Ya HEP ya HİÇ

—————-xxx———

Ya da’ları oldum olası sevmem.

İki ucu boklu değnek çünkü.

Ortaya elini atsan PİÇ!.

O nedenle silip atıyorum kafama yatmayanı.

Kendi bildiğimi okuyorum.

1989’da ‘’Mektuplarımın okunmasına sansür getirilince’’

‘’Yetti artık sizin de örgütünüzün de.., dedim.

Ve içerde CİÖ ile tüm bağlarımı kopardım.

X

Tahliye oldum.

Tek başıma zar zor evime gittim.

Orda olanları trene yükledim ve alacaklarımı aldım.

‘’Ver elini İzmir!…’’

1991’in başında İzmir’de 11 yıldan sonra yaşam mücadeleme başladım. Bir gün çok zorladılar. İzmir HEP binasına götürdüler.

Oturuyorum.

Karşımda bir foto var. Asılı. Ne Atatürk ne Dinho!

‘’Kim bu dedim?’’

‘’HEP Genel başkanımız Fehmi Işıklar.’’

‘’Nerden geldi bu başınıza?’’

‘’Biz nerden bilelim Hocam onu ancak senin gibi eski kadrolar bilir.’’

Güldüm. Ve içimden ‘’Demek bu çaylak benim durumumu bilmiyor’’ diye düşündüm. Biz sohbet ederken İzmir HEP ilçe başkanı içeri girdi. Beni partide görünce çok sevindi.

‘’Vay vay hocam nihayet bizi onurlandırdın. Niye haber vermedin?’’

‘’Niye? Siirt bandosunu mu çağıracaktın?’’

‘’Bak ne diyeceğim. Az sonra Genel Başkanımız geliyor?’’ diyerek partililere talimat verdi.

‘’Hazır Şükrü Hocam da buradayken birlikte bir yemek yeriz.’’

‘’Yoo… Ben yemekte falan yokum. Öylesine uğradım. Gidecem’’ derken, bir sesler geldi.

‘’Genel başkanımız genel başkanımız geliyor’’ dediler.

İl başkanının odası bir anda doldu.

İçeriye uzun boylu bir adam girdi. Herkes esas duruşta, ben oturuyorum.

Gelen başkan da oturdu ve dik dik bana baktı.

‘’Bu arkadaşı tanıyamadım.’’

‘’Ben de sizi tanıyamadım. Sahi kimsiniz siz?’’

Fehmi Işıklar dondu.

‘’Ben  mi? Ben….’’

Araya başka bir genç girdi.

‘’Genel başkanım, özür dilerim çok aceleye geldik. Misafirimiz Şükrü Gülmüş Hocamız….Ani bir ziyaretle geldi.’’

Ben içlerinden İbrahim İncedursun’u tanıdım.

‘’İbrahim hele az gel. Bir acil işim var’’ dedim.

İbrahim’i duymuş ve seviyordum.

‘’Ya bunu kim bu partinin başına getirdi? Sen veya senin gibi biri olamaz mıydı? Bir Hanzo’dan kurtulduk bir de buna mı başkan diyeceğim: Bana şehir zapatası Başkan lazım ve adayım sensin. Yoksa bir daha bu HEP, mepe uğramam. Haydi bana eyvallah’’ dedim.

O günden sonra İbrahim İncedursun’un adı Şehir Zapatası kaldı.

Ancak Dinho, onu şehirden alıp dağa yolladı ve gitti.

…

Sahi bu partinin tabanı biz ama başkanlar bizden değil.

Başımıza bu BAŞKIRAN’ları kim getiriyor?

Ben sordum ve yanıtımı da buldum.

Siz biliyor musunuz?

17. Nisan 2023