Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “İstatistiklerle Kadın 2018” bültenini yayımladı. Türkiye nüfusunun yüzde 49,8’ini kadın nüfus oluşturdu.
Türkiye’de 2018 yılında, erkek nüfus 41 milyon 139 bin 980 kişi olurken kadın nüfus 40 milyon 863 bin 902 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle; nüfusun yüzde 50,2’sini erkekler, yüzde 49,8’ini ise kadınlar oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle 65 ve daha yukarı yaş grubundaki kadınların lehine değişti. Bu yaş grubundaki nüfusun yüzde 44,1’ini erkekler, yüzde 55,9’unu ise kadınlar oluşturdu.
Kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi 80,8 yıl oldu
Hayat tabloları, 2015-2017 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78, erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,8 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,5 yıldır.
En az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadınların oranı yüzde 83,6 oldu
Türkiye’de 2017 yılında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 89,5 iken bu oran erkeklerde yüzde 95,5, kadınlarda ise yüzde 83,6 oldu.
Kız çocuklarının brüt okullaşma oranının, erkek çocuklarının brüt okullaşma oranına olan göreli büyüklüğünü ifade eden cinsiyet eşitliği endeks değeri, 1’e eşit ise kız ve erkek çocukları arasında eşitlik bulunduğu anlamına gelir. Cinsiyet eşitliği endeks değerinin, 1’den küçük olması erkek çocukları lehine eşitsizlik, 1’den büyük olması ise kız çocukları lehine eşitsizlik olduğunu gösterir.
Cinsiyet eşitliği endeksi öğretim türüne göre incelendiğinde; 2017 yılında ilköğretim öğrenci cinsiyet eşitliği endeksi 1,009, ortaöğretim cinsiyet eşitliği endeksi ve yükseköğretim cinsiyet eşitliği endeksi ise 0,933 oldu. Cinsiyet eşitliği endeksi yıllar itibariyle incelendiğinde ise; yükseköğretim cinsiyet eşitliği endeksinin 2008 yılından beri sürekli kız öğrenciler lehine gelişme gösterdiği görüldü.
Cinsiyete göre seçilmiş göstergeler, 2017
Kadınların istihdam oranı erkeklerin yarısından az oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2017 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 47,1 olup bu oran erkeklerde yüzde 65,6, kadınlarda ise yüzde 28,9 oldu.Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde; kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 15,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 27,7, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 34,3, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 42,6 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 72,7 oldu.
Kadın istihdamı en fazla hizmet sektöründe oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2017 yılında cinsiyete ve ekonomik faaliyetlere göre istihdam oranı incelendiğinde; tarım sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 19,4, erkek istihdam oranı yüzde 15,4, kadın istihdam oranı ise yüzde 28,3 oldu. Sanayi sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 26,5, erkek istihdam oranı yüzde 31,4, kadın istihdam oranı ise yüzde 15,6 oldu. Hizmet sektöründe ise toplam istihdam oranı yüzde 54,1 olup bu oran erkeklerde yüzde 53,2, kadınlarda yüzde 56,1 oldu.
İstihdamda olup bakım sorumluluğu olanların oranı yüzde 46,9 oldu
İş ve aile yaşamının uyumu, 2018 araştırması sonuçlarına göre; istihdamda olan 18-64 yaş grubundaki bireylerin yüzde 46,9’unun bakım sorumluluğu bulunurken bu oran erkeklerde yüzde 48,1, kadınlarda ise yüzde 44,2 olarak gerçekleşti. Diğer taraftan, işgücüne dahil olmayanların yüzde 38,7’sinin bakım sorumluluğu bulunurken erkeklerde bu oran yüzde 14,8, kadınlarda ise yüzde 45,9 oldu.
Çalışma saatlerinde izin almada sorun yaşayanların oranı yüzde 9,2 oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2018 yılında ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışanlardan çalışma saatleri içerisinde kişisel veya ailevi konularla ilgilenmek için bir veya iki saat izin almada sorun yaşayanların oranı yüzde 9,2 iken bu oran erkeklerde yüzde 8,8, kadınlarda yüzde 10,3 oldu.
Yükseköğretimde görevli kadın profesör oranı yüzde 31,2 oldu
Yükseköğretim istatistiklerine göre; kadın profesör oranı 2008/’09 öğretim yılında yüzde 27,4 iken 2017/’18 öğretim yılında yüzde 31,2 oldu. Doçent kadrosunda görev yapan kadın oranı yüzde 38,8, öğretim görevlisi kadrosunda görev yapan kadın oranı ise yüzde 50,2 oldu.
Kadın büyükelçi oranı yüzde 22,1 oldu
Dışişleri Bakanlığı verilerine göre; 2009 yılında kadın büyükelçi oranı yüzde 10,8 iken bu oran 2018 yılında yüzde 22,1 oldu.
Yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 17,3 oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2017 yılında yüzde 17,3 oldu.
Kadınlarda ortalama ilk evlenme yaşı 24,8 oldu
Evlenme istatistiklerine göre; resmi olarak ilk evliliğini 2018 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 24,8 iken bu yaş erkeklerde 27,8 oldu. İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde 30,8, kadınlarda 27,6 ile Tunceli oldu. İlk evlenme yaşının en düşük olduğu iller ise erkeklerde 25,9 ile Şanlıurfa ve Afyonkarahisar, kadınlarda 21,9 ile Ağrı oldu.
Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,79 ile İzmir oldu
Boşanma istatistiklerine göre; 2018 yılında kaba boşanma hızı binde 1,75 oldu. İllere göre incelendiğinde; kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,79 ile İzmir oldu. Bu ili binde 2,77 ile Muğla, binde 2,69 ile Antalya izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,16 ile Hakkari oldu. Bu ili binde 0,28 ile Şırnak, binde 0,31 ile Siirt izledi.
İnternet kullanan kadınların oranı yüzde 64,7 oldu
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; 2017 yılı Nisan ile 2018 yılı Mart aylarını kapsayan on iki aylık dönemde 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı yüzde 71,9 oldu. Bu oran, erkeklerde yüzde 79,2 iken kadınlarda yüzde 64,7 oldu.
Dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümler ilk sırada yer aldı
Ölüm nedeni istatistikleri sonuçlarına göre; 2017 yılında ölüm vakalarının nedenleri arasında ilk sırada yüzde 39,7 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırada yüzde 19,6 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 12 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı.Cinsiyete göre ölüm vakalarının nedenleri incelendiğinde; sıralamada kadın erkek arasında önemli bir farkın olmadığı görüldü. Buna göre; kadınların ölüm nedenlerinde ilk sırayı yüzde 43,7 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırayı yüzde 15,1 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırayı ise yüzde 11,2 ile solunum sistemi hastalıkları aldı.
Evli erkek ve kadınlar daha mutlu oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2018 yılında mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 53,4 oldu. Erkeklerde mutluluk oranı yüzde 49,6 iken kadınlarda bu oran yüzde 57 oldu. Evli bireylerin yüzde 56,3’ünün, evli olmayan bireylerin ise yüzde 46,7’sinin mutlu olduğu görüldü. Evli erkeklerin yüzde 51,6’sı, evli kadınların yüzde 60,7’si mutlu olduklarını beyan ederken evli olmayan erkeklerin yüzde 45,5’i, evli olmayan kadınların ise yüzde 47,9’u mutlu olduğunu ifade etti.
AÇIKLAMALAR
Kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek için sorumluluğu bulunan tüm taraflarca çalışmalar yapılması ve olumsuz göstergelerin işaret ettiği alanlarda iyileştirilmelerin yapılması gerekliliği bir gerçektir. Bu alanda gerekli politikaların oluşturulması ve oluşturulan politikaların sağlıklı bir şekilde izlenebilmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) web sayfasında 16 başlık altında 122 göstergeyi içeren Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri Veri Seti yayımlanmaktadır.Bununla birlikte TÜİK ilk defa 2017 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri Minimum Gösterge Seti’ni TÜİK web sayfasında Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri Veri Seti altında http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1068 linki üzerinden yayımlamıştır. BM İstatistik Komisyonu tarafından 2013 yılında kabul edilen BM Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri 52 Minimum Gösterge Seti, toplumsal cinsiyet istatistikleri konusunda, ulusal düzeyde üretilen ve uluslararası düzeyde karşılaştırılabilirliği olan göstergelerdir.