Zekat vermek yada vermemek

2

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resulüne salat, selam olsun.

Zekat vermek yada vermemek

İbadetler; dil ile yapılan, beden ile yapılan, mal ile yapılan ibadetler olmak üzere üç şekilde eda edilir. Zekat mal ile yapılan ibadetlerdendir.

A-Zekat vermek

Biz ibadetlerimizi Allah emrettiği için yaparız.

Namaz, oruç, hac’ta olduğu gibi, zekatı da herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil, yalnız Allah’ın emrini yerine getirmek ve onun rızasını kazanmak için veririz.  Zekat bu niyetle verildiği takdirde ibadet olur.

Ancak, Allah’ın her emrinde olduğu gibi zekat ibadetinde de birçok hikmetler, bizim için maddi-manevi, dünyevi-uhrevi pek çok karşılığı olan faydaları vardır. İşte bir kaçını sayalım.

1-Zekat vermek, Allah’a ve ahiret gününe inanmanın bir ifadesidir.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde;

Rahmetim her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve âyetlerimize (Allah’a) inananlara yazacağım.” (Araf, 256)

Onlar (mü’minler), namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar (Lokman, 4).

Ebû Mâlik el-Eş’arî’den nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “…Zekât, (kişinin Müslümanlığının) bir delilidir…” (İbn Mâce, Tahâret, 5)

2-Zekat malı temizler.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde;

Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir (Tevbe, 103).

İbn Abbâs’tan nakledildiğine göre… Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı…” (Ebû Dâvûd, Zekât, 32)

3- Zekât, Malı Çoğaltır, Bereketini Arttırır.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde;

İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekat verirseniz; işte bunu yapanlar, sevaplarını kat kat arttıranlardır(Rum, 39).

Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve kat kat fazla bol nimet vadediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir (Bakara, 268).

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)

4-Zekat malın manevi sigortasıdır.

Sevgili peygamberimiz (s.a.v);

Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Belâya dua ile karşı koyun” buyuruyor (Kütüb-i Sitte, c. 7, s. 322).

B-Zekât Vermemek

İslamda, zekât vermemenin cezası maddî ve manevî müeyyidelere (yaptırımlara) dayandırılmıştır.

Allah, zekâtı vermeyenler hakkında kıyamette çok acıklı bir cezanın tatbik edileceğini beyan buyurmuştur:

….bir de altın ile gümüşü yığıp/stok edip Allah yolunda harcamayanlar, işte bunları acıklı bir azapla müjdele! Kıyamet gününde stok edilen o altın ile gümüşün (paraların) üzerleri Cehennem ateşinde kızdırılacak da, bu mal biriktirenlerin alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak. Ve onlara şöyle denecek: ‘İşte bu, kendiniz için stok ettiğiniz paralardır. Artık yığdıklarınızın/stok ettiklerinizin cezasını çekin.” (Tevbe, 34).

Allah’ın fazlu kereminden verdiğini (infak etmekte) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Âl-i İmran, 180).

Zekat borcunu ödemeyenler Hz. Ebu Bekir’in (r.a) savaştığı insanların prototipine (konumuna) düşerler.

Ebu Hureyre’den (r.a) naklediyor;

Allah Resulü (s.a.v), vefat edip Ebu Bekir (r.a) halife olduğu zaman, Arap kavimlerinden bazıları zekatı vermedi ve zekat ibadetini inkar edenler oldu.

Hz. Ebu Bekir (r.a) onlarla savaşmaya karar verdi.

Ömer (r.a) dedi ki:

“Bu insanlarla nasıl savaşırsın? Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

İnsanlar ‘Lâ ilahe illallah’ deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.

Kim ‘Lâ ilahe illallah’ derse, canını ve malını benden korumuş olur.

Ancak İslamın hakkı hâriç (kanının dökülmesini hak ederse başka) artık hesapları da Allah’a kalmıştır!’ demiş iken, sen ‘Lâ ilahe illallah’ diyen bu insanlarla nasıl savaşırsın” dedi.

Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a) şu cevabı verdi:

“Vallahi namazla zekat arasını ayıranlara karşı mutlaka savaşırım.

(Not: Kur’an’da, 38 ayette zekât vermek emir ve tavsiye edilmektedir. Bu ayetlerin 27’si namazla birlikte zikredilmiştir).

Çünkü zekat malın hakkıdır. Vallahi Allah Resulü (asm) zamanında ona zekat olarak vermiş oldukları dişi keçiyi bana (zekat olarak) vermemeye yeltenirlerse, bu zekata engel olmak suçundan dolayı onlarla savaşırım.” 

Sonradan Ömer (r.a) dedi ki:

“Vallahi onlarla savaşılması hususundaki hüküm, Allah’ın (c.c) Ebu Bekir’in (r.a) gönlünü açmasından dolayıdır. Ben bu sayede (dinin bazı hükümlerini kabul edip bazı hükümlerini kabul etmemekle  küfre girmeleri sebebiyle) onlarla savaşmanın hak olduğunu öğrendim.” (Buhârî, İ´tisâm 2, Zekât 1, İstitâbe 3; Muslim, İmân 32, (20); Muvatta, Zekât 30, (1, 269); Tirmizî, İmân 1, (2610); Ebû Dâvud, Zekât 1, (1556); Nesâî, Zekât 3, (5, 14)

Yine Ebu Hüreyre hazretlerinden nakledilen bir hadis-i şerifte de Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Allah Teâlâ kime mal verir de o kişi zekâtını ödemezse; kıyamet günü, zekâtı verilemeyen mal, sahibi için çok zehirli bir yılan suretine çevrilir. Bu yılanın iki gözü üstünde iki nokta vardır. Bu azgın yılan kıyamet gününde, mal sahibinin boynuna gerdanlık yapılır. Sonra yılan ağzıyla sahibinin çenesini iki taraftan yakalar ve sonra der ki: ‘Ben senin malınım, zekâtını vermediğin malınım.’” (Buhari, Zekat 3).

Zekat, nisab miktarı mala sahip olan zengin müslümanların, dikkat etmeleri gereken, hem dünyada hem de ahirette bedeli olan, önemli mali ibadetlerden biridir.

Vesselam.

Kaynak:

Diyanet İşleri Başkanlığı, İlmihal-1, 419.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam,II, zekat,s 453.

2 YORUMLAR

  1. Hocam bir yazınızda zekatın dışında genel olarak hayr işleri konusunda da bilgi verebilir misiniz? Bir arkadaş sormuştu cevap olarak bir şey diyemedim. Babası bir kaç yıl evvel vefat etmiş. Sağlığında hayr işi olarak çocuk okutmak istermiş. Okutmaya hali-vakti pek uygun olmayan bir ailenin çocuğu. Bütçesi ancak kendi ailesine yettiği için bu isteğini yerine getirememiş. Kendi çocuklarını okutmuş. Bunlardan biri babasının bu isteğini babası adına yapmak ister. Sorusu şuydu: Ben bu işi yaptığımda babamın taksiratına/dünyada sağken hayr konusunda yapmak isteyip te yapamadıkların karşılık olsun istiyorum. Onun ruhu bu işten şad olsun istiyorum, sevap hanesine yazılsın istiyorum, bu dinen mümkün mü diye bir soru. Genel olarak sadaka ve fakirlerin karnını doyurma konusunun ötesinde bir hayr işi. Genel olarak bu konulara dokunan ayet ve hadislerden bir derleme yapabilirseniz başkaları için de faydalı olabilir hocam. Teşekkür ederim.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz