Z kuşağı gençler Kelam’la daha çok ilgili

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Her evde mutlaka bir Z kuşağı var.

Bu yüzden de Z kuşağı gençlerle ilgili araştırmaları takip ediyorsunuzdur eminim.

Bu kuşakla ilgili yapılan anketler iki türlü:

  1. Siyasi iktidar ve İHL kökenli anketçilerin yaklaşımları,
  2. Siyasi iktidarın karşısında olan ve diğer dediğimiz kesimin anketçilerinin yaklaşımları.

Bana göre bu konuda bile orta yol, ya da şöyle diyelim ‘bilimsel yöntem’ kullanılmıyor.
Z kuşağındaki gençlere din ve dindarlıkla ilgili iki yönlü sorular yöneltilmekte.

Bunun kaynağı da anketleri hazırlayanların Z kuşağından olmamaları.

Bu kuşaktan olmayanlar gençleri ‘siyah’ ve ‘beyaz’a hapsetmek ister gibi sadece iki yönlü soruları yönelterek, açık konuşmak gerekirse toplumdaki kamplaşmayı daha da körüklüyorlar.

Z kuşağı gençleri daha iyi anlamak için bir film sahnesinden örnek vermem gerekecek.

5. Element filmindeki Leeloo rolündeki genç kadının tarihdeki olayları izlemesi…

Dünya tarihini izliyor ve çok hızlı şekilde dünya tarihi hakkındaki bilgileri zihnine kaydediyor.

Evet, film olduğu için abartı sanatı kullanılıyor ve hele ki bu film ‘bilimkurgu’.

Z kuşağı gençlerin zihinleri çok daha hızlı hareket ediyor ve seçenekleri, seçeneklerin sundukları ortamları, farklı sonuçlamaları düşünmeyi ve sonuca ulaşmayı daha hızlı gerçekleştirebiliyorlar.

Hal böyle olunca da, onlara sunulan din ve dindarlıkla ilgili sorular da, onlara hitap etmediği için yavan kalıyor ve istenen sonuca ulaşmak zorlaşıyor.

Z kuşağı gençlere yöneltilen sorular ve verilen cevaplara baktığımızda karşımıza çıkan bir gerçek var ki, onların Kelam’a ve Kelam’la ilgili konulara daha meraklı oldukları.

Neden?

İyi de neden?

Amaç ne?

Din bu amacı neden ister?

Yazgı neden?

Kader neden?

Seçimler nasıl olacak?

Kader ve seçim aynı anda olması saçma değil mi? (Burada kader, önceden belirlenen olarak algılandığı için)

Bu ve benzeri soruları sizler de duyabilirsiniz.

Duyabilirsiniz diyorum, çünkü bunun mümkün olması için gençlerin konuşmalarına ve kendi öz fikirlerini sunmalarına imkan vermeniz gerekir.

Dini ve dindarlığı dikte ederek yaklaştığınızda bu ve benzeri sorularla karşılamazsınız. Çünkü duymak istediğinizi zaten başta dikte ediyorsunuzdur.

Z kuşağı ile ilgili ‘Deizm’ konusunun ortaya çıkmasının sebebi de aslında burada yatıyor.

Dikte edilenden kaçma ve Deizm’e yaklaşma.

Gençlerin İslam Hukuku’nu ilgilendiren konulardan ziyade Kelam’la ilgili konulara yakın olmalarının sebebi, onların ön kabul olarak ‘kişisel tercihleri’ baştan almış olmaları.

Emin olun, sizin ve bizim için tehlikeli olan ‘selefilik’ ve ‘dinsel radikalleşme’ konularında bile, buna eğilimli gençler için ‘kendi seçimleri’ dediklerini duyabiliriz.

Kendi seçimi olduğunu ön kabul olarak baştan onaylıyorlar ama ‘tehlike’ sinyali veren ‘terör’ konusu olduğunda da böyle kişilerden uzak olmak istiyorlar.

Ve şurası da var, teröre eğilimli olan fraksiyonlara kayanlar için de, gene Kelami konulardaki sorularına cevaplar bulamadıkları için oraya kaydıklarını da dile getiriyorlar.

Bizler ve sizler için belki ilginç bir kuşak.

Ama öğreneceğiz.

Dinleyeceğiz ve öğreneceğiz.

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikBrek! Brek! Reform yapıyoruz
Sonraki İçerikErmenistan’ın anlaşmaya uymaması intihar olur..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Z kuşak’ı üzerine nevzat Tarhan ile yapılmış röportaj

    Sizce Z kuşağı olarak adlandırılan zamane gençliğinin öncekilerden farklılıkları var mı? Bu kuşağın zamanın ve teknolojinin de getirisiyle kendine özgü başlıca ortak özellikleri neler?

    Z kuşağının diğer kuşaklardan en önemli farkı teknolojiyle direkt temasları. Teknolojiyle çok daha içli dışlılar. Diğer taraftan da çok daha fazla özgüvene sahip, konformist bir kuşak. Ayrıca bireycilik ve bireyselleşme, kolaycılık ön planda bu kuşakta. Bu kuşağın diğer kuşaklardan farkı şöyle: Diğer kuşaklar hayatta psikolojik olgunlaşmayı zorlukları aşarak elde etmişlerdi. Z kuşağı mensupları daha bol imkânlar içinde doğdukları için hayatta birçok şeyi kolay elde ettiler. Bu nedenle varlık içerisinde olgunlaşmaları gerekiyor. Diğerlerinin yokluk içinde olgunlaşmaları daha kolaydı. Pandemi onları çok etkiledi. Bedenî konforlarının olmadığını, sosyal hareketliliğin azaldığını, eski özgürlüklerinin olmadığını görmeleri onları da küresel olarak etkiledi. Bu nedenle Z kuşağı gençler farklı bir şekilde hayatta olgunlaş ma yönünden ilerleyecekler ya da ilerlemeyecekler. Bu kuşak üzerine yapılmış uluslararası çok araştırma var.

    Bu kuşak şöyle söylüyor: “Neden evlenip özerkliğimden fedakârlık yapayım? Neden yıllarca borca girip on sene borç ödeyeyim?” gibi konformist ve benmerkezci özellikleri fazla. Ama bu kuşak -ilginçtir çok sevimli. Öğrenmeye, yeniliğe açık çünkü sevgisiz büyümemişler. Dürtü kontrolü yapamıyorlar yani sonunu düşünerek hareket etmiyorlar.

    Sonunu düşünerek hareket etmek zihinsel bir beceridir. Bu becerinin öğretilmesi gerekiyor. Bu kuşaklar bunu geç öğreniyor. Bunun için bu kuşakta gecikmiş ergenlik vakaları çok fazla. Ergenlik bir türlü bitmiyor. Bu özellikleri nedeniyle fazla zihinlerini zorlamaya mecbur kalmadıkları için çoklu dikkat becerileri daha gelişmiş. Aynı anda birkaç işle meşgul oluyorlar ama bir işte uzun süre sebat edemiyorlar ve çalışmayı fazla sevmiyorlar. Kolay yollarla hayatta var olmak istiyorlar. Daha çok kısa vadeli düşünmeye yatkın bir kuşak. Orta ve uzun vadeli değil, anlık zevklerini düşünüyorlar. Popüler kültürü hiç sorgulamadan kabul ediyorlar. Bunun için popüler kültürdeki kültürel emperyalizmin hedefi olmuş durumda bu kuşak. Aceleciler ve sabırsızlıkları çok fazla. Ve kendilerini ifade etme konusunda daha başarılılar. Finansal okur-yazarlıkları düşük. Para harcarken insan her şeyi almak ister. Ama bu benim isteğim mi, ihtiyacım mı? İstek ve ihtiyaç dengesini kuramıyorlar.

    İktisatta makbul olan, kaynakları amaca yönelik harcama. Hatta Arapçada iktisat kelimesi maksat kökünden geliyor. Para konusunda maksadı düşünmeyen sadece o anki zevkini düşünen bir kuşakla karşı karşıyayız. Sosyal normlara uyma konusunda çok hoyratlar. Sosyal normlardan rahatlıkla “özgürlüğümü kısıtlıyor” diyerek vazgeçebiliyor. Kapitalist sistemin şu tezi vardır: İnsanlarda “sen çalış ben yiyeyim algısı” oluşturuyor. Bu algıyı bu kuşakta çok fazla görüyoruz. Eğer biz bu kuşağa iyi ve güzel şeyler öğretmezsek onlara psikolojik olgunlaşmayı öğretemeyiz.

    Z kuşağının hiçbir kuşakta olmadığı kadar bilimsel bilgelik eğitimine ihtiyacı var.
    Bunu öğretemezsek ileride üreten değil tüketen kuşak olur. Bir diğer özellikleri de; iç kontrol duyguları düşük, dış kontrol
    gerekiyor. İç kontrol duyguları: İç disiplin gelişmesi, öz yönetim, öz bilinç olması. Bunu yapamıyorlar.
    Dışarıdan engellenince duruyorlar. İç disiplinde bilgelik eğitimidir. Kuşaklara hayat bunu kendiliğinden öğretmiyor. Onlara bilimsel olarak öğretmek gerekiyor. Eğitim sistemine yeni modüller eklememiz gerekiyor.

    Z kuşağının hatalarından ders çıkarabilmesini sağlamamız gerekiyor. Bir özellikleri ve ego idealleri yok. Alfa kuşağında bu daha da belirginleşti. Bu daha az sorumluluk taşıyan, daha benmerkezci kuşak olacak. Sosyal normları uygulama konusunda daha büyük bir yük taşıyorlar. Eğer küçük yaştan bir amaç ve yaşam felsefesiyle eğitmezsek Z kuşağını arar hâle geleceğiz. Onun için kayıp kuşak olacaklar. Doğru bir politika üretmezsek Z kuşağı insanlık tarihinde kayıp kuşak olacak. İnsanlığa bir şey katmadan sadece kendisi için yaşayan bir kuşak olacak. Bunu düzeltmek belki Alfa kuşağına kalacak..

    Prof. Dr. Nevzat Tarhan / Lacivert Dergi Eylül sayısı röportajından alıntılanmıştır..

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz