Vurmasaydık iyiydi ama dibe vurduk

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Rahmetli Recep Yazıcıoğlu. 

Tokat, Aydın, Erzincan ve Denizli’de valilik yaptı. 

Kişiliği, halkla olan diyaloğu, fikirleri ve görüşleriyle kamuoyunda ‘Süper Vali’ olarak tanındı. 

8 Eylül 2003 tarihinde, Eskişehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Mahallesi yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti. 

Sosyal medyada bir açıklamasını izledim.

Şöyle diyor:

“İlber Ortaylı Hoca diyor ki; ‘Apartman yönetimine katılmayan millet, mahalle yönetimine, şehir, il ve ülke yönetimine nasıl katılacak?’

Biz hep ihale ve havale, Mehdi bekliyoruz. 

İşte Mehdi gelecek, dertler bitecek.

Yok böyle bir dava.

Yurttaş olamadık.

Bu halk eleştirisidir.

Ben bürokrasiyi de eleştiriyorum siyaseti de eleştiriyorum halkı da eleştiriyorum. 

Özet şu: Halk sisteme ortak olacak, köyden en üst Ankara’daki yönetime kadar. Kentte, ilde bir yerden başlayacağız buna. Yani elimizi taşın altına sokacağız.

‘Birileri bizi kurtarsın.’

Yok böyle bir şey ya.

‘Kurtar bizi baba’ diye diye ne oldu sonunda?

Kim kurtuldu Türkiye’de? 

Bir avuç insan kurtuldu. Çünkü bir ülkede fakirlik varsa zenginleşen var demektir. 

İşte hocam onu çok güzel söylüyor.

‘Üç kâğıt ekonomisi’ için diyor işte.

Birisi döviz birisi borsa birisi de faiz.

Bu üçüne de diyor kağıttır.

Buna da ‘üç kâğıt ekonomisi’ denir. 

Şimdi biz üretimi bıraktık. 

Şimdi kağıtlarla al ver al ver.

Al papazı ver bilmem nesini.

Bunun sonu yok. 

Sil baştan yapacağız.

İdarede, siyasette ve ekonomide halkla beraber yapacağız bunu.

Halk da bunu anlayacak. 

Onun için bilimsel bir şeydir bu.

Denir ki ‘dibe vurmadan sil baştan olmaz.’

Maalesef dibe vurduk, keşke dibe vurmasaydık.”

Halimizi ve çözüm yolunu ne de güzel özetlemiş.

Vurmasaydık iyiydi ama gerçekten dibe vurduk.

Ramazan’ın da eli kulağında.

Şöyle bir haber dolaşımda:

“Vatandaşlar, daha ucuz et alabilmek için gece saat üçte Et ve Süt Kurumu (ESK) önünde kuyruğa giriyor. 5 saat 40 dakika kuyrukta bekleyenler var.”

Bir kilo et kuyruğuna girebilme şansını yakalayanların yanında bir de bu imkânı bulamayanlar da var.

Sessiz yığınlar.

Fakirlik diz boyu.

Peki bu sorunu çözmekle sorumlu siyaset kurumu neyle meşgul?

14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimler için adaylık kavgasında.

Kimin Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı merakında.

HDP’nin HÜDA-PAR’ın kime kayacağının heyecanındalar.

İttifak pazarlığına çıkan siyasetin gündemine ekonomi bir türlü giremiyor. 

Depremin, selin yıkıp geçtiği bölgelerdeki insanlar da ayrı bir çaresizlik içinde.

Medya mahallesi, kendi dünyasında toplumun sorunlarından uzak top çeviriyor.

Bizim durumumuz kaynayan kurbağa anekdotuna benziyor.

Suyumuz yavaş yavaş ısıtılarak kaynatıldı. 

Farkına varmadan ölüme sürüklendik.

Tüm bunlardan daha kötüsü ise hala dibe vurduğumuzu kabullenmiyoruz.

İşte bu yüzden de çıkış yolu bulamıyoruz.

Önceki İçerikBiji İle Diji Arasına Sıkışan Newroz
Sonraki İçerikSeçimler de ‘Kader Planı’ Kapsamına Giriyor mu? 
1978 yılında Erzurum'da dünyaya geldi. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Tv ve Sinema Bölümü mezunu; Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu; Atatürk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu. 2001 yılında gazetecilik hayatına başladı. Erzurum'daki yerel gazetelerin çeşitli birimlerinde 3 yıl çalıştıktan sonra Diyarbakır ve Ankara'da Parlamento Muhabirliği başta olmak üzere çeşitli alanlarda 11 yıl gazetecilik yaptı. 2017 yılından itibaren ise Ocakmedya'da yazmaya başladı. Halen Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümünde Yüksek Lisans yapmaktadır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz