Türkiye’de son 10 günde neler oldu?

0

Denizli‘nin Pamukkale İlçesi sınırları içinde bulunan Hierapolis antik kenti ve yakınındaki termal suları barındıran travertenler, 1988’de, UNESCO tarafından Dünya Kültürel ve Doğal Miras listesine alınmış. Hierapolis, Hristiyan dünyası için de kutsal önemi haiz bir antik şehir; Hz. İsa‘nın 12 Havarisinden biri olan Aziz Philippus burada öldürülmüş, kabrinin Hierapolis içindeki Martyrium‘da bulunduğu uzmanlarca ifade ediliyor. Yani Hristiyanlar için bir hac yeri. Pandemi öncesi yılda yaklaşık iki milyona yakın turistin ziyaret ettiği Pamukkale, 1990’lardaki 12.000’lik nüfusunu daha çok göçle arttırarak 2021’de, yaklaşık 350.000 kişinin yaşadığı bir merkez olmuş.

Türkiye toprakları tarih, arkeoloji bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Tanıtım yeterince yapılamasa bile yine de tarih, antik dönemleri okuyan, bilen yerli ve yabancı turistler buraları ziyaret ediyorlar.

Termal suların bulunduğu travertenlere artık rahatça girme dönemi sona erdi. Ayakkabı ile giren, delici ve kesici aletlerle bu beyaz oluşuma zarar verenler ile suyun olağanüstü kirletilmesi sonucu yetkililer, doğru bir kararla bu sulara girmek isteyenleri başka termal kaynaklarına yönlendirdiler.

Pamukkale de nerden çıktı diyebilirsiniz. Görsel ve yazılı medyaya yansıyan bazı haberler Pamukkale ismini öne çıkardı. Ama tarihi boyutuyla değil. İlçenin AKP’li Belediye Başkanı Avni Örki, genç mimarlar için düzenlenen ödül töreninde kadın mimarların elini sıkmayarak ve ödüllerini başkasına verdirerek gündeme oturdu. Sonradan uyarıldı ki tekrar dönüp istemeyerek de olsa kadın mimarların ellerini sıktı.

M.Ö. Frigya Krallığından, çok tanrılı bir dönemden başlayan böyle zengin ve dünyaca ünlü bir tarihe sahip yerleşim biriminin halkının üstelik de % 70’i aşkın oylarıyla seçilmiş bir Belediye Başkanından beklenen böyle bir davranış değildi. Aldığı oy oranı itibarıyle sevilen bir şahsiyet olduğu da açık. Onun için laiklik önemli bir devrim ve yaşam tarzıdır, kadın ve erkek arasında ayrım yapılmasını engeller. Kesinlikle uygulanmalıdır.

Tabii laiklik ve karşı devrim çabaları, İstanbul ve Trabzon‘da da bütün hızıyla devam eden olaylar arasında. Trabzon’da çarşı içinde cübbeli, sarıklı iki kişinin Türk bayrağını indirmesi ancak esnafın daha büyük bir bayrak asması, İstanbul’da ise İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin üniversite bahçesinde düzenlemek istedikleri “Onur Haftası Pikniği“ne Bayazıt’tan gelen ve tekbir çeken kişilerce mani olunması ve öğrencilerin tehdit edilmeleri daha da vahim bir durum. Güvenlik güçlerinin tepkilerini gazete haberlerinden okuyabilirsiniz.

Son on gündeki diğer önemli bir gelişme de İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid‘in açıklaması: İstanbul ve Türkiye’nin diğer bölgelerine gelen İsrailli turistlere yönelik Türkiye toprakları üzerinde İranlılarca yapılacak eylemlere karşı Bakanın uyarıda bulunması ve Türkiye’yi terk çağrısı. Çağrı, zamanlama açısından kötü. Tam da turizm sezonunun açıldığı bir dönemde güvensizlik algısı yaydığından turizm beklentisi olan sektörler için olumsuz bir açıklama. Uzmanlar bu çağrının nedeni olarak 22 Mayıs 2022’de, İran Devrim Muhafızları Komutanı Seyyid Hüdai’nin evinin önünde, aracının içinde öldürülmesinden ve İran’daki bazı fabrikaların bombalanmasından İran’ın İsrail’i sorumlu tutması ve İran’ın, bu olaylara karşı misilleme yapabileceği endişesi olduğunu ifade ediyorlar. Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “her türlü güvenlik önleminin alındığı” belirtilse de daha üst düzeyde yapılacak daha kapsamlı bir açıklama daha etkili olacaktı. Neden mi? İsrail’in bu çağrısı Batı, Rus ve Avrupa basın yayın organlarında geniş şekilde yeraldı da ondan.

Tüm bu olaylar ve gelişmelere ek olarak AKP kurucularından Bülent Arınç‘ın “Kral Çıplak” açıklaması ve AKP’li eski bir milletvekili ile basın ve sosyal medya üzerinden yaptığı atışmalar gündemi yine değiştirdi. 

Ancak değişmeyen bir gündem varsa istenildiği şekilde diyelim: “Hayat Pahalılığı”. Piyasaların, çiftçilerin şikayetlerinin en kısa sürede alınacak önlemlerle bir nebze olsun iyileştirilmesi şu dönemde herkesin talebi. 

Önceki İçerikKaracadağ Lav Yolu 
Sonraki İçerikEski bir hikâye yeniden deşildi ve gerçek bir kez daha ortaya çıktı.. Gerçeklerin böyle bir âdeti vardır…
Ocak 2019'da emekli olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Statejik Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı ve Başkan (2011- 2012). Vatikan Büyükelçiliği Birinci ve daha sonra Elçi Müsteşar (2006-2011). Protokol Daire Başkanı (2001-2005). İsveç Stokholm Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı (1998-2001). Slovenya Ljubljana Büyükelçiliği Müsteşarı (1996-1998). Boru Hatları ve Enerji Dairesi Başkanı (1994-1996). Kafkas İşleri Dairesi Şube Müdürü (1992-1994). Hollanda Deventer Başkonsolosluğu Başkonsolos Yardımcısı (1988-1992). Enformasyon Dairesi Başkatip (1986-1988). Endonezya Cakarta Büyükelçiliği İkinci Katip (1984-1986). Londra Büyükelçiliği İkinci Katibi (1980-1983). Kıbrıs Siyasi İşler Dairesi İkinci Katip (1978-1980). Papalık Gregoryen Üniversitesi Temel Teoloji Lisansı Diploması(2007-2010). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü SBF Master Derecesi (1988). Basılı Tez: “İngiliz İmparatorluğundan Commonwealth'e:İki Dünya savaşı Arasında Çanakkale Krizi 1919-1939”. "London School of Economics"'de misafir öğrenci (1988). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Lisans Diploması (1976). Ödüller İtalya Cumhurbaşkanı G. Ciampi tarafından Ankara'da tevdi edilen “Şövalye” ünvanı (Cavallieri Stella Stara per la Solidarita Italiani) Eylül 2005. İran Büyükelçisi Dowlatabadi tarafından tevdi edilen Humeyni Altın Nişanı Eylül 2005. Dinlerarası diyaloga katkılarından dolayı Papalık Tiberina Akademisi Şeref Üyeliği Kasım 2007. İngilizce, Maley dilleri (Bahasa Endonezya ve Maley) İtalyanca bilmektedir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz