- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Son günlerde alevlenen bazı konuları anlamak gerçekten zor. Topluma genel olarak baktığımızda, herkes dinine bağlı, her köşe başında camiler, din endeksli müfredatlar.
Ne oluyor size demeden edemiyor insan.
Cinsel tacizlerin artması ve bu olayların dini denebilecek kurumlarda ortaya çıkması, beni çileden çıkarıyor.
Neden mi?
İlahiyat eğitimi alıp, bu konuda zihin yoran biri olarak, algılayamıyorum.
Hem dinden bahsedip, hem bu iğrençlikleri duymak.
Cinsel sapkınlık yazıma atıfta bulunan Fehmi Koru’nun yazısına yorum yazanları okuduğumda, dediğim şu oldu: ‘İnsanlar ya okuduğunu anlamıyor, ya zihinler gerçekten durmuş-çalışmıyor, ya da bu insanlar Din/İslam deyip İslam’ın İ’sinin noktası kadar bile okumuyorlar.
1. Aşırı dindar gözükmeye çalışmak, dincilik yapmak insanı hasta ediyor, anlayın artık bunu. Her türlü aşırılık insan psikolojisini bozar. Baskıyla oluşturulan korku toplumlarında böyle olayların olması gayet doğal.
2. Sorular sorulmuş, alınan cevaplar cımbızlanmış. Soru sorulan Hoca unvanlı kişi toplumun önünde nasıl konuşması gerektiğini bilmeyecek kadar cahil mi?
3. Akademik unvan sahibi olan kişiler bile normal düşünceden uzaklaşmışlar, soru soranların kuklası haline gelmişler.
Vakti zamanında fakültede okurken, İzmir’in Alsancak semtine gidenleri eleştiren kişiler bunu dine dayandırırlardı. Üzerine tartışma olup, bunun dinle alakası olmadığı günyüzüne çıkınca da, ‘ben oralara gidemem, nasıl davranacağımı bilemem’ gibi samimi bir cümle çıkardı ağızlardan.
Yani mesele, dini bir mesele değil, ama dinmiş gibi gösterilince toplumda prim yaptığı için dinmiş gibi sunulmakta. İşte o zamanlar bunları yapanlar ve onlara benzeyen dinci tipler, şimdi de içlerindeki saplantıları kusuyor. Evet, rahatsız olsanız da tekrar ifade ediyorum, içlerindeki saplantıları kusmaktalar.
Peki toplum neden bunları konuşuyor, neden bunları yaşıyor.
Bunun sebebi devleti yönetenler.
Devleti yönetenler bu çirkefliklerin, seviyesizliklerin bitmesini isteseler, bir günde biter. Ama olmuyor. Şimdi de Zina tartışması başladı.
Zina’nın cezalandırılması için dört tane şahit gerekir. Dört tane şahidin aynı anda zina işlemini bütün açıklığıyla görmeleri gerekir.
Bu ne demektir, biliyor musunuz.
Bu, şu demektir.
Zina cezası gerektirecek fiilin, toplum önünde olması demektir. Zaten toplum ahlakını bozduğu için, cezası gerekir.
Ama bunu eğip-büküp kendi keyfinize, din anlayışınıza göre çevirmek isterseniz, işte toplumda böyle sapkınlıklar ortaya çıkar.
Zina’nın tekrar ceza olması ya da kimyasal hadımlıktan önce yapılması gereken başka işler vardır:
1. Gündüz kuşağında yayın yapan ‘ahlaki çöküntü saçan programlar’. İşin acı yönü de, bu yayınları yapan TV kanallarının hükümete yakın insanlara ait kanallar olması.
Bu programlarda işlenen aile içi cinsel sapkınlıklar, toplumun zihnini zehirlemekte. Zihinleri kirlenen insanlar yeni nesilleri de bu korkuyla ve baskıyla yetiştirmekteler.
Bu programlarda yapılan yayınlar sebebiyle cinsel sapkınlıklar kötüymüş gibi gösterilse de, aslında insanların zihninde normalleşmektedir. Toplum ahlakını bozan bu programların ivedilikle yayından kaldırılması gereklidir.
2. Hukuk devleti dediğimiz devletin hukuk sistemi çökmüş gibi, bu programlarda mahkemeler kurulup, hukuk yerle bir edilmektedir.
3. Devlet, eğitim konusunda canla başla çalışması gerekirken, eğitimi bu tür programlara bırakarak, devleti aciz göstermektedir.
4. Toplumda dini duyguları arttırmak için yapılan slogansal din algısı, toplumu dinden uzaklaştırmaktadır.
5. Zina konusundan önce, milletimizin cinsel eğitime ihtiyacı vardır. Sağlıklı cinsel eğitimin olmadığı toplumlarda cinsel sapkınlıklar artar ve toplumun ahlakı çöker. Ahlakı çöken toplum yok olmaya mahkumdur.
Cezalandırılması gereken zina suçunun toplumda işlenmiş olması gerekir ki, dört şahit olabilsin. Yani umuma açık yerlerde işlenmiş olması gerekir.
Şimdi buna itiraz edecekler var ya, bu nasıl bir yaklaşımdır diyecekler var ya, işte bir soru daha yöneltip onları tekrar tekrar düşünmeye davet edeyim.
Bugün evli olup bir tek eşe sahip olanlara zina haram.
İslam tarihinin önemli şahsiyetlerinden dört eşi ve 19 cariyesi mevcut olan birini düşünün. Ona da zina haramdı.
Acaba zinanın haramlığı noktasında bu ikisi eşit midir?
Sevgi ve Bilgiyle kalın.
Düşündürücü
Yazar haklı, eğitim olayını, edebin ehemmiyetini aile içine yerleştirene kadar bu ve benzeri konularda bir arpa boyu yol alınamaz, aynen yazarın dediği gibi o sapkın tv programlarında ahlaksızlık kötülenirken reklamı yapılıyor. Bir gazete var fiyatı normal gazetelerden ucuz idi, ismi posta nerye gitseniz karşınıza çıkar, berberde, emlakçıda, kahvehanede yani bekleme salonu olan heryerde hep gözüme ilişmiştir ve ilk sayfasında muhakkak aile yapısını bozacak sapkınlıkta uç sayılacak bir haber muhakkak vardır, bunların belli bir maksada hizmet ettiğini, spontan olmadığını , belli bir program dahilinde yayınlandığını düşünüyorum. Zinanın şahitli işlenmesine gelince polis baskın yaptığında ortalama dört kişi oluyor zaten, onlar şahit sayılmazmı:)))