“Yusufcuk “

0
Latest posts by Keje Bemal (see all)

Bir kadın, bir şehir, bir dava, bir aşk, servet….

Neyi kaybederseniz artık…

Gerçek kişiliğiniz ne ona sahipken, ne onu sefasını sürerken, ne de kaybetmemek için savaşırken ortaya çıkandır.

Gerçek kişiliğiniz kaybettiğinizi anladığınızda sergilediğiniz kişiliktir.

Namert ve mert tanımı varsa tam da yukarıdaki durumlarda sınanıp öyle tanılanmıştır.

Nasıl geldiğiniz değil nasıl gittiğiniz kim olduğunuzu belirler.

Bunu akılda tutun lütfen. 

İstilacı olmak farklı şeydir, yerli olmak farklı..

Barbar olmak farklı şeydir, insan olmak farklı..

Değer ve değersizlik insanlık tarihinde hep bu sınırlarla belirlenmiştir.

Hiçbir yerli ve kendini o yere ait hisseden, kentini kaybettiğinde ateşe vermez.

Zira buna o kentle arasındaki aidiyet ve sevgi bağı izin vermez.

Bu sadece barbarların, istilacıların işidir.

Zira emek vermemişlerdir. Sevgi bağları yoktur. 

Zaten sevgi dediğiniz duygu aidiyeti, aidiyet emeği beraberinde getirir.

Emeğiniz bir işe karılmışsa, siz asla o emeği zayi etmezsiniz.

Gerekirse bir süre geri adım atmanız şartsa hasar almadan elinizle teslim edersiniz çünkü umudunuz vardır. 

Bilirsiniz ki size ait olan şey bir gün mutlaka dönüp dolaşıp yeniden sizin olacaktır.

Eşyanın tabiatı böyledir.

O yüzden bir gün eğer emek ve değer verdiğiniz şeyleri kaybettiğiniz gün gelirse onun gerçekten size ait olup olmadığını da gidiş biçiminiz belirler…

Tereddüt etmeden “ne bana, ne kimseye “diye ateşe veriyorsanız siz gerçek bir barbarsınız!

Ve ateşe verdiğiniz her neyse, kadınlar, şehirler, servetinizden kalanlar, çocuklar… Onlar zaten hiçbir zaman sizin olmamıştır!

Bu denklemi herkesten fazla bilen kadınlar en çok gidiş biçiminize bakar örneğin.

Barbarlık sergilediğiniz anda bir daha ölümüne yüzünü göremeyeceğinizi size ispatlar.

Çünkü kendi canından bir canlı yaratan, canını başka bir canlıya dokuz ay yuva yapan ancak bilir yerleşik olmak, aidiyet, emek ne değer ne demektir?

O yüzden aranızda gitme zamanı gelmiş olanlar varsa, bir iyilik yapıp hatırlatmış olayım: “İnsana yakışır şekilde gidin !“ 

Barbarlaşmayın!

Önceki İçerikErdoğan toplumsal bir affa mı hazırlanıyor? 
Sonraki İçerikJekyll & Hyde Bir Broadway Müzikali
Selda Karaarslan Diyarbakır’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise eğitimini Diyarbakır’da, yüksek öğrenimini ise Urfa Harran Üniversitesi’nde Veterinerlik okuyarak tamamladı. Veteriner doktor olarak görev yapmamış ve bölge-Ortadoğu’da gelişen olaylara ilgi duydu. Seyyah, araştırmacı ve yazar olarak tanındı. Ezidiler, diline küsen çocuklar, Kürt eşcinsellerle ilgili yazılar ve araştırmalar yaptı. Yazıları çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlandı. Dema Nu, Tiroj, Denge Azad, Denge Kürdistan gibi yayın organlarında yazılar kaleme aldı. Kadın hareketlerinin içinde bulunan bir aktivisttir. Bölge kadını açısından ise toplumun kadına reva gördüğü rolü yıkıp tarumar etmiş ilk kadınlardandır ve bu çalışmaları da devam etmektedir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz