamı, Yale Üniversitesi’dir. Bilimsel olarak odaklandığı karaciğer hastalıkları oluşum mekanizmaları dışında, yaklaşık 10 yıl boyunca bir Amerikan şirketinde “Gerçek Dünya Verileri” alanında Medikal Danışman/ Direktör olarak görev almıştır (STATinMed Inc.). Ulusal ve uluslararası kongrelerde onlarca sunum yapmış, ülkemizde çalıştığı kurumlarda tıp öğrencisi, iç hastalıkları asistanı ve gastroenteroloji yan dal asistanı eğitimlerinde aktif rol almıştır. İlk yazılarının (Almanca şiir dahil) yayınlandığı, üretmenin zevkini ilk olarak tattığı dergi, Dr. Altınbaş’ın “Şu kısa yaşantımda özlemle andığım ve gençlik yıllarımın geçtiği, olgunlaştığım yer!” dediği, Büyük Kolej okul dergisidir. Üniversite yıllarında başkanlığını da yaptığı Tıp Fakültesi Bilimsel Araştırmalar Topluluğu (HUTBAT) ve kurucular kurulunda yer aldığı Türkçe Topluluğu bünyesinde çıkartılan dergilerde editörlük ve yazarlık yapmıştır. İngilizce ve Türkçe dilinde basılmış 10 adet tıp kitabında bölüm yazarlığı olan Dr. Altınbaş’ın, uluslararası arenada yer alan saygın hakemli dergilerde 100’e yakın bilimsel yazısı yayınlanmıştır. Ulusal ve Uluslararası 20’ye yakın tıp/ bilim dergisinde hakem olarak görev alan Dr. Altınbaş, Kasım 2020’den itibaren Ocak Medya’da medikal ve para-medikal yazılar yazmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olan Dr. Akif Altınbaş, İngilizce ve Almanca bilmektedir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz