Yeşiller ve aşırı sağcılar

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Ülkemizde yoğun olarak yaşanan seçim atmosferi, seçim konuşmaları ve analizler dün Almanya’da ve bütün Avrupa’da da vardı.

Evet, Avrupa Parlementosu seçimlerinden bahsediyorum.

Bu seçim neden önemliydi?

Seçimi önemli hale getiren Avrupa’da yükselen ‘aşırı sağcılık’. Aşırı sağcıların bütün Avrupa’da sayılarının artması ve AB’yi tehlikeye sokmak istemeleri, bu seçimi diğerlerinden farklı kılmıştı.

Seçime katılım oranlarına baktığımızda bunu farkediyoruz. 2014 yılındaki katılım oranı %48, dün yapılan seçime katılım oranı ise %61,5. Almanya’da gözlemlediğim, insanların ülkemizdeki gibi seçimlere rağbet etmemeleri. Ancak dünkü seçimde AB’nin geleceği için birçok kişi oy kullanmaya gitti ve seçime katılım yükseldi.

Yeşiller ve aşırı sağcılar dikkat çekse de, diğer dikkat çeken konu merkezde bulunan partilerin büyük oy kaybetmesi. Sosyal Demokratlar ve Hristiyan Birlik seçimlerden hezimetle çıktı. Bu iki partinin yetkilileri bu durumu genç kuşaklara ulaşamamalarına bağladılar.

Neden genç seçmene ulaşamadılar?

Genç seçmen dediğimiz, 18 ile 30 yaş aralığında olanlar, farklı düşüncedeler. Çevreye önem veren, dünyanın geleceğini düşünen genç kuşaklar bu iki parti için apolitikler. Reel politikle çok ilgilenmeyerek çevreyle ve çevreci politikalarla ilgileniyorlarmış. Acaba gerçekten öyle mi?

Genç kuşak dediğimiz insanlar da politikayla ilgileniyorlar, onlar da ülkenin ve kıtanın geleceği hakkında fikir yoruyorlar. Sadece bunun tarzı ve şekli farklı. Bundan da önemlisi ülkeyi yöneten merkez partilerden umutları yok.

Merkez partilere oy veren gençler, ya aileden aynı partide ya da kalıplara sokulmayı kabullenmişler. Yeşillere ve aşırı sağcılara oyların kaymasına bu noktadan bakmalıyız.

Aşırı sağcılar neden oylarını arttırıyorlar?

Aşırı sağcıların oylarını arttırmaları üzerine çok konuştuk. Avrupa’daki ve dünyadaki milliyetçilik akımı büyük etken. Ayrıca ülkeye gelen sığınmacılar ve onlar üzerinden yürütülen politikalar da milliyetçiliğin artmasında önemli. Milliyetçiliğin artması ile eğitim düzeyi konusu da birlikte değerlendirilmeli.

Eğitim düzeyi derken okullarda ve üniversitelerdeki eğitimden bahsetmiyorum. Üniversite eğitimi alıp aynı zamanda aşırı sağcı olanlar da çok. Günümüzde genç kuşakların sorunu bana göre şu: ‘Genç yaşta okulları bitirip iş hayatına geçtikleri için hayat tecrübelerinden yoksunlar. Bilgi çağındayız ve bilgiye çok kolay ulaşmak mümkün, ancak bilgileri sınıflandırmak ve hayatın içinde kullanmak konusunda sorunları da bir hayli fazla.’

Genç kuşaklar, edindikleri bilgileri uygun şekilde ve uygun yerlerde kullanma zaafı içindeler. Hal böyle olunca da, okul eğitimleri çok iyi olsa da, milliyetçiliğe ve aşırı sağcılığa kayma yükselmekte.

AfD dediğimiz aşırı sağcılar, oylarını 3,7 arttırarak 10 puana yükseldiler. Bu çok ciddi bir rakam, evet. 6 kişilik sandalye sayılarını 11’e çıkardılar. Bu kişilerin diğer Avrupa ülkelerindeki aşırı sağcılarla birlikte hareket edecekleri aşikar. Zaten çabaladıkları da bu.

Aşırı sağcılığın yükselmemesi için neler yapılmalı?

Aşırı sağcılar Almanya’da gerçekten tepki görüyorlar. Birçok Alman onlara tepkilerini açıkça gösteriyorlar. Yürüyüş yaptıklarında karşı yürüyüşlerle gövde gösterisi de yapıyorlar. Ancak bir gerçek var ki, insanların düşüncelerini etkiliyor.

Nedir bu? Yabancıların ve sığınmacıların tavırları.

Daha dün, ülkemizde bir Suriyeli bir cümlesiyle dikkatleri üzerine çekti. Birçok vatandaşımız Suriyeli’lere daha da bilendi ve bu olay sosyal medyada gündem oldu.

Neydi bu cümle?

‘Kafa kesmek istiyorum.’

Bu ve benzeri davranışlar, cümleler ve tavırlar ülkelerdeki milliyetçiliği arttıran etkenler.

Bizler aşırı sağcılarla ilgili yazıyoruz, eleştiriyoruz da, acaba ülkemizdeki durum farklı mı?

Aklıma şu da gelmiyor değil hani, acaba diyorum, kin ve nefret artsın, bunlar özellikle mi söyletiliyor ve gündem haline getiriliyor?

Neden olmasın…

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikBütün Lobutları Devirmek İçin Kaç Top Gerekir?
Sonraki İçerikYunanistan erken seçime gidiyor..6
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz