Yarım metre bahçe ekip biçiyor diye tarım bakanı yapılan Pakdemirli, buğday krizi için hangi tedbirleri alıyor?

0

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, düzenlediği basın toplantısında Ukrayna krizi ile Ahlatlıbel Zirvesi’ni değerlendirdi.

“Krizin diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesi, bölge istikrarı ve güvenliği açısından son derece önemlidir.” diyen Şahin, şunları söyledi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması uluslararası hukukun gereğidir. Türkiye’yi bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda, hiçbir fotoğraf karesinde yer almamızı, diplomasimiz açısından üzüntüyle izliyoruz. NATO üyesi olarak, bu kadar silik bir diplomasiyle hareket etmemiz asla kabul edilemez. Altı boş bir arabuluculuk hamlesiyle Rusya-Ukrayna krizine müdahil olmaya çalıştık. Şimdi yoğun diplomasi kanallarını çalıştırmak için savaş çıkmasını mı bekliyoruz?

Uzman ve liyakat sahibi diplomatlarımızla, muhtemel bir savaşın önüne geçmek için acilen diplomatik seferberlik başlatın. Üyesi olduğumuz NATO’da ve bölge ülkeleri nezdinde, savaşın önlenmesi ve olası bir insanlık dramının önüne geçilmesi için acil girişimlerde bulunun.

Türkiye, buğday ithalatının yüzde 90’ını Rusya ve Ukrayna’dan karşılıyor. 10 milyar dolar turizm geliri elde ediyor. Doğal gazda Rusya en önemli tedarikçilerden birisi.

Yarım metre bahçe ekip biçiyor diye tarım bakanı yapılan Sayın Bekir Pakdemirli, muhtemel buğday krizini önlemek için hangi tedbirleri almaktadır? Türkiye, yüzde 300-400 artış gösteren gübre fiyatlarıyla, böyle bir krizle nasıl mücadele edecektir? Sayın Pakdemirli görevi haricinde sağa sola laf yetiştirmeyi bırakıp kendi işini yapmalı; Sayın Cumhurbaşkanı’ndan talimat beklemeden, muhtemel bir buğday krizine karşı acil tedbirler almalıdır. Rusya-Ukrayna savaşıyla yaşanabilecek bir enerji krizine karşı enerji bakanlığımız önlem almakta mıdır? Yoksa Sayın Enerji Bakanı Fatih Dönmez, iş işten geçtikten sonra yine milletimizden helallik mi isteyecektir?

Altı kıymetli genel başkanın ‘Ahlatlıbel Zirvesi’ bütün Türkiye’ye umut oldu. 12 Şubat deklarasyonuyla tünelin ucundaki ışık göründü, milletimizin umutları yeşerdi, demokrasi baharının sıcak rüzgarları esmeye başladı. Türkiye’mize hukukun üstünlüğü adına ilk cemre o gün düştü.

Altı sayın genel başkanın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in ayrıntılarını paylaşacağı 28 Şubat pazartesi gününü milletçe iple çekiyoruz. Bu sistem; Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi adı verilen keyfî ve kural tanımaz yönetim anlayışına son verecek. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ülkemiz için güçlü ekonomi demek. İşsize iş demek. Uluslararası ilişkilerde saygın bir Türkiye demek. Kaliteli eğitim ve yönetim anlayışı demek. İşçi, memur, emekli, esnaf, sanayici, sanatçı, bütün sivil toplum, 84 milyon, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in yol haritasını hep birlikte belirleyeceğiz.

12 Şubat Deklarasyonu sonrası iktidarın kendisi, küçük ortağı ve yandaş medyanın temelsiz algı operasyonları yine gürültü ve çevre kirliliğine neden oldu. Biz, yandaş medyanın ‘Ahlatlıbel Zirvesi’ sonrası attığı manşetlerin, siyasetin değil, psikiyatrinin konusu olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’yi yönetemeyenlerin, her işi sehven yapıp ellerine yüzlerine bulaştıranların algıyı yönetmeye çalışmaları ibretliktir. Gülünç duruma düşmektedirler.

Daha Avrupa Konseyi ile Avrupa Parlamentosunun farkını bilmeyenlerin, AİHM kararlarının Türkiye’de anayasal güvence altında olduğunu bilmeyenlerin, kendi hakları söz konusu olduğunda AİHM’e gidenlerin, lakin vatandaşının hakkı söz konusu olduğunda AİHM kararlarını ‘tanimazük’ diye bağıranların milletimizin aklıyla, zekasıyla, ferasetiyle dalga geçmeye asla hakları yoktur.

Her seçim, vicdanındaki dehasıyla, kuyumcu hassasiyetiyle tartarak oy veren milletimiz, zekasıyla alay edilmesinin hesabını soracaktır. Zekasıyla alay edenleri ilk seçimde sandığa gömecektir. Milletimizin zekasına da ferasetine de güveniyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz