Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şöyle diyor:
“14 Mayıs’ın akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır. Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak. Bu ikisinden birini oluşturmak bizim, aziz milletimizin elindedir. O gece kimi sevindireceğimize iyi karar verelim.”
Dur durak bilmeyen Sayın Bakanın bir de sorusu var:
“Siz olsanız bir yere giderken ailenizi Kılıçdaroğlu’na mı emanet edersiniz Tayyip Bey’e mi emanet edersiniz?”
“Ailemizi emanet edemeyeceğimiz insanlara ülkemizi lütfen emanet etmeyelim.” diyerek de tavsiyede bulunuyor.
Ahmet Kaya’nın dediği gibi;
“Nerden baksan tutarsızlık.”
Sazı bu defa AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım alıyor:
“Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir.”
Haydaaa.
Kimi kimden kurtarıyoruz?
Ne işgali ne istiklali?
Kim kimi niye işgal ediyor?
Savaşa mı gidiyoruz yok seçime mi; belli değil.
Anladığım, usul usul eski günlerimize geri döndüğümüz.
Benim tavsiyem şudur ki;
Yarın duyduğunuzda utanacağınız cümleler kurmayın!..
Çünkü neticede yine yüz yüze bakacağız.
Herkes bu ülkenin güzelliğini istiyor.
Kimse kimsenin düşmanı değil.
Bu kadar ayrıştırmak, nefret dili oluşturmak neden?
Bunun kime ne faydası olur?
Siyaset kırmak, dökmek, yok etmek için değil düzeltmek için var.
Bu arada 50 binden fazla insanın can verdiği depremi ne çabuk unutuverdik.
Müzik yasaktı, mitingler yapılmayacaktı.
Şu an şehrimin sokaklarında seçim otobüsleri, müzik eşliğinde tur atıyor.
Meydanlarda ağza alınmayacak cümleler kuruluyor.
16 gün sonra sandıktan çıkacak sonuç, bu yıkımı sizce tamir edebilir mi?
Yıkmak kolay oysa yapmak zaman ister.
Seçim sonucuyla ülke kurtuluşa, feraha ermeyecek.
Uzaya çıkmayacağız, ekonomik göstergeler de pozitife dönüşmeyecek.
Kim kazanırsa kazansın aynı tas aynı hamam yıkanmaya devam.
İnsanların istediği sadece birazcık huzur.
Bunun yolu da bir an önce merkezine adaleti almasından geçmektedir.
Son sözüm:
Ahlaken, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ deyip hırsızlık, arsızlık yapana da
‘Şampanya patlatıp’ hırsızlık, arsızlık yapana da karşı olmak gerekir.
Çünkü hırsızlık ve arsızlık en büyük ahlaksızlıklardandır.
Yapanın mahallesine göre ‘iyi’ veya ‘kötü’ anlamı kazanmaz.