- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Seçime gidiyoruz.
Yazarımız Orhan Yılmaz yazılarının başına seçimmetre ekledi. Buradan kaç gün kaldığını görüyoruz.
107 gün kaldı.
Akıllarda birçok sorular:
Aday kim olacak?
Başkan Erdoğan tekrar aday olabilecek mi?
Olamazsa kim aday olacak?
Neden bazı bakanlar bu kadar sessiz bekleyişteler?
Sedat Peker’in adamı olan Emre Olur neden serbest bırakıldı? Bu serbest bırakılmada Cevheri Güven’in topluma sunduğu ‘Gizli Tanık’ videosu etkili oldu mu?
Seçimler bizim gibi ülkelerde çok ama çok önemli. Neredeyse varlık mücadelesi şeklinde desek sanıyorum yanlış olmaz.
Başka ülkelerde nasıl da bizim ülkemizde bu şekilde?
Avrupa ülkelerinde sistem bellidir ve seçimlere gidilirken konu ‘hayat-memat’ meselesi haline getirilmez.
Çünkü sistem işler ve iktidara gelen siyasi parti bu sistem içerisinde kendine sunulan özgürlük alanı kadar hareket edebilir.
Peki ya Türkiye?
Ülkemizde durum çok farklı.
Bunun en somut örneği de başkanlık sistemi.
Eğer bir siyasi parti yeterli oyu almışsa ve bu oy alma işi de kesilmeden devam etmişse sistemi de değiştirebilir ve bunu yaparken ortaya sunulan kıstas %50 artı 1’dir.
Sistemin yeniden kurulması için söylenen bütün sözler devletin daha hızlı çalışması ve daha iyiye gitmesi şeklindedir.
Sistem değişince her şeyin değişeceği sanılır ama durum öyle olmaz.
Sistem değişir ama işleyiş hala aynıysa burada değişimden bahsedilmez.
1990’lı yıllarda yaşanan devlet içinde çeteleşme konusu bugüne baktığımızda şekil değiştirmiştir ama hala devam etmektedir. Bunun değişmesi için sistemin değişmesi değil toplumun anlayışının değişmesi yani insanın değişmesi gerekir.
HDP, hani herkesin ağzına geleni söylediği parti, hani belediyelerine kayyım atanan, işte bu parti ‘Devlet içindeki çete yapılanmalarının araştırılmasına’ dair önerge verdi.
Sonuç ne oldu?
Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Yani devletin içindeki çeteleşmeyi araştırmak Ak Parti ve MHP sebebiyle gerçekleşmedi.
Başka bir örneğe bakalım.
CHP, ‘Cumhurbaşkanlığı harcamalarının hukuksal çerçevesinin araştırılması’ amacıyla verdiği önerge Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Bu örnekler Avrupa’daki ülkelerde olsa halk buna isyan eder ve politikacılar da bundan çekindikleri için ona göre davranırlar, davranmak zorundadırlar.
Seçimlerde konuşulması gereken asıl mesele ‘Yapısal Reformlar’dır.
Bu yapısal reformlar konuşulmadan ve devletin asıl işleyişi değiştirilmeden gelecek yüzyıllara sağlıklı şekilde ilerlememiz mümkün gözükmemekte.
Hazırlayacağı videolardan korkulan bir isim var: Sedat Peker…
Sedat Peker daha önce yayınladığı videolarda dün vefatının yıldönümünde andığımız Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili de konuşmuştu.
Ne demişti?
Uğur Mumcu neden öldürüldü?
Terörden beslenen terör lordlarının üzerine çalışmıştı.
Cinayetten sonra yanına ilk giden kim?
Katilin önde geleni Mehmet Ağar…
Eşine diyor ki: ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner, yani yıkılır’.
Kendi kulaklarınız da duyabilirsiniz:
Seçimlere giderken konuşulması gereken asıl mesele de işte bu…
Yapısal reformlar…
Nasıl bir devlet ve nasıl bir devlet anlayışı olmalı…
Eğer bu alanlarda değişimler olmayacaksa iktidara kimin geleceğinin önemi yoktur…
Sevgi ve Bilgiyle kalın