Yukarıda Allah Aşağıda Abdullah

0
Latest posts by Şükrü Gülmüş (see all)

Allah’ımızı da Abdullah’ımızı da biz kendimiz yaratırız.

Onları var etme sebebimiz korkularımızdır.

Onları biz yaratıyoruz.

1991-Nisan’ından 1993’un sonuna kadar TR ve KR’nin basın sorumlusuydum.  Ve ben Kürdlerden ÖCALAN’a direkt bağlıydım. Haftanın beş günü konuşurdum.

İşler yerine oturmuyordu. Herkes mavi boncuk olarak telefonunu vermişti. Sistemi o zaman çözmüş ama bir çıkış yolu bulamıyordum.

En sonunda ona net söyledim.

‘’Ben tek elden yetkili olmadan burada iş yapamam. Çünkü herkes Önderlik Telefonu bende var’’ diyor. 

Bunun üzerine;

‘’Ne öneriyorsun?’’ dedi.

Ben de ona;

‘’15 gün boyunca yetkiler bende olduğuna dair yetki verin. Yapamazsam bu işi bırakırım’’ dedim.

Rıza Altun’a seslendi.

‘’Rıza gel. Bundan sonra İstanbul’dan kim ararsa gidin Hoca ile konuşun, diyeceksin’’ dedi.

Telefonu kapattım ve hemen bir toplantı yaptım.

Orada şunu söyledim.

‘’Bakın arkadaşlar artık kılıçlarınızı çekin. Kimin ne gücü varsa ortaya koysun. İlişki kesin bende. İsteyen gidip telefon kabinlerin koşabilir.’’

Yukarıda Allah.

Allahtan sonra Şam’da Esed.

Esed’den sonra Abdullah.

Burada da ben varım.

‘Ya dediklerimi yaparsınız ya da ben Önderliğin talimatlarını tek tek uygulayacağım’’ dedim.

Hepsi telefonlar koştu. Başlarını kırdı ve bana geldiler. Çil yavrusu gibi dağıttım beni dinlemeyenleri.

BU BİR ÖNDERLİK TAKTİĞİYDİ!

Ben de onu taklit ediyordum.

Ne yapayım başka çare yoktu.

Hasılı kelam ve selam.

Sorunlar şıp diye bitti.

Meğer o bunların merkeziymiş.

BİREYSEL İLİŞKİLERİM VE GELEN BÜYÜK BALIK

Yeni ülke Özgür Gündem’ın dışında tüm Türkiye’deki Kürd gazetecilerle ilişkim vardı.

Bir gün Hürriyet gazetesinden (Rİ) adında Cizreli bir muhabir. Bana birkaç foto verdi. 

‘’Bunları Hürriyet kullanmıyor. Bu tam sizlik bir haber’’ dedi.

Fotolara baktım. Harika bir haber.

Cizre’nin deli makotu Mesûd DİNDAR..

Her gün peşmerge kiyafeti giyiyor. Elinde bayrağı Cizre’yi bir uçtan bir uca slogan ata ata, şal û Şepi ve Ala Rengin bayrağıyla turluyor.

Bir ihtar bir tehdit.

Engelleyemiyorlar.

Dünyalar delisi Kürd ve Kürdistan aşığı Mesûd.

Adı üstünde Mesûd. Soyadı DİNDAR ve anadan doğma Kürd Kürdistanlı.

TC devleti delimizi vuruyor.

Belki delinin altına bubi tuzağı koymuşlar diye panzerler çekiyorlar.

Ve bu fotoları (Rİ) Hürriyet muhabiri olarak gizli çekiyor.

Biz aldık. Bunu yayınlamaya karar verdik.

‘’Sür manşet giriyoruz. TC BİR DELİYE BÖYLE YAPARSA’’ dedim. Ve yazı işlerine sundum.

En son ortak kararımız:

İNSANLIK SÜRÜKLENİYOR! Oldu.

Aslında ben başlığımda ısrarlı kaldım. Ama kolektif karara uydum.

Ve çıktık!

İnsanlık Sürükleniyor manşetimiz, Kürdistan, Türkiye, Avrupa ve genel olarak dünya basınında geniş yankı uyandırdı.

Devlet hemen hareket geçti.

Biz Hürriyet Gazetesi’nde fotoları veren (Rİ) aranır duruma düştü. Gazeteye geldi. Onu koruma altına alıp yurt-dışına çıkarma çalışmalarına başladık.

Avrupa’dan gelen Alman dostlarımız devreye girdi.

Diğer yandan Cizreli ‘’Delimiz’ Mesûd Dindar’ın ailesine baskılar uygulanmaya başladı. Mesûd Dindar’ın anası Ankara’da Analar Kurultayı’ne gelmişti. Orda kendisiyle görüştüm. Tutulan Tercuman anayı anlamıyınca ben devreye girdim. Kürdçe tercümanlığını yaptım.

Dindarlar aile olarak yurtsever ve doğal olarak PKK taraftarıydılar. Bunlardan bir tanesi de Selim Dindar’dır.

Selim Dindar aynı zamanda Şerafettin Elçi’nin de yeğeniydi. O da yakalanır ve uzun süre Diyarbakır Zindanı’nda 33 Koğuşta Ferhat Kurtay ile kalır. Ferhat’tan çok etkilenir. Ferhatların Yakma Eylemi’nde Selim Dindar da aynı koğuştadır.

Aradan uzun yıllar geçti.

Selim Dindar tahliye oldu.

İstanbul’da işini gücünü kurdu.

Bir vesileyle Taraf gazetesinde Neşe Düzel’e ulaşır. Orda, Diyarbakır Zindanı ve 33 koğuştaki Yakma Elemini başından sonuna kadar anlatır.

Selim Dindar artık gazete manşetlerindeydi. Gittiği yerde Yakma Eylemini anlatıyordu.

SELİM SELİM’E ULAŞIR

Bizim bir de Selim Çürükkaya’mız var. İçerde Mustafa Karasu inayetiyle kitap sahibi oldu. ‘’Ben yazarım’’ demeye başladı. Ve Selim Selim’e ulaştı.

Çürükkaya Dindar’ı ikna etti.

Birlikte ‘’Wê stranê bêje’’yi yaptılar.

Artık Dindar Selim Çürükkaya Selim teşvikiyle görsel olarak da sahneye girdi.

Ve hala sebebi tam olarak bilinmemekle beraber Selim Dindar vuruldu.

Filim koptu.

Mesûd Dinder ‘’İnsanlık Sürükleniyor’’ ile,

Dindarlar devlet hedefiyle,

Selim Dindar hayatıyla ağır bedeller ödedi.

Tam bir domino taşlarının devrilmesi gibi peş peşe giden hayatlar.

Şimdi yaşayanlar biraz bunu düşünsün.

Acaba bu kadar ölümler değdi mi?

Bu sonucu biz Kuzey Kürdleri hak ettik mi?

Bence İNSANLIK –Kuzey Kürdleri açısından- HALA SÜRÜKLENİYOR!.

Ve böyle giderse daha sittin sene sürüneceğiz.

Bizde bu Camus derisi ense oldukça daha çok ense kökümüze şamarlar inecek.

Enseyi karartmamak marifet.

Ama bu ense şamara alışmış anlaşılan.

Selam ve selametle.

20 Mayıs 2022

Almanya-Essen

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz