Veysi Dündar damardan Galatasaraylı Turgay Kıran ile görüştü: “GS kötü yönetiliyor… Terim bir umut…”

0

Galatasaray Spor Kulübü seçim heyecanı yaşıyor.

20 Ocak günü yeni başkanını seçecek olan Galatasaray’da, adaylardan biri olarak ismi öne çıkan Turgay Kıran ile görüştüm. Abi-Kardeş hukukumuz seneler öncesine dayandığından, her soruma içtenlikle cevap verdi. Tam bir İstanbul Beyefendisi. Rahmetli Özhan Canaydın kalitesinde. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, tüm kulüp başkanlarının sadece işlerine odaklandığı, başarılar elde ettiği ve kavgasız gürültüsüz dolu dolu kupalar kazandıkları dönemleri görmektir dileğim. 

Turgay Ağabey ile, Galatasaray Başkanlık yarışı öncesi çok konuşulacak bir söyleşimiz oldu. Sorular okkalı, cevaplar da iddialı idi. 

Turgay Kıran kimdir

1948 doğumlu ve 100. dönem Galatasaray Lisesi mezunu olan Turgay Kıran, İstanbul Üniversitesi Fransız Roman Dilleri ve Edebiyatı bölümünde lisansını tamamladı.

1975 yılında turizm alanında çalışmaya başlayan Turgay Kıran Hotel Etap Marmara, Hotel Etap İstanbul gibi seçkin mekanlarda üst düzey yöneticilikler yaptı, uluslararası tatil köyü ve otellerin işletmeciliğini üstlendi. 1990 yılından beri Batum, Aceristan, Bodrum, Kuşadası, Antalya, Pamukkale ve İstanbul’da 10’a yakın beş yıldızlı tatil köyü ve otel projesinin işletme danışmanlığını, yöneticiliğini ve işletmeciliğini yapmıştır. Inter Group International Entertainment’in yönetim kurulu başkanı olan Turgay Kıran, Güneş Sigorta A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeliğinde, Turizm Yatırım Bankası A.Ş (TYT) yönetim kurulu ve kurucu üyeliklerinde yer almıştır.
Alp Yalman’ın başkanlık yaptığı 90-92 yıllarında yönetim kurulu üyeliği yapan Turgay Kıran. 1985-1988 Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, 1990-1992 Türkiye Kürek Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlenmiştir. 2004 – 2006 yıllarında Galatasaray Spor Kulübü Başkan Vekili görevini üstlenen Turgay Kıran, Galatasaray’ın 100. yıl komitesine de başkanlık yapmıştır. 2009-2011 TMOK Yönetim Kurulu Üyeliği üstlenen Turgay Kıran, Galatasaray Spor Kulübünün bir önceki (2015) başkanlık seçimlerinde aday olmuştur.

Turgay Kıran evli ve bir çocuk babasıdır. 

Spor-siyaset ilişkisi

VD: Önce biraz genel konularla sohbetimize başlayalım müsaadenizle. Spor ve siyasetin ideal ilişkisi nedir? Türkiye’de spor-siyaset ilişkisini değerlendirir misiniz?

TK: Spor ile siyasetin ilişkisine gelince; siyasiler sporun bir politikasını düzenlerler. Ve uygulanması için, konunun sahiplerine bırakırlar. Türkiye’de olduğu gibi.?Biraz espri katalım istedim.

VD: Sizce Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) doğru yönetiliyor mu? 

TK: 1985 yılında ben rahmetli Turgut Özal Bey tarafından Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu’na atandım. Şenes Erzik, Erdal Karadoğan, Oğuz Çarmıklı, rahmetli Halil Çorbalı, rahmetli Selahattin Yetmişbir, rahmetli Duran Akbulut gibi. Başkanlığa da Kemal Ulusu getirildi. O zamanki politikacıların spora ilişkilerine bakın, bir de bugünkü ilişkilere. Bir o günkü federasyonun yaptıklarına bakın, bir de bugünkülerin yaptıklarına.

VD: Futbol, bir spordan çok bir endüstri olmuştur. Bu endüstrinin ana parametreleri nelerdir?

TK: Hiç bir şey kaybolmaz. Herşey yaşar. Futbol dünyada büyük bir endüstri ve güç kaynağı olmuştur. Kimse bu rantı birbirine bırakmak istememektedir. UEFA’yı, FİFA’yı izliyorsunuz. Taraftarların canlarını seve seve verdiği, son kuruşlarına kadar harcadıkları paralar, onlar olduğu için var olan çözüm ortakları ve sponsorların katkıları, dirayetsiz başkanlar tarafından hadsizce harcanmaktadır. Ve sonunda bir mal gibi birilerine satılmaktadır kulüpler. Umarım ki ülkemizde bunun örneklerini az yaşarız.

Galatasaray’da neler oluyor?

Veysi Dündar (VD): Adaylıktan neden vazgeçtiniz? 

 

 

 

 

 

Turgay Kıran (TK): Öncelikle belirtmek isterim ki; bu baskın seçimin ilk gece ilanından sonra bir televizyon programına bağlanıp, Galatasaray’ın hiçbir zaman başkansız kalmayacağını, gerekirse aday olabileceğimi ifade ettim. Ancak sonraki günler hiç aday olmamış bir arkadaşımızın da hazırlık yaptığını öğrendim. Ve yarışta Dursun Özbek ile karşı karşıya kalmaları için aday olmaktan vazgeçtim. 

 

 

VD: Galatasaray Liseli olmak bir ayrıcalık mıdır? Üyelikte ya da başkan adaylığında ne tip kolaylıklar sağlıyor? Sizce spor yöneticileri kendi takımlarının önceki yöneticleri hakkında nasıl bir bakışa sahiptir? Bu kültür ülkemizde oturmuş mudur?

TK: Ben rahmetli Özhan Canaydın zamanından bu yana 3 kez başkan adayı oldum ve kaybettim. Bu yapıdaki bir genel kurul üyeleri; bana önden gülüp, arkadan rakip adaya oy atarak ne kadar güvenilir! olduklarını kanıtladılar. Bu bir yana, oy verdikleri başkan ve arkadaşlarının Galatasaray’a katkılarını görmüş oldular. Şimdilerde de birbirlerine girdiler. Keyifle izliyorum. Tamamen aralarında kutuplaşan, sevgi ve hoşgörü fakiri, örf ve adetlerimizden uzak bir genel kurul, Türkçe’yi bile doğru konuşamayan, kulübü tanımayan, parayla adam olduklarını sanan, özgeçmişlerini dahi bulamayacağımız, kulübe nasıl kabul edildiklerini kimsenin bilmediği bir sürü üye, artık meydanlarda…

VD: Liseli olmayanların üye yapılmaması ya da Başkan’ın liseden olması gibi işlemlerle yapılmak istenen nedir? 

TK: Yine bir algı operasyonu; “Liseden olmazsan üye olamazsın. Başkan olmak için liseden olmak gerekir” gibi entrikalarla amaç; kendileri gibi olan üyelerin sayısını çoğaltmak.

Pırıl pırıl bir taraftar kitlesi var. UltraAslan’dan bahsetmiyorum. Üye olmak için herşeylerini canlarını bile verebilirler. Ama algı operasyonları ile önleri kesiliyor. Galatasaray Genel Kurulu’nun geleceği karanlık.

Dursun Özbek

VD: Dursun Özbek başarılı bir başkan olabilecek mi? Sadece liseli olduğundan başkan olmasına sıcak bakılan başkan adayları olması bir handikap mı? 

TK: Dursun Özbek’in başarılı olmasını beklemek tamamen bir hayalcilik. Allah aşkına Özbek’in özgeçmişini bilen var mı? Varsa biri bana açıklasın. Hiç esamesi bilinmezken bir anda dev oteller yatırımcısı nasıl olunur? Nedir bu başarı hikayesinin arkasındaki? Tabii ki bunlar başkanlık kıstası değil. Her başarı sahibi başkan olur diye bir kural da yok. Ama kulüpte hiç yer almamış, kulübün kapısını dahi bilmeyen ama liselilerin aday olması nedeniyle, Galatasaray’daki başarıları ile kanıtlanmış Alp Yalman Bey’i bile geride bırakabiliyorlarsa, varın gerisini siz düşünün. İşte kulübün hali! Ne Seyrantepe, ne Florya kaldı. Ama borçlar hala yükselircesine var. 

VD: Futbol haricinde hiç bir dalda başarı gelmemesini neye bağlıyorsunuz?

TK: Spor dallarının hiç birinde başarı yok. İlgilenen kimse yok. Herkes bir menfaat kavgasında. Mayıs ayında seçim olsaydı akla kara meydana çıkardı. O zaman ne yapmak gerekirdi? Baskın seçim hem de 20 günde. 

VD: Başkan seçilseydiniz, projeleriniz neler olurdu?  

TK: Benim 3 kez adaylığım süresince sunduğum projeler tüm medyada var. İsteyen oradan okuyabilir, bilgi sahibi olur. Geçmişteki bilgileri şu anda söylemek yersiz. Benim Abdullah Avcı, Hamza Hamzaoğlu, Juan de Ramos, Joackhim Löw gibi çok sevdiğim dostlarım var. Her zaman Galatasaray ile ilgili sohbetlerimiz olur. Taraftarlarımla bunları sosyal medyada paylaşırım.

VD: Adnan Polat ve Ünal Aysal arasındaki polemik, çekişme ve hizipleşme konusunda neler söylersiniz? Kayıp “60 milyon $” polemiği hakkında, bizi bilgilendirir misiniz?

TK: “Alışmış kudurmuştan beterdir” derler atalarımız. Adnan Polat ile Ünal Aysal’ın birbirlerine sevgiyle bakmaları normal. Ünal Ağabey, Adnan Polat’ı çok güzel harcadı, yok etti. O da liseye karşı tavır alarak, en büyük hatasını gerçekleştirdi. Bu tavır ne yazık ki, bugün de sürüyor. Liseden aday olmayan adaylara destek vererek.

Ünal Aysal için fazla söze gerek yok. Galatasaray hisselerini rehin ederek ve her yıl yüksek faizler alarak, büyük bir iş adamı olduğunu gösterdi …!

Galatasaray’da da destanlar yazdı. Ve bir anda toz oldu. Söylenecek çok şey var ama şimdi gündemi değil.

VD: Bir ara Burak Elmas’ın adaylığı da konuşuldu. Bu konudaki düşüncelerinizi de merak ediyorum.

TK: İlginç bir olay da Faruk Süren’in kankalarından bir arkadaş (Fatih Altaylı), sadece kendi gazetesinde sürekli bir algı yaratmak için uğraştı durdu. Faruk Süren’in damadı ve Ülker grubunun yurtdışında görev yapan sorumlusu Burak Elmas için… Gerçekten pırıl pırıl bir arkadaş, gencecik bir kardeş. Sanırım onu aday göstererek yine kulübü sahiplenmek isteyen bu zihniyet; sevgili Ali Dürüst için propaganda yapmıştı. Ama Ali Dürüst; neyi yapıp neyi yapamayacağını bildiği için bu tuzağa düşmedi. Hey gidi koca Galatasaray… Ali Sami Yen Bey’in kulakları çınlıyordur.

VD: Fatih Terim ismi devamlı gündemde tutuldu. Tudor allem edildi kullem edildi en sonunda gönderildi. Fatih Terim transferi, Dursun Özbek’in son kozu mu? 

 

 

 

 

TK: Fatih Terim’in gelmesi biz taraftarlar için bir umut, bir güven oldu. Biliyoruz ki; futboldan anlayan biri artık var. Dolayısıyla keyfimiz şimdilik yerinde. Tabii Dursun Özbek, ağabeyi Ünal Aysal’ın yaptığı gibi, bir anda kendisinin de Hamza Hamzaoğlu’na yaptığı gibi  Fatih Terim’i göndermezse…!

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz